Makarna

4.4K 126 11
                                    

Bölüm şarkısı Serenay Sarıkaya-Varsa Söyle. Normalde hiç dinlemem ama Gece'yi yazarken bir anda beynimde çalmaya başladı. Elidor reklamı sağolsun.

İyi okumalar :)

"Çünkü beni seviyorsun."

"Bu kadar eminsin yani."

Gözlerimi ondan kaçırdım. Şu ani cesaret patlamalarımın daha iyi bir şeye yol açtığını görebilecek miyim acaba?

"Iıı şey yani sen öyle dedin diye dedim."

"Sen peki?"

"Düşünmem lazım." dedim muzip bir şekilde sırıtırken.

"Bence ikimiz de birbirimizi sevmesek uğraşmazdık birbirimizle."

Kafamı onay verircesine salladım.

"Barıştık mı artık?" dedi bana suçlu bir çocuk gibi bakarken.

Düşünüyormuş gibi yaptım. O ise aynı şekilde bana bakmaya devam ediyordu.

"Evet." dedim gülerek.

Hemen 32 diş sırıttı.

Kerem'e sinirli kalmak benim için o kadar zordu ki. Onun yanındayken sürekli git geller yaşıyordum. Bazen sinirli, bazen aşırı mutlu, bazen de üzgün. Bunların hepsi birkaç saatte olabiliyordu ve ikimiz de buna bir anlam veremiyorduk ama en anlayamadığım şey ise ona ne kadar kızsam da, kırgın olsam da onu aynı şekilde seviyor olmamdı. Hiçbir şekilde azalmıyordu sevgim.

"Ben acıktım."

"Daha yeni patlamış mısır yedin Kerem."

"Ben erkeğim. Çabuk acıkırım. Ayrıca yarısından fazlasını sen yedin."

"Kereem." dedim kızgın bir ses tonuyla.

Yanağımdan makas alıp "Hadi mutfağa gidip bir şeyler hazırlayalım." dedi ve koltuktan kalktı. Gözlerimi devirerek kalktım ve onu mutfağa götürdüm.

Buzdolabının önüne geçti ve içine bakmaya başladı.

"Hıımm. Bakalım ne yapabiliriz?.."

"Tost?"

"Daha doyurucu bir şeyler. Makarna var mı?"

"Öğrenci evi burası Kerem. Tabii ki var."

Gülerek "O zaman sana meşhur makarnamdan yapacağım." dedi.

"Sen. Makarna. Yapacaksın." dedim kaşlarımı hayretle kaldırarak.

"Ben de her insan gibi az da olsa yemek yaparım."

Her gün yeni bir şeyini keşfedip sürekli şaşırıyordum.

"Pardon. Doğru söylüyorsun."

Güldü ve "Malzemeleri çıkarsana hadi." dedi.

Böylece ben tencere, makarna ve diğer malzemeleri çıkarıp ona verdim. Tencereye suyu koyup makarnaları da içine attıktan sonra sos için buzdolabından malzemeleri çıkardı. Yemek yaparken mutlu olduğu belliydi. Anladığım kadarıyla sevdiği bir işti yemek yapmak. Bunu sürekli çaldığı ıslığından ve ışıldayan gözlerinden anlamak kolaydı. Bense köşede durup bu güzel manzaranın tadını çıkarıyordum. Gülümseyerek onu izlerken bana döndü ve "Yardım etsene bana. Yok öyle köşede durup tembellik yapmak Zeynep Hanım. Doğra bakalım şu biberleri." dedi.

Hemen yanına gittim ben de ve gösterdiği şekilde kesmeye başladım. Ben biberleri keserken o ise domatesleri rendeliyordu.

"Bitti."

Surrender Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin