Eve döndüğümde masamda kenara attığım kartı gördüm. Sanırım dedektifi aramalıyım.
Elimden geldiğince kötü şöhreti temizlemeliyim. Bunu bedenin sahibine borçlu hissettiğim için yapıyorum.
Aynı zamanda ben her zaman sözünde duran adaletli bir katilim. Her katil kötü olacak diye bir şey yok...sanırım.
Telefon numarasını çevirdim ve bir süre sonra telefon açıldı.
-Dedektif bey görüşme ayarlamak için aramıştım.
-Bu güne ne dersin?
Bu biraz erken ama zaten bugün ders çalışmak istemiyorum.
Evden çıktım ve belirlenen yere gittim. Burası kasabanın hemen dışında bir alan.
Yıkık bir bina var. İlgi çekmemek için burayı seçmiş olmalı.
Binaya girdiğimde etraf çok sessizdi. Ama burada birden fazla kişinin varlığını hissedebiliyordum.
Buna altıncı his diyebilirsiniz ama bu ne kadar çalıştığınızla ilgili. Sezgileriniz tecrübelerle gelişir.
Sonra kapının kapandığını duydum. Yok artık beni sorgulamak için gözümü korkutmayı deniyor.
O zaman bende korunması gereken korkmuş leydiyi oynayacağım.
Vücudumu kasten titretmeye başladım ve endişeli bir sesle dedektife seslendim.
Bu çok eğlenceli!
Sonraki saniye bir sürü adam içeri girdi.
-Si..siz de kimsiniz.
Sonra dedektif havalı bir şekilde içeri girdi.
-Bir katille sohbet edeceğimi düşünmüyordun değil mi? İtiraf edersen kurtulursun.
Vay canına ne kadar ucuz bir numara. Sessiz kaldığımı görünce elini salladı ve üç kişi üzerime geldi.
-Gelmeyin hick...lütfen.
-İtiraf et ve kurtu...
Kafamı sakladığım kollarımın arasından çıkardım.
-Böyle mi diyeceğimi sandın?
-!?
Üzerime gelen ilk askeri omuzumdan yere attım. Sonuçta beni omzumdan tutmaya çalıştı.
Ortalık bir anda sessizliğe büründü. Bu kadar askeri tek başıma silahsız yenemem.
Etrafıma bakındım ve yerde demir bir çubuk gördüm. Bana yaklaşan askerin üzerime atladım.
Bunu beklemeyen asker ne yapacağını bilemedi bende omuzlarına ellerimi bastırıp zıpladım.
Böylece artık bir silahım var. Her şey mükemmel görünüyordu taa ki.
'click clack' bu sesi benden daha iyi bilen biri olamaz biri silahını çıkardı...hayır çıkardılar.
Etrafımda ki herkes bana silahını dogrultmuştu. Dedektif yüzünde sırıtan bir ifadeyle öne çıktı.
Tek silahını çıkarmayan oydu. Elleri cebinde bana doğru yürüdü.
-Gerçekten farklı bir şeysin.
-Mükemmelliğimden bahsediyorsan haklısın ama dedektif bey bu size hiç yakışmıyor...
Bu sefer silahı çıkarıp kafama dayadı.
-Hey bunu indirirsen insan gibi konuşabiliriz.
-Hayatında ilk kez silah gören biri olarak bu kadar sakin olman...tıpkı buna alışıkmışsın gibi gösteriyor.
Gerçek bu ama desemde inanmazsın.
-Ehh, bana ateş edecek olsaydınız ilk başta çıplak elle saldırmazdınız.
Sözümün ardından silahı hızlı bir hareketle kemerine geri koydu.
-Biliyorsun giderek daha fazla suçlu görünüyorsun.
-Ama gördüğünüz her şey gerçek değildir dedektif. Eminim ki bunu en iyi bilen sizsinizdir.
-O zaman sen tam olarak kimsin ve neden ona...
-?
-Haa... Madem bu işe yaramıyor neden bana sadece olanları anlatmıyorsun?
Olanları bilmiyorum! Birine sormalıyım zaman kazanmam gerekiyor.
-Dedektif bana yaşattığınız travma sonrası nasıl beni hala sorgulayabilirsiniz? Ben kırılgan bir kalbi olan nazik ve naif bir bayanım.
-...
-O zaman bana bu kötü anıyı unutturmak için bir kahve ısmarlamaya ne dersiniz?
-Konuşacağına söz veriyor musun?
-Evet. O zaman iki gün sonra buradaki tek kafede buluşalım.
İşe yaradı! Saçmalamak her zaman en iyisi ama hikayeyi kime soracağım? Bana ihanet eden sevgilim ve arkadaşıma mı?
Şimdi düşününce geriye bir kişi kalıyor en azından onunla buluşabilmeliyim.
Hızlıca eve gittim ve çalışmaya başladım. Günlük spor rutinim bitince uyuyamadığım için ders çalıştım.
Yarın onunla buluşacağım. Uzun bir gün olacak gibi geliyor.
_______
Yazar:Villainesssss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asıl Suçlu Kim
AçãoYa dünyanın bir numaralı suikastçisi 'normal' bir kızın bedeninde reenkarne olursa? Aradığı intikamı bulabilecek mi? Ya da bu küçük kasabadaki sırlar onu engelleyecek mi? *Bahsedilen olaylar tamamen kurgudur. Anlatılanları denemeyin veya örnek almay...