Bu evde daha ne kadar gizlice kalmam gerekecekti? Açlıktan ölüyordum ve Kakashi aşağıda yemeğini rahatlıkla yiyordu. Onları dinlerken kapı birden açılmış ve içeriye iki kişi girmişti. "İkinizde çok kirli gözüküyorsunuz," Yaşlı amca konuşurken gelen kişilerin Naruto ve Sasuke olduğunu anladım. Naruto güldü.
"He-he-hhe... İkimizde zirveye kadar tırmandık."
Ah sonunda. Demek ki ağaca yürüyerek çıkmayı öğrendiler. Naruto çok çabuk gelişiyor. Ellerimi sessizce birbirine çarpıp onu tebrik ettim. "Pekala. Naruto, Sasuke bir daha ki sefere Tazuna-san'ı siz de koruyun."
"Anlaşıldı!" Naruto heyecanla bağırırken yüreğimde güzel bir duygu hissetmiştim. Midem biraz daha guruldadı. Ah onu daha ne kadar beklemem gerekiyordu? Bilmiyorum ben dışarıda yemek yiyeceğim. Pencereden dışarıya çıkıp merkeze gittim. Bir dükkana girip yemek yerken dolan midem sayesinde artık daha mutluydum.
Hava çok güzeldi ve yürüyüş yapmak için güzel bir fırsattı. Yemeğimi bitirdikten sonra geldiğim yolu geri döndüm. Evin önünde iskelede oturan küçük bir çocuk gördüm. Hüzünlü bir şekilde denizi izliyordu. Eve girmek için orada geçmem gerekiyordu bu yüzden beklemeye başladım.
Ben geldikten hemen sonra Kakashi gözükmüştü. Çocuğun yanına yaklaşırken konuşmaya başladı. "Bir dakikan var mı?" Çocuk onu kabul ederken yanına oturmuş ve birlikte denizi izlemeye başlamışlardı.
"Naruto o sözleri seni incitmek için söylemedi. O çok inatçıdır." Konuşmaya başladığında sesi sakin geliyordu. Onları dinlerken Naruto'nun yeniden neler yaptığını düşünmeye başladım. Hiçbir zaman yerinde durmuyordu! "Babanın başına gelenleri Tazuna-san'dan öğrendik. Naruto'da da senin gibi babasız büyüdü. Aslında o aile ne demek onu bile bilmiyor. Tek bir arkadaşı bile yoktu. Buna rağmen ben onu hiç ağlayarak, üzgün veya ürkek görmedim. O her zaman insanlar onu fark etsin diye uğraşıyor. Hayalleri uğruna hayatını öne koyuyor. Ve sanırım artık ağlamaktan sıkıldı."
Naruto hakkında konuşurken söylediği her şeyi anladım. O gerçekten çok zor bir çocukluk geçirmişti. Ona destek olmaya çalışsam bile çıktığım görevler buna karşı geliyordu.
Kakashi'nin yanında oturan çocuk ilk başta üzgün olsa bile Naruto ile ilgili şeyler duydukça ilgilenmeye başlamıştı. Ve onu ilk gördüğümde ki huzunu artık kalmamıştı. Şimdi gidip Naruto'ya gidip sıkıca sarılmak istiyordum. "Güçlü olmanın ne anlama geldiğini biliyor tıpkı baban gibi. Senin hissettiklerini anlayacak en iyi kişi Naruto'dur."
Çocuk Kakashi'ye bakarken bir insanı nasıl teselli edebileceğini çok iyi biliyordu. Onu izlerken gülümsememe engel olamadım. Bir süre daha konuştuktan sonra çocuk yanından kalktı ve eve girdi. Kakashi bir süre daha denizi izledi. Olduğum yerden çıkıp ona bakarken beni yeniden fark etmişti.
"Şuna bakın! Yakalanmak için can atan birileri var!"
Göz devirip sahil boyunca yürümek için onu zorladım. Sonunda isteğim gerçekleşirken evden biraz olsun uzaklaşmıştık. Denizin sakin sesi huzur veriyordu. Tuzlu koku içime dolarken görülecek ne kadar güzel şeyler vardı.
"Girdap Ülkesi çok güzel bir yerdi," diye konuşmaya başladım. "Orada dolaşırken içimden 'Keşke Kakashi'de burada olsaydı. Eminim burayı çok severdi,' diye düşündüm sürekli."
Eli bazen bana dokunuyor ve hemen geri çekiliyordu. Bu durum sıkmaya başlamıştı beni. "Demek öyle. Belki bir gün birlikte görmeye gidebiliriz," diye umut verici konuşurken elime bir kez daha dokundu. Bazen adım atma konusunda hep geriye çekiliyordu.
"Kakashi..."
Durdum ve denizin üzerine düşen yakamozu izlemeye başladım. Biraz ilerimde durmuştu. Elini cebine yerleştirmişti. Benim konuşmamı beklerken oturdum ve denizi izlemeye devam ettim. "Bana gitmeden önce bir şey demiştin hatırlıyor musun?" Ona bakmaya cesaretim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear Kakashi (+18)
أدب الهواة***Bu hikaye Naruto animesi evrenin içerisinde geçmektedir. Eğer Naruto animesinde olsaydım neler olurdu? Hikaye anime ile birlikte ilerlemektedir.*** Omuzlarında duran ellerimi düşünmeden uzattım ve yüzünü kapatan maskeyi aralarken gözlerimi kapatt...