Gündüz mü, Gece mi?

3.7K 108 16
                                    

Hepinize iyi okumalar:)

Bölüm şarkısı Pera-Kimseler

Bu arada bölüm Kerem'in ağzından ^^

Çalan telefonun sesiyle gözlerimi açtım. Sehpadaki telefona uzanıp kulağıma götürdüm.

"Alo Kerem."

"Burak?"

"Uyandırdım mı?"

"Biraz kestiriyordum. Önemli değil."

"Ben şey diyecektim. Seninle bu akşam rakı balık yapalım mı?"

"Benimle? Pazartesi pazartesi?"

"Valla aklıma gelen ilk kişi sendin yani kendi arkadaşlarım biraz zevzektir. Sen daha ağırbaşlısın."

"Hıımm. Haftasonu falan yapsak olmuyor mu?"

"Acil durum desem."

"Anladım. Tamam o zaman. Akşam çıkarız."

"Ben sana mesaj atarım."

"Okay."

"Hadi görüşürüz."

Telefonu kapattıktan sonra saçlarımı karıştırdım. Saati yediye kurduktan sonra koltuğa tekrar yattım. Bütün haftasonu Zeynep'e bakmıştım. O yüzden fazlasıyla yorgundum. Bir de sabah okul için erken kalkmıştım. Kolumu yastığın altına koyup gözlerimi kapattım.

* * * * * * *

Dıt! Dıııııııttt! Dııt!

Telefonun alarmını susturduktan sonra koltukta oturur pozisyona geçip gerindim. Burak'ın attığı mesajda sekizde buluşacağımız yazıyordu. O yüzden odama giyinmeye gittim. Kotumun üstüne kahverengi slim-fit gömleğimi giydim. Parfüm sıkıp saçımı düzelttikten sonra hazırdım. Cüzdanımı ve arabanın anahtarını aldıktan sonra evden çıktım.

Burak'ın söylediği yeri biliyordum. İçeri girdiğimde gözlerimle Burak'ı aramaya başladım. Onu görünce yanına doğru yürüdüm. Meyhanede kısık sayılabilecek bir şekilde müzik çalıyordu. Eski resimlerle süslenmiş bir yerdi. Öyle çok lüks değildi zaten. Yanına oturunca kendine çoktan bir duble koyduğunu farkettim.

"Sert başlamışsın bakıyorum. Sek falan... hayırdır?"

"Bir türlü suyu getiremedi bunlar. Ben de diktim kafaya."

Güldüm. Aslında Burak'ın neden beni çağırdığını hala anlayamamıştım. Birbirimizi uzun zamandır tanıyorduk ama yakın değildik. Hatta Zeynep sayesinde daha fazla görüşmeye başlamıştık.

Garson geldiğinde bende kendi rakımı koydurttum. Sonra da mezeleri söyledik. Tabaklarımıza peynirler konduktan sonra da muhabbeti açmak için giriştim.

"Derdin ne söyle bakalım?"

"Derdim büyük be abicim."

"Buraya anlatman için geldik zaten. Sökül bakalım."

"Dur biraz içelim. Çakırkeyif olalım."

"Öyle olsun bakalım."

O üçüncü dublesine başlarken ben de ikinciyi içiyordum. Temkinli gitmekte yarar var. Birinin ayık olup öbürünü toplaması lazım sonuç olarak.

"Bak oğlum bu aşk çok boktan bir şey var ya."

Hah işte şöyle istediğim kıvama gel bakalım.

Surrender Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin