K.K. 243 Gün Bölüm 10

1.5K 56 13
                                    

İlsa ciğerleri ağrıyana, ses telleri acıyan kadar bağırmıştı oğlum diye. Doğaç diz çöken karısının arkasına çöktü. Titreyen ellerini koyduğu suratını gözleriyle denkleştirdi.

"İ-İlsam, Aslanı kimse götürmüyor, b-bana bak. Bak burda oğlumuz."

İlsa dalan gözlerini kapatıp açtı. Hareleri Doğacın çenesinden tuttuğu eliyle Suna Hanımın kucağında sesi kesilmiş oğluna baktı.

"B-bak, burda oğlumuz."

İlsa kapıya çevirdi başını. Birkaç saniye öncesine kadar açık duruyordu o kapı şimdi ise hiç olmadığım kadar kapalıydı.. Mavilikleri yavaş yavaş Alessianın Aslanı almadan önce yere bıraktığı kırbacın olduğu zemine baktı. Ortada ne kırbaç nede Alessiadan bir iz vardı. İlsa gördüklerinin ayak üstü çok gerçekçi bir kabus olduğunun farkına varmış hiç vakit kaybetmeden kendisini kocasının kollarına atmıştı. Sıkıca sardı sırtını.

"Şhhh"

Defalarca kokladı Doğacın boynunu. Ağlamasıyla akan rimeli beyaz gömleği siyaha boyarken küçük parmakları daha çok sıktı kumaş parçasını.

Enis oturduğu sandalyeden Asya ile aynı anda kalktı.

"İl-"

Doğaçın başını olumsuzca sallayıp elini dur anlamında ileri doğru uzatmasıyla kalmıştı olduğu yerde.

"O-oğlumuzu yine bizden alacak sandım D-doğaç"

Küçük kızın sesi boğuk çıkıyordu. Suna hanım sessizce Aslanı İlsanın kucağına bıraktı. Bu sarılma yüzyılın kavuşması gibiydi. Oğlunun saçını, boynunu, parmaklarını öpüyor gülümseyerek döküyodu yaşlarını. Kucağında sıkı sıkıya tuttuğu oğluyla beraber tekrar sarıldı koca adama. Kapandığı göğüs ona cennet olurken Doğaç bedenini kucağına alarak ayaklandı.

Kendi odasına gitmek üzere çıktığı bu merdivenler Doğaça hiç bu kadar iyi hissettirmemişti. Uzun zaman sonra karısıyla yatak odasına giriyordu. Bir yandan İlsanın iç çekişlerini dinlerken yatağa bıraktı iki küçüğü.

Sarı saçları başından aşağı kadar elleriyle sevip öptü. Dik duran bedenini dizleri üstünde yere bıraktı.

"Biliyorum beni hiç bir zaman affetmeyeceksin ama seni hep, tam şuramla sevdiğimi bil olur mu?"

İlsa başını aşağı yukarı sallayıp dudaklarını bastırdı birbirine.

"B-bensizliğe alışabileceğini düşündüm ama ben sensizliğe alışmayı hiç düşünmedim. Düşünmeye ne gücüm ne yüreğim yetti."

Başını İlsanın bacaklarına kapattı.

"Yara oldum sana, şu güne kadar hep yara oldum. Bir gün esirgemedin benden içindeki o şifayı. B-ben ne aşkına nede aşkıma, b-ben sana ihanet ettim. B-ben seni bensizliğe değil yüreğinde her gün biraz daha canla başla atan yüreğinin ortasına hiç kötülük düşünmeden yeşerttiğin sevdanı söküp almak istedim belkide."

Küçük kız oğlunu yatağa bıraktı. Soğuk elleri kocasının saçlarını yokladı ardından yumuşakça buse kondurdu.

"Seni hep o evde bekledim, kapısını açıp girmeni istedim. Eğer gelseydin boynuna atlayıp öpecektim seni. Aff-"

"Ben affedilmeyi hak etmiyorum."

"Hay-"

"Ben hiç bir şey hak etmeyen bir adamım İlsa. Bunun farkındasın. Biliyorum hak ettiğim asıl şeyi göstereceksin bana."

Yere doğru baktı İlsa. Ayrılacakları gerçeğini kocasının bildiğini anlamıştı. Başını dizlerden çekip ayağa kalktı Doğaç. Oğluna bakıp birkaç damla yaş akıttı.

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin