Üstümüzü değişmek için ayrıldık. Böylece akşam buluşabiliriz.
Her şey hazırdı. Kırmızı bir maske taktım. Maskenin kenarları siyahla boyanmış kenarında ise yine kırmızı bir tüy vardı.
Saçımı topuz yaptım ve bir tokayla tutturdum. Özellikle, gelirken üç araba değiştim.
Akşam olduğundan hava karanlıktı. Siyah topuklularla otele doğru adım attım. Sırtım dikti.
İçeri girmeden önce dışarıda bir kaç görevli vardı. İlk kontrolü onlar yaptılar ve davetiyelerimize baktılar.
İçeride ise vücut kontrolü vardı. İçeri silah alınmaması için özellikle dedektörlerle kontrol edildik.
Bu da bitince artık içeri girebilirdik. Burada bir sürü kişi var. Büyük ihtimalle başroller en son giriş yapacak.
Ben bilerek erken geldim böylece Phoenix ile buluşup silahları alabiliriz.
Etrafa baktım ve gözüme bir şey çarptı. Karşı tarafta siyah takım elbise ve aynı şekilde siyah bir maske takmış zarif bir adam duruyordu.
Elime bir bardak şampanya alıp ona doğru yürüdüm. Yanına gelince yavaşladım ama durmadım. Onun yerine ikimizde çoktan oyunun başladığını birbirimize söyledik.
İkimizde iki farklı merdiveni kullanarak yukarı çıktık. Kameraların açık olduğunu biliyorum. Ama bu yüzden Khalid şuan yanımda.
-Khalid ikinci katın kamera görüntülerini silebilir misin?
-Geçen sefer yaptıklarımı unutmuş gibisin.
Kameraları devre dışı bırakırsak büyük ihtimalle toplantıyı sonlandırırlar.
Bu yüzden onu son çare olarak saklıyoruz. O günden sonra zaten sistemi yenilediklerini için tekrar hacklemek zor olmuştu.
İkimize hızlıca işimizi hallettik. Otomatik Alman silahını onun aldığna hala inanamıyorum!
-Bu takım sana yakışmış. Sadece biraz daha gülümse ve herkesin sana düşeceğinden eminim!
-Sen hala çirkinsin. Ama şuan yüzünde makyaj olmadığını söyleyebilirim.
-Utanmana gerek yok. Güzel olduğumu biliyorum ve makyaj veya peruk takmadığım doğru.
-Neden?
-Kendi nedenlerim var diyelim.
Konuşma bitince üstüme bir daha baktım.
En azından tabancam ve hançerim hala ben de. İlk önce aşağı ben indim benden biraz sonra o da aşağı geldi.
Sonuçta birlikte görünüp dikkat çekemeyiz kamera görüntüleri zaten silineceği için yukarıda birlikte olmamızın bir sakıncası yok.
Aşağı indiğimde etraf iyice dolmuştu. Herkes olanlar hakkında dedikodu yapıyordu.
-Bir gün tahtından düşeceğini biliyordum!
-Evet bende onun bu yıl öleceğine oylamıştım.
-Kickstart'ım bunu yaptığını düşünmek.
-Hahaha
-Onların yakın düğünü sanıyordum.
-Ohh sadece görünürde öyleydiler.
-Haha onun için üzülüyorum.
Etrafta bir sürü insan konuşuyordu. Ellerimi sıktım ve şampanyamı yudumladım.
Arkamdan biri yaklaşana kadar etrafı dinliyordum.
-Haha. Merhaba leydim yalnız görünüyorsunuz.
Kim olduğunu bilmesem de önünde büyük bir figür belirdi.
-Bir suikastçi için oldukça genç görünüyorsunuz.
-Teşekkürler bayım.
Sözümüm ardından sinirlenmiş görünüyor.
-İzninizle yapacak işlerim var.
-Bur dakika acaba bir yerden tanışıyor muyuz?
-Sanmıyorum.
Onun derdi ne? Bu gümüş saç rengini ilk kez gördüğüme yemin edebilirim.
Sonunda salon dolduğunda sıra onur konuklarındaydı. Üsttekiler bile bu toplanmada bulunacak.
İçeri bir grup orta yaşlı adam girdi. Bu üç kişi örgütteki en yetkili kişiler.
Arkalarında iki kişi daha vardı. Bu kişiler gelecekte başa geçecek kişiler.Ve en sonda ise Kickstart duruyordu.
Büyükler yerlerine geçtiler ve Kickstart ortada tek başına durdu.Üçlüden biri ayağa kalktı.
-Sevgili üyeler bu gün buraya hepimiz uzun zamandır umduğumuz bir şey gerçekleştiği için toplandık.
...
-Öncelikle elimdeki bu kadehi değerli üyemiz kod adı: Kickstart olan arkadaşımız için kaldıralım.
Herkes elindeki kadehleri kaldırdı. Ben bile.
-O zaman şerefe!
Böylece herkes onunla birlikte kadehlerden birer yudum aldı.
Gözlerim ondaydı. Kickstart onun kod adı benimkinin Slayer olması gibi. Ama bizbizeyken ben ona Kyle derdim. Sadece normal bir insan olduğumuzu birbirimize hatırlatırdık. O da bana Lucy derdi.
İsimler rastgele seçilmiş olsa da anlamları büyüktü.
Tören bittiğinde müzik başladı. Etrafın öldürücü katillerle dolu olmasına rağmen havada klasik bir müzik çalıyordu.
Elime iki tane kırmızı şarap aldım. Sonra yavaşça ona doğru yürüdüm. Onunla nasıl yüzleşeceğimi bilmiyorum ama sadece akışına bırakacağım. Her zaman yaptığım gibi.
İyice yanına gittim ve elimdeki bir bardağı ona uzatırken gülümseyerek konuştum.
-Bay Kickstart benimle bir bardak içmeye ne dersiniz?
Bana ifadesiz bir yüzle döndü ama yüzümü görünce bir anlıkta olsa şaşkınlığını gizleyemediğini farkettim.
-Siz?
-Ben mi? Benim adım...
Çaldığım davetiyeyi hatırladım.
-Blanche.
-Bir kod adı için oldukça sıradan. Ama size yakıştığını söylemem gerek.
Flört mü ediyor?
-Eğer izin verirseniz yüzünüzü görmek isterim bayan. Öyle ki çok güzel olduğunuza dair bir his var içimde.
Benzerliği gördüğüne eminim. Ama yine de böyle bir tepki beklemiyordum.
-Haha onur duydum. Ama henüz biraz işim var yani umarım anlarsınız.
-Leydim umarım sizinle tekrar görüşme şansını bana bahşedersiniz.
-Aynen sir.
Kendini bir aristokrat mi sanıyor bu havalar ne?
Ona henüz yüzünü tam olarak gksteremem. En azından onu kaçırabilmem için uygun zamana kadar beklemeli.
Bu gün dediğim arkada gelen iki kişi vardı ya. O ikisinden birini öldüreceğiz.
Hedefimiz tüm örgütü yok edip ona da işkence etmek olduğundan her şeyi sırayla yapmak önemli.
Phoenix ile birbirimize bakıp kafamızı salladık. Bana hedefimizi gösterdi. Şimdi onu ıssız bir yere çekmem gerek.
Vücuduma baktım. Zor olmayacak gibi duruyor.
________
Yazar:Villainesssss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asıl Suçlu Kim
ActionYa dünyanın bir numaralı suikastçisi 'normal' bir kızın bedeninde reenkarne olursa? Aradığı intikamı bulabilecek mi? Ya da bu küçük kasabadaki sırlar onu engelleyecek mi? *Bahsedilen olaylar tamamen kurgudur. Anlatılanları denemeyin veya örnek almay...