69. Bölüm (Smut)

348 21 25
                                    

69 sayısına özel bari başka şeyler ekleyeyim :)

"Bedenim hala berbat halde..." Öpücüklerini bana gönderirken yüzünden tuttum ve bana bakmasını sağladım. Düşünmeden dudaklarım öne uzatıp onun dudaklarının üzerini örterken bana karşılık verdi. Dilimi dudaklarının üzerinde gezdirirken onunla oynamama izin verdi.

Gülüşüm artarken hafifçe araladığı dudaklarının iç kısmına dilimi yerleştirip onu kışkırttım. Elleri sırtımı sertçe tutarken dilini dışarıya çıkardı ve ağzımdan içeriye soktu. Dili ağzımın içini keşfe çıkmıştı. Dilimle oynadı ve ıslak öpüşünü kesmedi. Dudak uçlarımdan ona iletilen çakra birbirimizin içine çekiliyormuşuz gibi hissettiriyordu.

Öpücüğü bölünmemesi için uğraşıyordu. Nefeslerimiz birbirine karışıyor ve sıcak dokunuşlar daha fazla terlememizi sağlıyordu. Öpücüğün ıslaklığı çenemden akmaya başlamıştı. Buna rağmen birbirimizi bırakmıyorduk. Sanki vahşi bir hayvanın yemeğini yemesi gibiydi bu. Parmaklarımı saçlarına yerleştirip çekiştirirken dili damağımı yaladı ve tekrar dilime dolandı. Artık daha fazla nefessiz kalamamıştım. Kendimi hafifçe geriye çekilirken dışarıda kalan dillerimizin arasından bizi hala birbirimize bağlayıp uzayan ıslak bir tükürüktü.

Nefes nefese kalmış bedenimi tamamen onun kucağına yerleştirirken alt tarafım suyun bile yok edemeyeceği kadar ıslanmıştı. Ve onun erkekliği ise hiç olmadığı kadar ereksiyona uğramıştı. Karnıma değer parçası ona yaslanmam ile ikimizin arasına sıkışmıştı. Sırtımdan tutup beni hareket ettirirken öpücüğün ona fazlasıyla çakra verdiğini fark etmiştim. Bedenimi ona sürttükçe suyla birlikte daha fazla kayganlaşan erkekliği ile karnıma baskı uyguladıkça dişlerinin arasında inledi.

Suyun içinde beni havaya kaldırdı ve "Oyun oynayacak vaktim yok," diye konuştu ve düşünmeden girişi arayıp ucunu yerleştirdi. "Acele et ve otur," onu dinleyerek kendimi üzerine yerleştirsem bile uzun zamandır bunu yapmadığımız için dar giriş beni zorlamıştı. Ellerim sırtını bastırdı. "Bekle..."

"Ah! Çok... darsın..."

İçine yerleştirmeye çalıştıkça bedenim kasıldı. Bunu defalarca yapmamıza rağmen neden bu şekilde utangaç davrandığını bilmiyordum. "Beni bu kadar çabuk unutmuş olamazsın," sızlanırken kendimi biraz daha üzerine yerleştirdim. Bedenim kasılmaya devam etti. Sanki hiç olmadığı kadar büyümüştü.

"Büyüme jutsusu yapmadığına emin misin?"

Kendimi aşağıya bıraktım ve nefesimi tutarak duvarlarımı zorlayarak girmesini sağladım. Belimi ve biraz daha tutup yerleşmem için bana yardım etti. "Her zaman içine aldığın şeyi neden şimdi zorlanarak alıyorsun?"

Neden korktuğumu bilmiyordum. Belki de bedenim henüz buna hazır değildi. Ama tek bir öpücükle beni fazlasıyla ıslatmıştı. Kesinlikle orasıyla ilgili bir şey yapmıştı. Kendimi iyice üzerine yerleştirirken karnımın içinin dolduğunu hissettim. "Tam içine almadın bile," Ne? Daha ne kadar daha içime almam gerekirdi ki? "Büyüttün değil mi?"

Dudağında küstah bir tebessüm oluştururken daha fazla yavaş hareketime dayanamadı ve belimden bastırıp beni kucağına oturturken midemde ki hisle gözlerimi kocaman açtım. Ağzımdan acıyla karışık inleme çıkmıştı. "Gereğinden büyük olmasına rağmen daha kalın olmasını sağladığına inanmıyorum. Sana verdiğim çakrayı bu şekilde mi harcıyorsun."

"İkimiz de daha güzel hissedelim diye yaptım. Beğenmedin mi?"

Duvarlarım yırtılacak gibiydi. Hele ki midemde ki bu baskı beni daha fazla zorlamıştı. Omzunda duran elimi aldı ve karnımın üzerine yerleştirdi. Şişkinliği hissetmemek elde değildi. Bu kadar büyük bir şeyi içime alacak gerçekten bir başarı elde etmiştim. "Sana yardım edeceğim. Şimdi yavaşça hareket et."

Dear Kakashi (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin