Öp de Geçsin

3.3K 120 6
                                    

Herkese uzun bir aradan sonra kocaman merhabaa :)

İyi okumalar.

Bam

Bir çarpma sesi gelince gözlerimi hızlıca açtım. Kulak kabarttım başka ses gelecek mi diye ama ses seda yoktu. Herhalde dışarından geldi. Yatağıma iyice yerleştim.

Bir anda bir şeyin kırılma sesi geldi. Korkuyla etrafıma bakındım. Fısır fısır bir ses geldi. Hırsız. Kesin hırsız girmişti. Ben çok korkarım ki. Allahım hep beni bulur zaten böyle şeyler. Uykum azıcık derin olsa ne olur sanki. Telefonumun ekranından saate baktım. Gece yarısı üçtü. Ayak seslerinin iyice yaklaştığını duyabiliyordum artık. Düşünmeden yataktan fırladım ve elime alabileceğim bir şey bakındım karanlık odada. Gözüme abajuru kestirdikten sonra seri hareketlerle fişten çıkarıp elime aldım. Kapının arkasına geçip beklemeye başladım. İnşallah adam içeri girdiğinde de aynı muhteşem cesareti gösterebilirim. Kapının kulpu çevrilirken kesik kesik nefes aldım. Sahi ben salak mıyım da kahraman olmaya çalışıyorum?! Neden kapıyı kilitleyip dolaba falan saklanmadım?! Yok yok ben olmadım. Kapı yavaş hareketlerle açıldığında nefesimi tuttum. Hırsız içeri girer girmez üstüne abajur ile atladım ama hırsızı görünce yaptığımdan hemen pişman oldum. Tanıdığım kocaman olmuş yeşil gözlere baktım ve ışığı açtım.

“Kerem?!”

“Ze..zeynep. Ne yapıyorsun ya?”

“Esas sen ne yapıyorsun?!”

“Senin yanına sızıyordum.”  Dedi aptal bir sırıtışla.

“Gerizekalı seni hırsız sandım! Ödüm koptu.”

Bir anda gülmeye başladı.

“Gülme ya. Nasıl korktum haberin var mı?”

“Ondan kafamda abajuru parçalıyordun dimi? “ dedi hala gülerken.

“Öff gülmeyi bırak da sen neden buradasın onu söyle.”

“Seninle uyumaya geldim.”

Gözlerimi devirdim.

“Bunu normal insanlar gibi yapsan olmaz mıydı?”

“Olmazdı çünkü bir heyecanı kalmazdı, iki sen fark etmeden yanına sızmak daha eğlenceli.” Dedi omzunu silkerek.

“Delisin sen. Aklım çıktı.”

“Senin saflığın valla güzelim. Hırsızın burada ne işi olsun. O kadar alarm falan var.”

“Sana yediğin abajur az geldi galiba. Gel bir daha tat.”

“Yok kalsın. Bir tanesi canımı fazlasıyla acıtmaya yetti.”

“Ay o kadar acıyor mu?”

Surrender Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin