51. Bölüm (Ova Bölümleri)

389 36 67
                                    

En çok merak ettiğim şeylerden birisi ise Ouka'mız eğer kaçırılmamış olsaydı ve Kakashi, Rin, Obito ile arkadaş olduklarında sizce Ouka yine Kakashi'yi mi severdi yoksa Obito'yu mu? Cevaplarınızı bekliyorum.

Kendimi bir şekilde ablamın pençelerinden kurtarıp evden kaçtım. Peki şimdi ne yapmalıydım? Eniştem son günlerde fazlasıyla meşguldu. Ve sanırım diğerlerin gelişimi için biraz daha çabalıyordu. Acab ileri de ne olacaktı?

Bugünler huzurlu geçmesine rağmen sanki bu huzur yakın zamanda bozulacak gibiydi.

Belki de gidip birazcık pratik yapmalıyım. Ablamın bana öğrettiği mühürleme tekniğinde ilerlemiştim fakat hala eksiklerim vardı. Belki bunun üzerinde çalışabilirdim.

Kendime bir yer bulmak için yürürken yolun ucunda bankta oturan Obito'yu görünce kalbim heyecanla çarptı. Belki bana pratik yaparken yardımcı olabilirdi. Onunla takılmayı çok seviyordum. Yanına gitmek için koşacağım sırada Rin'in ona yaklaştığını gördüm. Adımlarım bir anda kesildi. Az önce heyecanla atan kalbim neden acıyordu?

Elimi kalbimin üzerine koydum. Geri döneceğimi düşündüm. Fakat ne koştuklarını öğrenmek istiyordum. Bu yüzden onlar fark etmeden gizlice yakınlarına yaklaştım ve onları dinleyem başladım.

"Yine Kakashi'ye yenildim." Obito'nun yüzünde yara vardı. Demek eniştem yine onları karşılaştırmış ve Obito yeniden yenilmişti. Kakashi de ne vardı ki sürekli yenilip duruyordu? Bu sinirimi bozmuştu.

"Sen güçlü birisin Obito. Seni sürekli izliyorum. Ve eminim bir gün çok güçlü olacaksın,"

Yüzüm düştü. Belki de Rin'de Obito'dan hoşlanıyordur. Eğer aralarında bir şey olursa... Başımı salladım. Bu düşünce kalbimi dah fazla yakmıştı. "Bir gün hokage olacağım. Ve çok güçlü olacağım," Aralarında konuşurken kendimi berbat hissediyordum. Orada daha fazla bulunmak istemedim. Ayrılmak için hareket ettim. Onlardan çok uzaklaşmadan benimle birisi konuşmaya başladı.

"Obito, Rin'den hoşlanıyor,"

Arkama dönüp baktığımda Kakashi'nin çok uzağımızda olmayan Rin ve Obito'yu izlediğimi gördüm. Bunu duyunca canım iyice acımıştı. "Biliyorum," Fakat en çok acıtan şey ise bu gerçeği kabullenmekti. Neden bu şekilde canım yanıyordu ki?

"O zaman ne yapman gerektiğini de biliyorsundur," Neden benimle bu şekilde konuşuyordu ki? Başımı sallayıp yürümeye başladım. "Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum!" Öfkeliydim. Bu şekilde hissetmek canımı sıkıyordu.

Obito'yu kendime yakın hissediyordum. Ve onunla arkadaş olduğum için mutluydum. Fakat düşünmeden edemiyordum. Eğer onlar birlikte olursa arkadaşlığımız ne olacak?

"Yoksa sen..."

Beni neden takip ediyordu ki? Bu canımı çok sıkıyordu! Ellerimi yumruk yapıp ona döndüm. "Ne demek istiyorsan açık söyle!" Ellerini havaya kaldırıp omuzları ile birlikte kaldırdı. Umursamaz bir tavırla konuştu. "Obito'dan hoşlanmıyor musun?" diye konuştu.

Yüreğim öfke ile attı. Bunu nasıl bu şekilde söyleyebilirdi? Ona doğru bir adım attım fakat ona yaklaşamadım. Bu soruyu kendime sormam gerekiyordu belki de. Ben ondan hoşlanıyor muydum? Başımı hayır der gibi salladım.

"O... Yalnızca değer verdiğim bir arkadaşım,"

Yanımdan geçerken aynı soğuk ifadesi ile bana cevap verdi. "Belki de onlardan uzak durman en iyisi," Bu düşünce canımı iyice sıkıyordu.

"Sen...Senden hiç hoşlanmıyorum. Hep bildiğini okuyorsun ama hiçbir şeyden haberin yok!"

Ona bağırırken neden öfkelendiğimi bilmiyordum. Ona bağırıp çağırmak ve bu öfkemi sonlandırmak istiyordum. Tüm nefretimi ona dökmek istiyordum.

Dear Kakashi (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin