Bölüm69 Başka Bir Yerde

502 72 10
                                    

*****Kickstart'ın Tarafı

-Efendim maalesef istediğiniz kişiyi hiç bir yerde bulamıyoruz. (Asistan)

-Zaten ne işe yararsınız ki!?

Bağıran adam eline ilk geçen şeyi aldı ve ileride duran adamlara fırlattı.

Cam bardak sert bir şekilde adamın kafasına çarpıp parçalandı.

Ben iki hayır bir numaralı suikastçi Kickstart. Bu unvanı almak benim için kolay olmadı.

Masadan bir eldiven aldı ve ellerini silmeye başladı.

Bu dünyada en dip noktadan yukarı çıkmayı öğrendim. Bir çok fedakarlık yaptım.

Dünyanın kötü bir adama ihtiyacı vardı ve işte ben burada devreye giriyorum.

Bazen bana kafayı yediğimi söyleyen insanlar oluyor. Güç için delirdiğimi...belki de haklıdırlar.

Bu dünya sert ve karanlıkla dolu. Ben de karanlığın ortasında doğdum. Karanlık benim için korkunçtu. Oraya adapte olup orayı evi gibi gören insanlarla tanıştım.

İğrençtiler. Her biri bu iğrenç yeri sevdiler.

Işık ve kurtuluş güçten geçiyordu. Buradan kurulmak için yeterince güçlenmeliydim. Ama hiç bir zaman yeterince iyi değildim.

İkinci sıra... Bu benim hayatım boyunca ayrılamadığım utanç verici bir koltuktu. Ama dediğim gibi karanlıkta bu önemli değil. Birinci koltuğa sahip olamıyorsanız tek yapmanız gereken onu yok etmek değil mi?

Gerçi karanlıkta parlayan o kişiyi hatırlıyorum. Karanlığı evi kabul eden iğrenç insanlardan bir diğeri.

İstediğim her şeye sahipti. Güçlü ve zeki ama o karanlıkta kalmayı istedi. Çok ironik. Benim kaçmaya çalıştığım yerde kalmak istedi.

Dediğim gibi karanlık bile onun ışığını engelleyemedi. Bir zamanlar iyi anlaştığımızı hatırlıyorum.

Hayır sadece kurtuluşum içindi.

Kendimi uzun yıllar aynı kelimelerle kandırdım. Kurtuluş ve aydınlık. Gerçekten karanlık ve aydınlık denen şey varmıydı?

Belki de hepsi benim illüzyonumdu.

Ama ben her zaman geride kalmaya mahkumdum. Bu yüzden bu kelimelere sarıldım. Hepsi benim bir illüzyonum mu? Peki öyle olsun o zaman bu illüzyon da yaşamaya razıyım.

Ve yaşayacağımda.

Belirlediğimiz yolda ilerledim ve önüme çıkan tüm engelleri temizleyeceğime yemin ettim. Sonunda tünelin bittiği yerdeydim.

Tek bir tümsek ve sonra özgürüm. Gözlerimi ve kulaklarımı kapattım sonra illüzyonuma sarıldım. Böylece bu tümseğide geçtim.

Arkama baktığımda çürümüş cesetler gördüm ve tepede karanlığı ve aydınlığı birleştiren ve buraya kadar bana hayat veren şeyin de benim tarafımdan yok edildiğini gördüm.

Ne bekliyordum ki? Bunu ben yaptım. Geri dönemem. Ama illüzyon bittiğinde her şey çok acıydı.

Karanlık? Karanlık neydi ki? Şimdikinden daha derine batamayacağımı hissettim.

Ama garip bir şekilde diğer tarafım mutluydu.

'Sonunda ilk sıra senin. Bu her zaman istediğin şey değil miydi? Gülümse artık bu senin dönemin'

Öyle. Bu artık benim dönemim. İlk koltuk yok edildi ve ikinci sıra doğal olarak birinci oldu.

İstediğim aydınlık aslında yalandı.

Ama dediğim gibi ben bu dünyada dipte doğdum ve şimdi tekrar oradayım.

Farketmez tekrar yükselebilirim.

Benzer bir yüz görene kadar öyle sanmıştım.

Gözleri, duruşu ve yüzü... Gülümsediği zaman beni eski zamanlara götürüyordu.

Bir tarafım mutluydu ama diğeri korktu. Onu parçalamak istedi ve o gülümsemeyi sonsuza dek silmeyi istedi.

Onu kırmak istiyordum.

Geri gelmesi onun hatası. Gelip önümde o yüz ifadesini yapması.

Kendimi kontrol altına aldığımda kulağıma bazı haberler geldi.

Kurmaya uğraştığım krallığım günden güne yok ediliyordu. Böyle bir partide bir öldü ve bir sürü bina yok oldu.

Bir de o patlayan havai fişekler var. O işareti nasıl bilmeyebilirim.

O geri mi döndü? Hayır o öldü. Onu kendi ellerimle öldürdüm.

O gün hızla morga koştum. Ve cesede baktım. Haha evet o öldü...

_________
Yazar:Villainesssss

Asıl Suçlu KimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin