Bölüm109 Kaçış Halinde

242 29 13
                                    

İleri de yıkık bir kulübe bulduk. Daha fazla dışarıda yatamazdık. Benim ateşim önemli ölçüde düşsede hala yaralı ve hastaydım.

Bir de nerede olduğumuzu bilmeden yürümek sadece durumu kötüleştirirdi.

Şimdilik kimsenin etrafta olmadığını ve aranmadığımızı düşünüyoruz yani burada bir süre kalacağız.

Ver'in garip bir kişiliği var. Kimliği ne bilmiyorum ama oldukça narsistik biri en azından ciddi durumlar da mantıklı olmayı ve sorumluluk almayı biliyor.

Şimdilik onu geçelim. O sert düşüşe rağmen dizimin kırılmamış olması bir mucize. Böyle durumlarda eski bedenimle kolayca başa çıkabilirdim ahh gençlik güzel ama güçsüzlük zor.

Çok küçük yaştan beri eğitilen bir vücutla bu vücut kıyaslanamaz...

Uzun zamandır dereyi takip ederek yürüdük. Böylece bir kasabaya varmayı planladık. Ama hiç bir insan izi yoktu ve yukarı doğru çıkmak tehlikeli. Hala orada olabilirler.

Burası sadece yıkık bir kulübe yani içinde pek bir şey yok.

Kırık bir yatak bir çekmece bir masa, sandalye ve boş bir dolap var.

Eksik olan tek şey bir ceset ve bir adada olduğumuza ikna olacağım.

Dolap boştu ama çekmece de bir kitap vardı. Kitabı açınca içinden bazı notlar ve eski bir harita çıktı.

Haritaya göre... Hiçliğin ortasındayız!

Ahh!!! Düşündüğümüz gibi bu adamlar bizi sınıra doğru götürüyordu ama normal yolla gitmeleri saçma olurdu.

Bu yüzden daha ıssız bir yer seçtiler. Nehirle sürüklendiğimizden beri yoldan çok uzaklaştık ve yola varsak bile araba geçeceğinin garantisi yok. Araba geçse de buradan geçecek kişilerin normal olduğunu sanmıyorum.

Dediğim gibi bu eski bir harita ama çok şeyin değiştiğini sanmıyorum.

En yakın insan topluluğu bile uzakta! Oraya yürüyerek gitmek çok uzun sürer özellikle temel ihtiyaçlarını karşılamak bu kadar zorken çok daha uzun sürecek.

Durmadan yürüsek  bile bir hafta sürecek gibi duruyor.

Başka şansımız olmadığı için mecbur oraya gideceğiz. Ama önce ben iyileşmeliyim ve Ver'de dinlenmeli.

Ben çok yardımcı olamadığımdan beri avları o avladı.

Ve bunu kurşun harcamadan yaptı.

Kulübede kaldığımız ilk gün oldukça sakindi ama üçüncü gün bir hareketlilik farkettik.

Ver etrafa bakmak için çıktı ve geldiğinde nefes nefeseydi.

-Buradalar!

Kim diye sormak gereksizdi. Bu bizi hala aradıkları anlamına geliyor!

Silahı aldım ve dışarı çıktık.

-Kaçamalıyız.

Koşarak ilerledik.

-Kaç kişiler?

-Sadece dört kişi gördüm..

Bir süre sonra herkes koşuşturma içindeydi. Ve kurşunlar durmadan ateşleniyordu.

Bir ağacın arkasına saklandım ve ateş etmek için hazırlandım.

Kurşunu idareli kullanmalı yani hedefi tam olarak vurmalıyım.

'Bam'

İlk adam düştü.

Kendini açıkta bırakmak onun suçuydu. Bunla birlikte diğer üçü saklandı.

Onlar bana odaklanmışken Ver çalıların arkasından ilerledi.

Elinde yaptığı mızraklardan vardı.

Bunları bir taşa dalı sürterek yaptı ve oldukça keskinler.

Ver sağdaki adama yaklaşınca çıktım ve tüm dikkati bir yere odakladım.

Kurşun yağmurundan kaçarken diğer ağacın arkasına gittim. Bu sırada Ver bir adamı indirdi ve ağacın arkasına girdi.

O kadar aniydiki iki adam bir an afalladı ama ben affetmem.

Böylece birini de ben vurdum.

Son kalan adam korkmuştu ve titriyordu. Bu öleceğini anlayan birinin ifadesiydi.

Bunu bir çok kez gördüm. Hüzün pişmanlık ve korkuyla dolu o gözler...

Ama onu kullanacağım. Şimdilik ölemez.

-Silahını indir ve böylece canını bağışlayacağım!

Adam titreyen elinde tuttuğu silahı indirdi.

Yaklaştım ve çenesini tutup diz çökmüş adama baskı yaptım.

-Bize diğerlerinin yerini ve aracınızın yerini göstermeye ne dersin?

O kadar yol yürümeyeceğim. Bir araç çakmak kesinlikle daha güvenli.

Ama hızlı olmalıyız silah sesini duyan yakınlardaki adamlar gelebilir. Tabi dehşete düşmüş bu salak bunu akıl edemeyecek kadar şokta.

Adam bizi bilgilendirdi. Dört araba Kickstart ile birlikte on altı kişi.

Üçü öldü ve biri bizde kaldı on iki. Dediğine göre araçların yeri buraya çok uzak değil.

Tabi sadece sözlerine güvenmedim. Haritasında yer işaretliydi ve herkesin araştırma yaptığı yer vardı.

İşim bitince onu öldürmedim. Onun yerine bir ağaca bağladım. Sonuçta canını bağışladım değil mi?

Haritaya baktık ve koşarak ilerledik. Onlardan silah çaldık en azından bir işe yaradılar.

O kişiyi bağlamamın nedeni zaman kazanmak bunu görenler önce duracak ve ona olanları soracaklar.

Hemen armaya koyulmayacaklar.

Yola doğru koştuk. Arabaları koruyan üç kişi ve Kickstart vardı. Sonra buraya yakın bir yerde araştıran adamlar vardı. Bir arabanın anahtarı zaten elimizde. Ölen adam sağolsun.

Direk misilleme yapmayı planlıyoruz. Dikkatleri dağınık. Elimizde dört el bombası var.

Birini aldım ve fırlattım.

Patlamayla birlikte ışığı yanan arabaya bindik ve gaza bastık. Arkadan gelen bağırışları duyuyordum.

-Lanet olsun kalkın ve onları takip edin!

O kadar kolay değil. Diğer el bombalarını arbalarına attım. Heh yakalayın kolaysa.

_________
Yazar:Villainesssss

Asıl Suçlu KimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin