Ouka tam olarak nasıl gözüküyor diyen biricik okurum. Genel olarak bu şekilde gözüküyor. İlk başta mor gözleri olabilir dedim fakat bu sefer Kushina'dan ayırt edilemez düşüncesi ile göz rengini yeşil renge çevirdim. Ve saçları parlak kırmızı renkte. Fakat eğer Ouka'da mor renk gözleri olsaydı Kushina'nın ikizi olurdu.
"Gai Sensei yaşlılara görevin tamamlandığını ben haber veririm,"
Yolda yürürken bir den heyecanla bana doğru döndü. Elini havaya kaldırıp baş parmağı ile kendisini gösteriken "Tüm görevlerimi başarılı bir şekilde bitirdiğimiz her zaman ben vermişimdir. Bu yüzden endişelenmenize gerek yok Ouka-chan!" Kendinde olan güveni ve içerisinde deli gibi akan heyecanı gösterirken gülümsemeden edemedim.
"Demek öyle. O zaman birlikte gidelim,"
Beraber ihtiyarların yanına giderken düşünceli bir şekilde çenesini kaşıdı. "Bu arada ben seni daha önce görmüş müydüm?" Göz devirdim. Hem de fazlasıyla. Nasıl olurda beni bu kadar çabuk unutabilir?
"Gai Sensei...İnsanları ne çabuk unutuyorsun?" Ona yakınırken şaşkınca bir ses çıkardı. "Hayır hayır öyle değil. Sadece..." Cümlesini acele ile bitirmeye çalışırken daha komik bir duruma düşüyordu.
"Kakashi eğitim vermeden önce onunla görevlere çıkıyorduk," diye açıklama getirdim. Fakat bir kaç defa da Gai ile sırt sırta dövüştüğümüz bile olmuştu. O fazlasıyla güçlü birisiydi.
İhtiyarlara görev sonucunu söyledikten sonra yeniden sohbet ederek geri dönmeye başlamıştık. Bir den ciddi bir şekilde konuştu. "Köy bugün çok farklı değil mi?" Yalnızca bunu söylerken bile kalbimde hissettiğim elektrik hissi ile Kakashi'nin bir dövüşe girdiğini anladım.
"Evet!" Ona durumu belli etmeden koşmaya başladım. Çakrası hızlı bir şekilde tükeniyordu. Sharinganını açmış olmalıydı. Peki onu kullanacak kadar ne yaşamış olmalıydı. Çakrayı takip ederken bir çakra daha gözüme ilişti. Bu çakra!
İtachi!
"Acele etmeliyiz!" Onu geçerken nehir kenarına gelmiştik bile. Gai bir şey demeden hemen savaşa dahil olurken İtachi ve Kisame'nin orada olduğunu gördüm. Kakashi yalnız değildi. Asuma ve Kurenai'de oradaydı.
Gai onlara karşı gelirken koşarak yanlarına ulaştım. "Bu da ne? Köyümüze gelerek ne yaptığınızı sanıyorsunuz?" Tahmin ettiğim gibi Kakashi sharinganını açmıştı ve güç kaybetmişti.
"Kisame bu kadar yeter. Gereksiz yere yaralanmak istemiyorsan gidelim!"
İtachi emir verirken Kisame homurdanmıştı. "Sakın gözlerine bakma!" Asuma bana uyarıda bulunurken İtachi ile çoktan göz göze gelmiştik. Bana ufak bir tebessüm gönderirken bu durumdan rahatsız olmuştum.
Onlar hemen ayrıldıktan sonra ayakta zar zor duran Kakashi "Çok fazla çakra kulladım," diyerek yıkılırken son anda onu tuttu ve düşmesini engelledim. "Onunla ben ilgilenirim. Gai Sensei," Bana bakıp ona başımı sallarken İtachi'nin gittiğini güvene almak için birlikte ayrıldılar. Düşünmeden Kakashi'yi kaldırırken Kurenai bana destek oldu. Diğer kolunun altına o girerken hastaneye gitmek için hızla acele ettik.
Çakrasını çok kullandığı yetmiyormuş gibi bir de İtachi'nin genjutsusuna yakalanmış olmalıydı. Sharingan eğer Uchiha olmayan birisinin bedeninde olursa ne olursa olsun genjutsu onu yakalar ve çok fazla kullanırsa bedeni tükenir.
Onu bir odaya yatırırken başında beklemek yerine hala İtachi'nin köyün yakınlarında olduğunu biliyordum. Sebebini öğrenmem gerekiyordu. Neden? Neden buraya gelmişlerdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear Kakashi (+18)
Fanfiction***Bu hikaye Naruto animesi evrenin içerisinde geçmektedir. Eğer Naruto animesinde olsaydım neler olurdu? Hikaye anime ile birlikte ilerlemektedir.*** Omuzlarında duran ellerimi düşünmeden uzattım ve yüzünü kapatan maskeyi aralarken gözlerimi kapatt...