Bölüm122 Sona Doğru

539 51 42
                                    

Vardığımızda özel bir odada Kickstart ve ben yalnız kaldık. Bunu ben istedim çünkü konuşmam gereken şeyleri hayır dürüst olmak gerekirse içimdeki gerçek kişiyi bir kez daha onların önünde göstermek istememedi.

Bir çok şey atlattım ve sonunda buradayım sanırım istediğim yerde.

Kickstart uyanana kadar bekledim ve yüzüne baktım. Sıkıldığımda bir kova soğuk suyu üzerinden boşalttım ve uyandı.

Büyük bir gülümsemeyle konuştum.

-Günaydın!

-Ben...neredeyim?

Oturduğu sandalyenin zincirlerini zorladı.

-Boşuna enerjini harcama buna ihtiyacın olacak. Onun yerine neden kaldığımız yerden konuşmaya devam etmiyoruz?

-...

-Hayır ya da baştan başlayalım. İlk başta benimle neden yakınlaştın.

-Sadece arkadaş olmak için...

-Her yalanına bir çivi ne dersin?

-Diğerlerinden güçlüydün.

Kickstart'ın nefret ettiği şeylerden biri acı. Küçük bir çizik bile onun çileden çıkmasına yetebilir ama buna karşı bile dışarıda duygularını iyi saklayabilir.

Ama benden saklayabileceği bir şey yok. Yani rol yapması bir işe yaramaz.

-Yani beni hiç bir zaman arkadaş olarak görmedin bile.

-Bu konuda...

-Ha...hahaha

Gerçekten...aptal olmanın bir sınırı olur. Çok saftım...

-Ben üzgünü...

-Kapa çeneni! Üzgün mü? Geri döneceğimi bilseydin kesinlikle beni ikinci kez öldürmek için planlara başlamış olurdun!

Biraz sakinledikten sonra devam ettim.

-Peki sana verdiklerim yetmedi mi? Neden beni öldürmeyi seçtin!? İstediğin her şeye sahiptin! Koruma, para, statü ve benim sana olan inancım! Bunlar senin için o kadar anlamsız mıydı?

-Sen ne anlarsın ki?

Huh?

-Başkasının gölgesi altında yaşamak o kadar kolay mı sanıyorsun? Neden herşeye sahip olan sen ve gölgesi olan ben olmalıydım!?

-Tüm bunları bu yüzden mi yaptın?

-Ya daha fazlasını istediysem ne olmuş? Statü başkasının altındaysan ne işe yarar? Sonunda önünde olan bir imparator ve veliaht varken kimse ikinci prens olmayı istemez.

-Sen delirmişsin. Gözlerin nasıl bu kadar kör olabilir?

-Haha. Kör mü? Asıl bana inanıp ölen sen değil miydin? Ölmen nasıl benim suçum olabilir? Sonunda böyle bir dünyada bana güvenmeyi seçen sendin! Ölmek senin hatandı!

-O zaman bu da senin hatan!

Çiviyi elinin ortasına doğru batırdım ve çivi sandalyenin koluma saplandı.

-Aaahh!

-Hatalı olduğunu kabul et. Yakalanmak senin hatandı ve bu acı ölümle karşılaşacak olman da senin suçun.

-Tsk. Evet öleceğim belki ama şunu söylememe izin ver. Hayatını paranoyağın teki olarak yaşadın ve sonunda yanlış kişiye güvendin. Bundan sonra farklı olacağını mı sanıyorsun?

-Kapa çeneni!

-Tekrar ihanete uğrayacaksın. Kimse seni sevmeyecek ve sonsuz yalnızlığı tadacaksın!

Asıl Suçlu KimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin