Girdap Ülkesinden sonra aniden yaptığım Dalga Ülkesine olan yolcuğum Üçüncü Hokage'yi biraz sinirlendirmişti. Görevlerin aksamasından dolayı ve çektiği ninja eksikliği sıkıntısı yüzünden beni bir süre azarladı. Yaklaşan Chuunin sınavları yüzünden epey meşguldü.
Odadan çıkarken omuzlarım çökük çıkmıştım. Henüz ona ablam ile ilgili sorular soramamıştım. Ah! Alnımı ovuştururken binadan çıkmıştım. Şimdilik yapmam gereken bir şey yoktu. Bu yolculuktan hemen sonra Yağmurda Saklanan Köye gitmeyi düşünüyordum fakat sanırım şimdilik bunu yapamazdım.
Üçüncü Hokage diğer köylerden gelen ninjaları ağırlamamız için özellikle altını çizmişti. Evime gitmek için yolda yürürken sokak arasında Naruto'nun bağırdığını duydum. Bu çocuk yeniden başını nasıl derde sokabilirdi? Ara sokağa girmek için acele ederken sokaktan çıkan üç çocuk ile duraksadım.
Bunlar Kumla Saklanan Köyün geninleri olmalıydı. Bu kadar erken gelmelerini beklemiyordum. "Tch! Konoha geninlerinin bu kadar rezil olmasını beklemiyordum," Siyahlara bürünmüş yanımdan geçerken sesli konuşmuştu. Kollarımı göğsüme bağlayıp onları durdurdum.
"Merhaba... Sizler Chuunin sınavı için gelmiş olmalısınız,"
Gözlerinin çevresi siyah halka ile çevrilmiş yeşil gözleri parlıyordu. Kırmızı saçları ile fazlasıyla tuhaf bir görüntüsü vardı. Sırtında taşıdığı büyük su testisine benzeyen bir şey takmıştı. "Evet Kumda Saklanan Köy'den geldik," Diğer ikisine göre daha dikkat çeken kırmızı saçlı çocuk konuşmuştu. Sesi bakışları kadar soğuktu.
"Burada olduğunuz süre boyunca her konu hakkında yardım istemekten çekinmeyin."
Samimi bir şekilde gülmeye çalışırken yalnızca başlarını sallayıp gitmişlerdi. Fakat o kızıl saçlı çocuktan yayılan yoğun çakra beni tedirgin hissettirmişti. Onların arkasından bakarken Naruto'nun yeniden bağırdığını duydum.
"Onlara günlerini göstereceğim!"
"Naruto aptallık yapma!" Sakura ona kızarken sakince nefes alıp verdim. Bu çocuk her zaman başına dert açmayı seven birisiydi. "Konohamaru'ya neden böyle davrandılar?" Tanımadığım bir kız çocuğu konuştu.
"Onlar gerçekten kendilerini beğenmiş kişiler!" Başka bir çocuk konuşurken bu ses tonunu biliyordum. Üçüncü Hokage'nin torunu Konohamaru olmalıydı. "Peki onlar ne için buraya gelmişler?"
Kendi aralarında konuşurken onları yalnız bıraktım ve yolda yürümeye devam ettim. Bir kartal çığlık atarken Joninlerin çağrıldığını anladım. Bugün gerçekten çok yorucu bir gün. Düşünmeden evime ilerledim. Karnım acıkmasına rağmen bir şeyler yemeye bile üşeniyordum. Tek yapmak istediğim uyumaktı.
Kafamda hala tonlarca soru vardı. Ablam buraya gelmişti. Fakat şu an köyde yaşayan Uzumaki klanına ait ninjalar erkekti. Ben bile henüz yeni köye gelmiştim. Peki annem neden hem ablamı hem de beni koruyamadığından bahsetmişti. Yoksa ablamda mı zorla alınıp götürülmüştü? Peki ben neden henüz yeni doğduğum an kaçırılmıştım?
Yatakta ters döndüm ve yüz üstü yattım. Sakince nefes alıp verirken gözlerimi kapattım. Bir süre sakinleşmeye ihtiyacım vardı. Sonra birden pencerem çalındı. Gözlerimi açıp pencereyi tıklatan kişiye baktım. Oradan yalnızca tek bir kişi girebilirdi.
Başımı yastıktan kaldırıp kendimi zorladım. Pencereye ulaşıp açtım. "Kapının olduğunu biliyorsun değil mi?" Hiçbir zaman vazgeçmediği göz gülümsemesini yaptı. Tatlı bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Kapıyı çalsam bile açacak bir ruh halinde durmuyorsun," İçeriye girerken elinde tuttuğu poşetleri gösterdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dear Kakashi (+18)
Fiksi Penggemar***Bu hikaye Naruto animesi evrenin içerisinde geçmektedir. Eğer Naruto animesinde olsaydım neler olurdu? Hikaye anime ile birlikte ilerlemektedir.*** Omuzlarında duran ellerimi düşünmeden uzattım ve yüzünü kapatan maskeyi aralarken gözlerimi kapatt...