Bölüm şarkısı Ozan Osmanpaşaoğlu-Ben Böyleyim.
Hepinize iyi okumalar:)Hayat karşınıza beklenmedik anlarda hiç tanışmayı bile düşünmeyeceğiniz insanları çıkarır. Bazı olaylar olur ve siz kendinizi hiç ummadığınız bir şekilde bulursunuz. Sakin kalıp düşündüğünüzde ne kadar çok şey yaşadığınızı, ne kadar yorulduğunuzu fark edersiniz. Ben de yorulmuştum. Çok fazla şey olmuştu. Okulun ilk günü Kerem'i gördüğümde böyle şeyler olacağını tahmin edemezdim. Konuşacağımızı bile düşünmemiştim ama bir anda sanki evren benim ona aşık olmamı istedi ve beni onun yaptığı resmi izlemeye teşvik etti. Ben hayatımda hiçbir zaman böyle şeyler yapmamıştım. Hep sakin, sessiz bir tiptim. Gerektiğinde hakkımı çatır çatır savunurdum ama onun dışında gayet uysal bir tiptim. Keremle tanıştıktan sonra sanki evrim geçirdim. Ben kim daha arkadaşım bile olmayan Kerem'e bağırmak, atar yapmak kim? Hayatımın şu son 3-4 ayı o kadar hızlı geçmişti ki. Daha ne olduğunu anlayamadan her şey olup bitmişti. Bazı şeyleri toparlamak, düzene koymak zor olmuştu. Birini sevdiğini içinde tutmak zordu. Sonra sanki içimde bir şeyler patladı ve ben korkusuzlaştım. Hissettiğim her şeyi dile getirir oldum. Ben değil gibiydim. Yani eski arkadaşlarıma ya da anneme bu olanları anlatsam kimse gerçek olduğuna inanmazdı ama hayat böyleydi. Karşınıza biri çıkıyor ve sizi alıp bambaşka biri haline çeviriyor. Tüm yaşadıklarınız, aldığınız tüm dersler sizi değiştiriyor, daha iyi bir insan yapıyor. Kerem'i gördüğüm o ilk an hayatım ve ben değişmeye başlamıştık. Kerem beni değiştirdi ve ben onun tarafından değiştirilmekten hiç pişman değilim...
Belki haftalardır dokunmadığım odamı temizlerken önüme Kerem'in bana bıraktığı ilk resim gelince tüm bunları düşünmüştüm. Resmi tekrar inceledim. Belki de bu resmi almasaydım, Kerem'i onu çizerken izlemeseydim biz asla tanışamayacaktık. Ben ona hiç aşık olamayacaktım. Bazı şeyleri çözdüğümüzden beri ikimizin de lise aşıklarından bir farkı yoktu. Tutuk konuşmalar, yan yana yürürken durup durup gülümsemeler, karşı karşıya dururken sallanmalar. Hadi ben çocuk gibiydim zaten. Peki ya Kerem?! O sınırlarının arkasına kapanmış sert adam bir anda yumuşamıştı. Kendini hapsettiği kalenin soğukluğunda kalbi de soğumuştu ama kapıyı araladığı zaman içeri giren güneş hem onu hem de kalbini ısıtmıştı.
* * * * * * * *
"Zeeyyy."
"Efendim canım."
"Bu akşam sen, ben, Kerem, Burak yemeğe çıkalım diyorum. Ne dersin?"
"Olur. Fark etmez benim için."
"Tamam ben Burak'ı arayayım sende Kerem'i."
"Olmaaz. Sen ikisini de ara ya da Burak arasın."
"Niye ki?"
"Off Gece. Aramız bir garip işte. Utanıyorum."
"Ahaahahah of Zeynep."
"Bak gülme."
"Ahahaha tamam tamam. Ben şey yapayım şey ahahah."
"Off bir git be."* * * * * * *
"Zeynep giydin yine şu converse ve kotu. Elbise ya da etek giysen ölürsün dimi."
"Ay basit bir yemek için ne o kadar süslenemeyeceğim. Zaten buraya geldiğimden beri o kadar çok giydim ki beni 1 yıl götürür onlar."
"Ay insanı çıldırtırsın sen."Gece'ye dilimi çıkartıp yürümeye devam ettim. Sonunda Burak'la Kerem'i gördüğümüzde masaya doğru hızlı adımlarla ilerledik. Seçe seçe en köşedeki, en ıssız yerdeki masayı seçmişler. Bir türlü bulamadık şunları.
"Selam." dedim Kerem'e bakarak.
"Selam."
"Hoş geldiniiz." diyerek Burak araya girdi.
"Hoş bulduk canım hoş bulduk." dedi Gece.
Bu kızda bir haller var ama...
Yerimize oturur oturmaz Gece "Aaa." diye bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Surrender
FanfictionZeynep, yeni bir sayfa açmak için, yeni başlangıçlar, yeni maceralar yaşamak için çok sevdiği şehre, İstanbula, geri döner. Sadece mutlu olucak, huzurlu olacaktır. Kalp kırıklıklarına, kavgalara, hayal kırıklıklarına bu sayfada yer yoktur onun için...