19. Bölüm

895 64 11
                                    

Konaha'dan ayrılalı bir gün olmuştu. Yolculuğumun ilk anları benim için ıstırap gibiydi. Bir süre karsıklarımda ki sızı ile yavaşça ilerlemiştim. Şans eseri yolculuk yapan aileler ile karşılaştığımda arabalarına binmiş ve yorgunluğuma iyi gelmişti. Aile ürünlerini satmak için başka bir köye gidiyordu ve beni yanlarına aldıkları zaman uzun güzel bir muhabbet sürdürmüştük.

Ailenin ufak bir kızları vardı. Kıvırcık mavi saçları beline kadardı ve çok tatlıydı. Yol boyunca benimle ninjalık hakkında konuşuyor ve bunun ne kadar havalı olduğunu söylüyordu. İki saatlik bir yolculuk boyunca benimle oyunlar oynadı ve annesinin yeni yaptığı el yapımı oyuncağını ne kadar sevdiğini söyleyip durmuştu.

Kız çocuğu ile oynadığım süre boyunca zaman benim için çok hızlı geçmişti. Yollarımız ayrılacağı zaman kızın annesi benden uzun bir süre özür dilemişti. "Kusura bakmayın Yoko çok heyecanlıdır. Tüm yol boyunca canınız sıkılmıştır."

Başımı salladım. Güven dolu bir tebessüm ile kadını karşıladım. "Önemli değil hanımefendi benim için çok eğlenceliydi. Yoko ile tanıştığım için çok mutlu oldum." Yoko elbisemin ucundan tutup beni çağırdı. "Ninja abla sen çok güzelsin. Benimle kalsan olmaz mı?"

Eğildim ve ellerinden tuttum. "Yoko. Seninle kalmak çok isterdim. Sen çok akıllı bir kızsın. Fakat ailemi çok özledim. Eminim onlarda beni çok özlemişlerdir. Bu yüzden onları aramalıyım," Gözleri dolu dolu oldu. "Ouka abla umarım aileni bulursun." Beni desteklerken saçlarını okşadım ve onu sevdim.

"Şimdi ayrılmalıyım. Size zahmet verdim. Umarım yolculuğunu iyi geçer,"

Onlardan ayrılırken ilk anlarıma göre çok daha iyiydim. Ve şimdi ise Konoha'dan çıkmama çok az yolum kalmıştı. Sahil kasabalara geldiğimde bir sandal tutup Gizli Girdap Köyüne gidecektim.

Kasaba ulaştığımda açlığımı bastırmak için girdiğim bir ramen dükkanında istemsizce aklıma Naruto gelmişti. Acaba bir gün onunla güzel bir yolculuk yapıp ona güzel şeyler gösterebilir miydim? İçimde tuhaf bir istek oluştu. Onu kesinlikle güzel bir yere götürüp yemekler yedirmeliydim.

Ramenimi yerken zihnimden çıkmayan diğer kişi ise Kakashi'ydi. Acaba şimdi ne yapıyordu? Ondan ayrılalı henüz bir gün olmasına rağmen onu özlemiştim. Onu hatırlayınca kalbim hızla çarptı. O gerçekten özel birisiydi. Onu keşke daha erken görebilseydim. Fakat birlikte takım oluşumuz ancak geçen yıl gerçekleşmişti. Onunla birlikte bir çok göreve gitmiştik. Bir çok kişi ile dövüşmüştük. Fakat her seferinde gerekmediği sürece ortaya çıkmamı istemiyordu. Onun gerçekten gizli silahıydım. Çünkü göreve gittiğimiz diğer kişiler bile benden haberleri yoktu.

En zor anlarında Kakashi ortaya çıkmamı istediği anda çıkıyor ve yardım eli uzattıktan hemen sonra karanlığa geri dönmemi istiyordu.

Merak ediyordum. Neden benim dövüşmemi istemiyordu? Yoksa bunun sebebi benim dövüşmekten her zaman nefret ettiğimden dolayı mıydı?

O tüpün içinden çıktıktan sonra fark etmiştim. Yıllarca kendimi bir silah aleti olarak görmek yerine benimde bir hayatımın olduğunu. Ve bu dövüş boyunca istemsizce düşünürdüm. Kötü olsalar bile evlerine gittiklerinde onları bekleyen sevdikleri vardı. Onları bekleyen birileri. Ve girdiğimiz dövüşlerde özellikle uyarıyordum Kakashi'yi. Suçlular için yapılmış hapishaneler vardı. Ve ölüm hiçbir zaman bir çözüm değildi.

Nefreti nefreti doğururdu.

Sevginin olduğu her yerde nefrette vardı.

Birisine zarar verdiğin zaman zarar verdiğin kişinin sevdiği insan intikam arzusu ile yola düşer daha fazla zarar verirdi. Ve bu sonu gelmek bilmeyen döngü devam ederdi. Dünya neden hep böyleydi?

Dear Kakashi (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin