Seni Güneş Yok Olana Dek Seveceğim

2.5K 139 38
                                    

Herkese kocaman bir merhaba :)

Bu bölüm şarkılar bol. İlk şarkı Sara Bareilles-Gravity.

İkincisi Alex and Sierra-Little Do You Know. Aynı zamanda kendisi Multimedia'daki şarkıdır. (Bunu kendim çevirdim. Düzgün oldu mu bilmiyorum valla. Hepsinin çevirileriyle oynadım o ayrı :D)

Sonuncusu ise The Pierces-Three Wishes.

Hepsini dinlemeniz şiddetle önerilir.

Aynı zamanda gifteki çifti bilene benden bölüm ithafı ahahahha :D

İthaftan bahsetmişken bu bölümün ithafları var. O yüzden sırasıyla yazıyorum.

Bu bölüm Sarehime ve AyeglYlmaz7'ın. Umarım beğenirsiniz :))

Baya uzun bir bölüm sizi bekliyor. Toplam 5064 kelime. Yazdığım en uzun bölüm.

O yüzden hepinize iyi okumalar:)

Yavaş yavaş gözlerimi açarken bir an nerede olduğumu anlayamadım. Sırt üstü yatarken gözlerimi tavana diktim ve görüntüler beynimde aydınlanmaya başladı. Artık nasıl uyuduysam ki baya derin ve huzurlu bir uykuydu zaman, mekan kavramını yitirmiştim. Hafifçe gerindim ve o an karnımın üstündeki kolu fark ettim. Bakışlarım yanımda mışıl mışıl uyuyan Kerem'e kayarken çatık kaşlarım bir anda normalleşti ve hafifçe gülümsedim. Gözlerimi ondan çekip avuşturmaya başladım. Bu sırada o da kıpırdandı ve ben ona bakarken gözlerini açtı.

Beni yanında yatarken görünce ilk başta şaşırsa da sonra hemen yüzüne bir gülümseme oturttu.

"Günaydın." Dedi ağzı kulaklarında.

"Günay-" sevimli sevimli günaydın diyecekken durdum ve ciddi bir ses tonuyla "Günaydın." Dedim.

Kafasını eline yaslayıp dirseğinin üstünde yükseldi ve bana bakmaya devam etti.

"Koltuk çok sertti. Rahatsız olunca yatağıma geldim."

"Sizin koltuklarınız çok rahat."

Gerçekten yumuşacık. Ah Zeynep ah.

"Rahatlık skalamız farklı demek ki."

Gülmemek için kendini zor tutan bir hali vardı.

"Gözlerin kanlanmış." Dedim ve sol elimi gözünün kenarına götürüp baş parmağımla hafifçe okşadım. Baş parmağımı gözünün etrafında gezdirdim.

"Başın falan ağrıyor mu?"

"Biraz."

"Demek ki çok ağrıyor. Sana ilaç getireyim." Dedim ve doğrulmaya çalıştım ama kolumdan tuttu.

"Zeynep-"

"Kalksak iyi olacak."

"Kalkmayalım."

Boşta olan eliyle yanağımı okşadı.

"Sabah gözümü açtığımda seni görmeyi özlemişim."

"Aslında seninle ilgili birçok şeyi özledim. Kahkaha atmanı mesela. Hiç atmıyorsun. Sonra yüzüme en tatlı gülümsemenle bakmanı da özledim. Artık hep ciddi ve sert bakıyorsun. Benimle konuşurken utanmanı, böyle yanaklarının kızarmasını. Eskiden çekinirdin benimle konuşurken. Çok tatlı görünürdün o zamanlar gözüme. Bir de böyle utanıp saçmalardın, elin ayağın birbirine dolaşırdı. Hızlı hızlı konuşur kaçardın hemen. Gerçi bunu hala yapıyorsun. Bir de elimi tutup şu hayatta gördüğün tek şey benmişim gibi bakardın. Şefkat, sevgi, mutluluk, aşk hepsi vardı gözlerinde."

Surrender Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin