Dans Ederken Birini Sevmek

2.5K 148 70
                                    

Herkese merhaba.

Uzun bir ara oldu farkındayım ama artık serbestim. Eski düzene geri dönebiliriz. Hatta artık yaz geliyor. O yüzden daha sık bölüm yazabilirim.

Bölüm şarkısı Bruno Mars- When I Was Your Man. Multimedia'daki gif ise bölümden bir sahne.

Herkese iyi okumalar :)

Üzerimdeki uçuş uçuş açık mavi elbiseye tekrar bir göz gezdirdim. Ne zaman bu elbiseyi giysem kendi etrafımda durmadan dönme isteğimi bastırmak zorunda kalıyordum. Elbisemin eteklerinin uçuşması için hafifçe sallandım. Her zaman böyle yaptığımda gülümserdim. Yatağımın kenarındaki pudra rengi topuklu ayakkabılarımı giyip çantamı elime aldıktan sonra hazırdım. Aynada son bir bakış attım kendime. Evet güzel olmuştu. Yani olduğu kadar işte. Yok yok güzeldi.

Andrew ile yemeğe gideceğimiz yer şık bir restoranmış. Günlük kıyafet ile pek gidilmezmiş. Ben de fırsat bu fırsat diyerek yeni aldığım şuan üzerimde duran elbiseyi giydim.

Bu arada sen tek başına nereye gidiyorsun, Kerem nerede diye soracak olursanız kendisine sadece sonra beni daha da sinir edecek bir şey yapmaması için nereye gideceğimize dair mesaj attım. Tabii ki restoran hakkında benim bildiğim kıyafet detaylarını vermeden. Madem zorla kendini getirttirdi rezil olsun bakalım.

Anahtarımı çantama atıp kapıyı kilitledikten sonra çıktım ve minik bahçeden geçip sokağa ulaştım. Sokağa çıktığımda umarım hemen taksi bulurum diye düşünürken siyah, spor bir arabaya yaslanmış Kerem'i gördüm. O kadar beni alma dememe rağmen yine gelmişti işte. Peki şaşırdık mı? Şaşırmadık.

Ona biraz daha yaklaşınca üzerindeki takım elbiseyi fark ettim ve anında gözlerim kocaman açıldı. O kadar rezil olacak diye sevinmiştim. Yapılır mı bu bana? Kerem hayatta yemeğe çıkarken böyle giyinmez. Kesin bir şekilde öğrendi.

"Kerem."

Sesimi duyunca bakışlarını telefonundan kaldırdı ve bakışları üzerimde dondu kaldı. 5 saniyeyi doldurduktan sonra boydan boya beni süzdü. Utanmadığımı söyleyemem. Sonra tekrar gözlerimin içine baktı.

"Ço..çok şey olmuşsun..ee..güzel."

Tutuk tutuk konuşması gülümsememe neden oldu.

"Teşekkürler."

Sessizlik. Aynı rahatsız edici büyülenmiş bakışlar. Eskiden bu bakışlara bayılırdım, şimdi ise bilmiyorum.

"Hadi gidelim."

"Aa..pardon."

"Vespa'ya ne oldu?" dedim arabaya yaklaşırken.

"Geri verdim ve bunu aldım. Seni yemeğe Vespa ile götüremeyeceğime göre."

Kapımı açacağım sırada benden önce davranmasıyla dibimde olduğunu anladım.

"Buyurun Zeynep Hanım." Dedi kapımı açarken. Gözlerimi devirdim.

Arabaya bindiğimizde Kerem'in sürekli bana baktığını hissediyordum. Sürekli! Önüne baksa ya biraz. Kaza yapacağız sonra.

"Niye bana bakıp duruyorsun?" Dedim kaşlarımı çatmış bir şekilde.

"Çünkü çok güzelsin."

Saati söylüyormuş gibi bunu lönk diye söyleyince afallamıştım.

"Teşekkür ederim" dedim zor duyduğum sesimle.

"Sana da takım elbise çok yakışmış. Ben çok severim."

"Biliyorum. Sen seviyorsun diye giydim zaten. Yoksa bir gömlekle geçiştirirdim."

Surrender Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin