40. Bölüm

878 42 14
                                    

"Hokage-sama görevimizi başarılı bir şekilde tamamladık."

Ağzına piposunu yerleştirirken memnun bir şekilde başını salladı. "Bir sonraki görevi size yakın zamanda söyleyeceğim." Odadan çıkarken günün geri kalanında ne yapmam gerektiğini düşünmeye başlamıştım çoktan. Fakat sanırım yalnızca uyumak istiyordum.

"Ouka-chan zamanın var mı?"

Hokage bana bu soruyu sorarken sonrasında gelecekleri merak ediyordum. Belki de o gün ilk defa birlikte köyün içerisinde dolaşmaya başlamıştık. Sokaktaki insanlar 3. Hokage'ye selam verirken konuşmamız başlamıştı.

"Yıllar önce 1. Hokage Hashirama bu ülkeyi kurarken çocukların savaşmadıkları bir dünya yapmak istemişti. Onun istekleri doğrultusunda ülkemizde çocuklara daha fazla özen gösteriyoruz." Konunun nereye gideceğini merak ediyordum.

"Hashirama-sama gerçekten güzel bir istekte bulunmuş. Shinobi dünyasında ok fazla acı var. Hiç olmadı çocuklar bu acıyı erkenden yaşamak zorunda kalmıyor." Hafifçe kıkırdadı. Piposunda tütün içmeye devam etti. Yolumuz köyün dışına doğru ilerledi.

"Keşke senin çocukluğun hakkında da elimizden bir şeyler gelseydi Ouka-chan." Yüzüm düşmüştü. Fakat elden ne gelebilirdi ki? O zamanlar benim ülkem yıkılmaya yakındı. Ve ailem o savaşla birlikte sonsuzluğa karışmıştı.

"Girdap Ülkesinde aileni bulduğunu söylemiştin." diye sözü açtı. Belki de en başından beri söylemek istediklerini şimdi gün yüzüne çıkarmaya başlamıştı. "Evet. Ailemi buldum. Annem çakrasının bir kısmını ölmeden önce mühür yaparak saklamış. Onunla bu mühür sayesinde tanışabildim."

"Senin kaderin Naruto'nun kaderine ne kadar da benziyor. İkinizde ailesizdiniz. Belki de sen deney aleti olarak büyütülmüş olsan bile Naruto içinde ki kyubi yüzünden dışlandı. Fakat ikiniz de gitmeniz gereke yolda devam ediyorsunuz. Tüm bu başınıza gelenlerden dolayı isyan edip her şeyi yakıp yıkmakta isteyebilirdiniz."

Bu doğruydu. Çoğu zaman düşündüm. Beni bu hale getirenlerden intikam alıp nefretimi kusmak istedim. Benim yaşadıklarımı anlamaları için onların da acı çekmesini istediğim zamanlar çok fazla oldu. Fakat bu yaptığım yalnızca acı getirecekti. Belki de hiçbir suçu olmayan kişiler bile bu acıdan dolayı hayatlarına son vereceklerdi.

"Bunun hakkında çok düşündüm Hokage-sama. Fakat bu intikamın bir sonu olmazdı. Benim yaşattıklarımın aynısını bir başkası da yaşayacaktı. Ve o da bir başkasına yaşatacaktı. Sonu gelmek bilmeyen bir acının içine hapsolucaktık."

"Seninle çok fazla ilgilenemedim. Fakat sen kendi kendine çok güzel geliştin. Ve şimdi de bu gelişimi hala devam ettiriyorsun." Bu sözler yüreğimi okşamıştı. Gidecek çok fazla yolum olmasına rağmen doğru bir şeyler yaptığımı bilmek bana yetiyordu.

"Hokage-sama... Ben Naruto'nun annesinin ablam olduğunu öğrendim. Fakat şimdi ne yapmam gerekiyor bilmiyorum. Ablama ne oldu? Naruto neden bu halde? Naruto'ya onun gerçek ailesi olduğumu söylemeli miyim? Ne yapmam gerekiyor?"

Ağaçların arasından geçip göl kenarına yerleştirilen banklardan birisine oturduk. Gölün üzerine güneş ışığı vuruyordu. Mavi renk parlarken üzerinde gezinen ördekleri izledim.

"Kushina buraya henüz çocukken geldi. O kyubinin jinjuriki olmak için seçilmişti. Burada güzel bir hayat yaşadı. Ve dördüncü Hokage yani Naruto'nun babası Minato ile evlendi. Güzel bir evlilikleri vardı ve Kushina çok güçlü bir ninjaydı. Naruto'ya hamile kaldığı zaman çok dikkatli davrandı. Çünkü doğum zamanı mühür zayıflayacak ve kyubi o mühürden kurtulabilecekti. Doğumunu çok özenle hazırladık. Neredeyse kimse bilmiyordu. Fakat sonra bir şey oldu. Madara ortaya çıktı ve kyubiyi etkisi altına aldı. Kyubi o gün köyün yarısını yıktı. O gün bir çok can verildi. Minato ve Kushina öleceklerini biliyorlardı. Ölmeden önce Kyubi'yi Naruto'nun içine mühürlediler. Ve bize veda ettiler."

Dear Kakashi (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin