46. Bölüm Aşk Yakarışı

2.7K 96 5
                                    

İlsa'dan

Doğaç başını anında bana çevirip dişleri arasından konuştu.

"Önüne dön İlsa"

Anında gözlerine baktım. İki çapraz masada Mert vardı. Yanında da bir kaç adam. Doğaç'ın modu nasıl düştüyse yemek yemeyi bırakmıştı. Elindeki şarap bardağını bırakıp

"Böyle olmayacak en iyisi ağzını burnunu kırayım."

"Saçmalama Doğaç."

Bana sinirle bakıp

"O adama baktın İlsa, resmen bakıştınız."

Ne saçmalıyordu? Ne bakışması! Ona ruhumu beş kuruşa satacak kadar aşık olduğumu göremiyormuydu hala! Bu durum sinirlerimi bozmuştu. Gömleğini iki düğmesini daha açtı.

"Ne söylediğinin farkındamısın?"

"Baktın, İlsa çocukluk aşkına iç geçirir gibi baktın."

Tartışmaya başlamıştık.

"O benim çocukluk aşkım değil. Ayrıca burda olmasına şaşırdım bakmıştığım falan yok. Bilmem farkındamısın ama biz seninle evliyiz ve hamileyim."

Hâlâ öfkeliydi. Bu adamın piskopat olduğuna artık emindim. Saliselik bakıp şaşırmıştım denk gelmemize. Neyi büyütüyordu?

"Farkındayım ama öyle davranmıyorsun. Başka erkekler sana sarılıyor bakıyor ve karşılık veriyorsun İlsa"

İyice saçmalıyordu. Kim sarılmıştı bana da bende karşılık vermiştim? Barlas, Atlas, Enis? Toprağa yaklaşmamıştım bile o olaydan sonra. Konuyu gittikçe saptırıyordu. Biraz daha burda kalırsak bağırış çağırışlarla dolacaktı koca restaurant. Tam kalkacakken elimi tuttu.

"Dışarıda magazin var. Beraber çıkalım daha konuşacaklarımız bitmedi."

Hâlâ konuşacağız diyordu. Sanki bir şey yapmıştım. Belli olmuştu yine kırılacak, paramparça olacaktık bu gece. Doğaç hesabı ödedikten sonra belimden sıkıca tuttu. Dışarı çıktık. Anında kameralar bize döndü.

"Doğaç Bey ayrılma aşamasında olduğunuz doğrumu?"

"Hayır"

Ne açıklayıcı olmuştu ama! Sorulan üst üste sorulara karşılık korumalar bizden uzaklaştırıyordu kameramanları. Bir soru daha geldi.

"Neden İlsa Hanım ailesine ait şirkette çalışıyor."

Bu bana sorulan bir soruydu.

"Kalan mirasa sahip çıkmak için arkadaşlar."

Dedim. Doğaç tepkisizdi.

Anında arabaya doğru gittik. Doğaç kapımı açıp incelik yaptı. Ben binerken oda bindi. Kemerlerimizi taktığımız an hızlandık. Yolda bir süre sessiz kaldıktan sonra.

"Sana konuşma demiştim."

"Bana bi soru sordular bende cevapladım."

Sinirli olduğu nerden bakılırsa bakılsın belli oluyordu. Sessiz kaldı. Hâlâ gidiyorduk karanlık yollarda. Sonunda sessizliği bozan ben oldum.

"Ben başka erkeklere sarılmadım ayrıca kimsenin bakışlarına karşılık verdiğim yok sadece büyütüyorsun."

Kaşlarını kaldırarak konuştu.

"Ben büyütüyorum öylemi? Benim çocukluk aşkım orda olsaydı, onunla seninle yemekteyken gözgöze gelip gülümseseydim? Nasıl hoşuna gider miydi?"

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin