'Bunu denemelisin,'
'Görevimiz bittikten sonra randevuya çıkmalı mıyız?'
' İzumi en çok neyi sevdiğimi biliyorsun,'Tüm bu kelimeler birer hayal olarak bana gözükmeye başladı. O sözlerin çıktığı anlar beni bir kez daha büyüledi. Kolları beni sararken bir çocuktan daha şımarık hissediyordum. Dudaklarından dökülen ismim beni daha ne kadar mutlu yapabilirdi.
Üzgünüm...
Üzgünüm Kakashi fakat bunu yapmam gerekiyordu. Eminim beni bulmaya geleceksin. Eminim beni bulacak ve kurtaracaksın.
Evimden çok uzakta olan bu yerde gözlerimi açtığım zaman kötü şeylerin başlangıcı olduğunu biliyordum. Fakat ben yeniden uyuyup onunla ilgili güzel anılarımı yeniden hatırlamak istedim. Ablam ve eniştemle güzel bir akşam yemeğinin hayalini kurmak istedim. Obito ve Rin ile birlikte çarşıda dolaşıp güzel vakit geçirmenin isteği ile dolup taşıyordum.
"Her şey planlandığı gibi gidiyor," diye konuştuğunu duydum birisinin. Son anda yaptığım seçim ile her şey değişmiş olabilirdi fakat bu seçimim herkes için en iyisiydi.
"Bize zorluk çıkarmayacağına emin misiniz? O bir Uzumaki... Mühürleme tekniği ile planları alt üst yapabilir,"
Onları duyduğumu bilmiyor gibiydiler. Fakat her şeyin farkındaydım. Köyde Kakashi ile yaptığım ufak bir kaçamağın sonunda bir şekilde köyün üzerine kurulan planları öğrenmiştim. Ve bu plana Rin'de dahildi. Onu kaçırıp içine jinjurik yerleştireceklerdi ve köye döndüğü zaman saatli bomba gibi patlayacak ve bir çok insan ölecekti. Bunun olmasına göz yumamazdım.
Ablam bir bijuu idi. Eğer o nefret ile beslenen tilkiyi zapt edebiliyorsa ben de bunu zapt edebiirdim. Ve Rin'e zarar gelmesi yerine bana zara gelmesini umursamıyordum bile. Ve bu sefer köye döndüğü zaman patlayacak saatli bomba bendim. Fakat bu olmadan önce gerekirse kendimi öldürebilirdim.
"Mühürleme çok iyi bir şekilde yapıldı. Sıkıntı çıkmayacak. Bununla birlikte Konoha'dan tamamen kurtulacağız,"
Bu öfke, bu nefret neden bitmiyordu? Neden ölüm kelimesi yaşam kelimesinden daha önemliydi bunlar için. Neden can vermek yerine bencillikleri yüzünden bir çok masumun canını alıyorlardı? Sorulması gereken bir çok soru vardı.
Evet geçmişte Konoha'nın da yaptığı bir çok hata vardı fakat bu hatayı yalnızca Konoha değil o savaşlarda çarpışan her ninja hata yaptı. Çünkü hiç kimse ölmek istemiyordu. Fakat buna rağmen savaşmaya, ölmek yerine öldürmeyi tercih ettiler.
Belki bir şekilde bu nefreti bir seferliğine de olsa sırtlanabilirdim. Tüm o masum canlar yerine benim ölümüm bir nebze de olsa rahatlatırdı içimi.
"Usta! Pusuya düşürüldük! Adamlarımız katlediliyor!"
Demek başlamıştı. Konoha ninjaları beni bir şekilde bulmuşlardı. Gözlerimi sakince açmaya çalıştım. "Bijuuyu koruyun! O bizim tek silahımız!"
Belki de hiç beklemedikleri anda harekete geçmiştim. Konohadan ne kadar uzaktaydık? Eğer şimdi dövüşürsem içimden çıkacak mıydı? "Yakalayın onu!" Üzerime çullanmaya başladıkları zaman kendimi bir şekilde sıyırdım ve onlardan kurtuldum. Ağaçların arasında yorgun bedenimi bir şekilde sürüklerken çığlık ve bağırış seslerini duyabiliyordum.
"İzumi'yi hemen bulun!"
Sakinleşmeliydim. Bir şekilde bu yerden çıkmalıydım. Konoha'ya gitmediğim sürece hiçbir şey olmayacaktı. Onları koruyabilirdim. Fakat beni bulurlarsa bundan hiçbir zaman kaçamazdım. Ve her şeyi öğrenmesine rağmen eniştem beni kurtarmak için eminim her şeyi yapacaktı. "Buraya gel!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear Kakashi (+18)
Fanfiction***Bu hikaye Naruto animesi evrenin içerisinde geçmektedir. Eğer Naruto animesinde olsaydım neler olurdu? Hikaye anime ile birlikte ilerlemektedir.*** Omuzlarında duran ellerimi düşünmeden uzattım ve yüzünü kapatan maskeyi aralarken gözlerimi kapatt...