25. Bölüm

673 54 18
                                    

"Ouka... Buraya gelmelisin,"

Bana uzanan ele baktım. Uzun ve güzel elli beni çağırıyordu. Yoksa çakramı mı istiyordu? Gerçekten ben yerine benim çakramı mı seviyordu? Düşüncelerim karışırken ona baktım. "Hala bana kızgın mısın?" diye sorarken sanırım bu görevi kabul etmesinden bahsediyordu. Başımı hayır der gibi salladım.

"Anladım," derken eli kucağına düşmüştü. Bakışlarım avuçlarımın içindeydi. Şu an kaçınmak istediğim bir anın içindeydim. Ve aslında Kakashi'den değil yalnızca kendimden kaçmak istiyordum. "Demek yalnızca özleyen benmişim,"

Hüzünlü ses tonu bana ulaşırken bakışlarım irileşti. Ona bakarken yüzünü eğmişti. "Kakashi..." Fısıltı sesim ona ulaşmıştı. Yatağın içinde uzandı ve yattı. Bu doğru değildi. Onu görmediğim süre boyunca çok özlemiştim. Fakat bu yeni düşünceler beni her şeyden herkesten uzak tutmaya yeterdi.

"Yo! Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar zorlu bir dövüşe girdim. Merak etme kazanan bendim. Tabi Naruto'nun da çok büyük bir yardımı oldu. Sen gittikten sonra çok daha fazla çalışmaya başladı."

Gülümsedim. "O çok inatçı birisi. Eminim sürekli söyleyip durduğu gibi bir gün Hokage bile olabilir," Kıkırtısı duyuldu. "Aptal çocuk! Onun hakkında çok endişeleniyorum."

Naruto hakkında endişelerini anlatırken aslında az önce ki ortamı bozmak istediğini anlayabiliyordum. Onu izlerken düşündüm. Ben 25 yaşındaydım. Bir çocuk değildim. Eğer kaçmak yerine savaşırsam sonucunu öğrenebilirdim.

Üzerine örttüğü örtüyü kaldırıp kendimi onun yanına taşırken bana şaşkınca baktı. Bedeni hassastı ve ona yük olmak istemediğim için yalnızca yanına uzandım ve elini tuttum. Gözlerimi kapatırken konuştum. "Buraya gelene kadar uzun ve yorgun bir yolculuk geçirdim. Sanırım benimde dinlenmem gerek,"

Uyuyor numarası yaparken sesi bana ulaştı. "Bıraktığım iz çoktan iyileşmiş," Onu en fazla bir hafta saklayabilmiştim. Başımı salladım. "Onu zorlukla bir hafta saklayabildim. Çakramı gerekmediği sürece kullanmadım. Bu yüzden yalnızca oraya gidişim üç günü bulmuş olabilir,"

"Ah... Çok yorulmuş olmalısın." Parmakları sıkıca kavradı parmaklarımı. "Teşekkürler..." diye konuşmasını bitirdi. "Hmm..." yalnızca ağzımın içinde mırıldandım. "Bende ki izi merak etmiyor musun?" diye konuştu. Tam göğsünün üstüne bıraktığım iz aklıma gelirken yanaklarım kızarmıştı. Belki de uzun zamandır onun yanında durmak istesem bile şimdi adam akıllı onun hakkında düşünüyordum.

"Görmek ister misin?"

Başımı diğer yana çevirdim. Şu an onun muhteşem bedenini görüp daha fazla kızaracaktım. "Şey..." diye konuşurken yanımda dikleşti. Onu izlemek için gözlerimi araladım. Parmakları gömleğine uzanıp düğmelerini açmaya başladığında "Yaa! Ne-ne yapıyorsun?" diye yükseldim. Kalbim küt küt atmaya başlamıştı.

"Eh-he yalnızca gösterecektim."

Gömleğini çıkarırken onu durdurmaya çalışsam bile açmıştı. Sırtını izlerken bana döndü ve iyileşmesine çok az kalmış izi gösterdi. Parmağı üzerine sürttü. "İyileşmesine çok az kaldı,"

Yara izine bakarken o kadar zaman geçmesine rağmen neden hızlı bir şekilde iyileşmediğini merak ettim. Yoksa o tüm olmadığım süre boyunca çakrasını hiç kullanmamış mıydı? "Gerçekten iyileşmesine çok az kalmış," Kendimi amaçsız bir şekilde kötü hissetmiştim.

"Ouka... Seni öpebilir miyim?"

Bakışlarım irileşti. Aklıma düşen bir sürü düşünce vardı. Beni gerçekten ne için istiyordu? Ben... ben bunları öğrenmeden önce onun silahı olmak isterken şimdi... Şimdi onun için tam olarak neyi ifade ettiğimi öğrenmek istiyordum.

Dear Kakashi (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin