30. Bölüm Onur Hazancı

4.7K 115 3
                                    

İlsa'dan

Korkudan kırmızı olmuştum resmen. Gözlerimi koca adamıma çevirip kendimi bi adım geri attım. Doğaç hızla yanıma gelip bileğimi sertçe tutup arkasına aldı. Ne oluyor diye düşünürken karşımdaki genç ve yakışıklı adam Doğaca nefret eder gibi bakıp yine italyanca konuştu. Anlamadığımı sanıyordu.

"Ooo Doğaç Adsayoğlu bende yanındaki güzelliği öpüyordum. (küçük bi kahkaha atıp devam etti) ellerinden."

Doğaçta ona nefretle bakıp italyanca konuşmaya devam etti. Artık emindim benim onları anladığımın farkında değillerdi.

"Ne işin var burda Onur Hazancı?"

İtalyancaya devam ettiler;

"Sakin ol Adsayoğlu abimi nasıl öldürdüğünü anlatmayacağım sevgili karına. Ama eminimki beni beğendi yoksa kocaman gülmezdi değilmi? Yada yakışıklılığım karşısında eriyip bitmezdi!"

Şuan blöf yapıyordu. Bu işe el atmam lazımdı. Adamı tanımamıştım ama tahmin yürütebiliyordum. Beni kaçırıp bana el sürmeye kalkan şerefsiz Umur Hazancının ya kardeşiydi yada kuzeni aklıma başka bir şey gelmiyordu. Kendimden ödün vermeden Doğaç'ın arkasındayken bende italyanca konuştum.

"Yalan atma blöf yapıyorsun. Ben sana gülmedim elimi salakça öpmeye çalışırken miğdemi bulandırdın emin olabilirsin ve , ve tavsiyemdirki kendini yakışıklıdan sayma!

Söylediğime Doğaç kocaman gülümserken bende güldüm arkasından. Onur şerefsizinin yüzünün mosmor olduğuna emindim.

"Vay vay vay demek başka dillerde biliyormuşuz. Ne Yalan söyliyeyim dışarıdan çok saf duruyorsun ama içinden şeytan çıktı. Peki kocanın abimi nasıl öldürdüğünüde biliyormusun? Ne kadar cani bi kocaya sahip olduğunu?"

Doğaç arkasında durmayacağımı düşündüğüne emindim. Bana omzunun üstünden bakıp söze girecekti ki italyanca devam ettim.

"Benim kocam câni değil. Senin şerefsiz bi abin varsa benim yapabilecek bir şeyim yok. Savunmasız insanları zorla kaçırıp sahip olmaya çalışırsan seninde sonun KOCAM tarafından bu olur. Ve güzel tatilimi senin gibi biriyle mahvetmek istemiyorum şimdi git!"

Doğaç şaşırmışça bana bakıp önündeki adama döndü. Onur Hazancının suratındaki nefreti elimle tutuyordum sanki. Bana ve Doğaca bakıp geldiği tekneye doğru yürüdü

"Bir daha etrafımda olursan karımın dediği gibi sonun abinin yanı olur, senin burdan sağ sağlim gitmene izin veriyorsam tek sebebi karım."

Adam son kez bakıp teknesine binip uzaklaştı. Gözle görülmez hale gelince Doğaç beni bileklerimden sıkı sıkı tutup hızla yatak odasına soktu. Oldukça öfkeli duruyordu.

"BU ÜSTÜNÜN HALİ NE İLSA"

Bağırmasıyla yerimde sıçramıştım. Ne vardı üstümde?

"SANA SÖYLÜYORUM İLSA"

"Ben, ne var anlamadım?"

"NE Mİ VAR? ADAMIN KARŞISINA ÇIPLAK ÇIKSAYDIN İLSA"

Sinirlenmiştim. Fazla ileri gitmişti. Ayağa kalkıp yüzüne sert bi tokat indirdim. Boynundaki damarlar kendini daha fazla belli edince ordan çıktım. Dün buraya ilk geldiğimizde, keşfettiğim denizin üstündeki file yatağa doğru yol aldım. Çok fazla güzeldi. Üstündeki beyaz yatak örtüsü "gel yat" diye bağırıyordu sanki. Aslında burda Doğaç ile yatacaktım öyle hayal etmiştim ama mümkün olmamıştı.

Gözlerimden akan yaşlarla etrafı inceledim, kimse yoktu. Karanlık neredeyse çökmek üzereydi. Üstümde ki pareoyu çıkardım. Ardından belimdeki zinciri sinirle çekip yerle bir ettim. Birden çekince belim acımıştı ama pek umrumda olmamıştı. Ardıdan bikinimin alt kısmının iplerini çözüp çıkardım. Üst tarafınıda hızla çıkarıp kendimi yorganın içine bıraktım. Buz gibi yorgan bedenimi tokatladı adeta.

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin