30. Bölüm (Smut)

1.5K 66 92
                                    

Dikkat bu bölüm fazla açık sahne içermektedir. Ateş almaya hazır olun. Nefesiniz kesilebilir.

Balıkları tavaya yerleştirirken o gün onunla bu şekilde dalga geçmemem gerektiğini bir kez daha hissettim. Gülmemek için zor duruyordum. "İlk başta bende öleceğimi hissettim. Fakat çakram çoktan içimde ki hasarı iyileştirmeye başlamıştı bile,"

Sebzeleri üzerine atarken bana göz devirerek baktı. "O zaman... O zaman nasıl korktuğumu biliyor musun?" Sesi hala hüzünlü geliyordu. Bu onunla daha fazla dalga geçmek istememe sebep oluyordu. Elimi omzuna yerleştirip sıvazladım. "Özür," Fakat kahkahamı bir türlü bastıramıyordum.

Balıklara bakarken aklından neler geçtiğini merak ettim. "Ne düşünüyorsun?" Başını sonunda kaldırıp boşluğa dalan gözünü bana çevirdi. Dudakları kıvrılırken bu sahte tebessüme inanmadım. "Ya... Yalnızca büyük bir yara alan seni hatırladım yeniden."

Pişen balıkları tabaklara yerleştirip masaya koyarken heyecanla oturdum. Çubukları elime alırken "Afiyet olsun," diye heyecanla konuştum. "Afiyet olsun," diye bana karşılık verirken bir parça alıp ağzıma attım.

"Hah!" Şaşkınlıkla sesim yükseldi. Tadı gerçekten muhteşemdi. Ona bakarken ellerimi birbirine çarptım. "Vay gerçekten muhteşem olmuş," Yanakları kızarırken göz gülümsemesi ile birlikte dudakları kıvrıldı. "Uzun zamandır yalnız yaşıyorum,"

Kalbim yeniden acı ile sızlandı. Bu kadar mükemmel bir adamın bu kadar acı verici bir geçmişi olması beni bitiriyordu. Çubukları ona doğru uzattım ve kendimden emin bir şekilde konuştum. "Yemek yemek istediğin zaman yanıma gel. Ben de artık yalnız yemek yemek istemiyorum," Onunla ciddi bir şekilde konuşurken bakışları hafifçe irileşti.

"Gerçekten?"

Tatlı bir ses tonuyla konuşurken bu haline gülmemek için zor durdum. Bu adam beni deli ediyor. Aynı anda havalı, tatlı ve seksi olabiliyor? Balığı yemeye devam ederken "Gerçekten çok şanslıyım," diye heyecanımı dile getirdim. Yemeğe devam ederken bir anda aklıma Naruto gelmişti.

"Ah! Acaba Naruto ile bir gün yemek yemeli miyiz?" Omuzlarını silkerken başka bir soru daha sordum. "Peki bizim dattebayonun dersleri nasıl?"

Parmaklarını burun kemiğine yerleştirdi ve sıktı. "Bu soruyu ikinci kez duyuyorum," İkinci kez mi? "Benden başka Naruto ile kim ilgileniyor?"

"İruka sensei,"

"Ah! İruka-kun..." Başımı sallarken yemek yemeye devam ettim. Sanırım biz gerçekte Naruto için birer abi ve abla gibiyiz. Birden sevinirken yemek yemeyi kesen Kakashi'nin "İruka-kun?" diye söylendiğini duydum.

"Ne oldu?"

"İruka-kun demek?"

"Evet. İruka-kun ile uzun zamandır tanışıyoruz ve onun Naruto'nun öğretmeni olduğunu öğrendiğim için mutlu olmuştum," Açıklama yaparken bana hayal kırıklığı ile baktı. Ben neyi kaçırıyordum. "Peki nasıl birisi İruka-kun?"

Omuz silktim. "Yani nazik birisi... Ve Naruto ile fazlasıyla ilgili olan birisi. Ve açıkçası hoş birisi. İruka-kun'ı beğeniyorum," Aklıma başka bir şey gelmesi için kendimi zorladım. Fakat bu kadardı. Yani onu seviyordum. Gerçekten saygı duyduğum ninjalardan birisiydi. "İruka-kun?" beni taklit ederken bu halini bir türlü anlayamıyordum.

"Ne oldu? Neden böyle davranıyorsun?"

"Hıh! Iruka-kun!"

Masadan kalkıp banyoya girdi. Arkasından ona bakarken neden durup dururken bu durum yüzünden sinirlenmişti ki? Arkasından ilerleyip banyoya girdim. Ellerini yıkadıktan sonra yedekte tuttuğum diş fırçasını ona uzattım. "Dur bir dakika yoksa..."

Dear Kakashi (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin