57. Bölüm Virane

2.8K 98 13
                                    

Birbirlerini yıkayıp çıkmışlardı banyodan. Dağılmış yatak, yere saçılmış kıyafetler İlsa'yı bir hayli utandırmıştı. Yerden eşyalarını alıp giyinmeye başladı. Doğaç yatağa yayılmış onu izliyordu. Yutkundu.

"Çok güzelsin."

Genç kızın yanakları kırmızıya boyanırken sütyeni hızlıca takıp pembe uzun göğüs dekolteli elbiseyi giydi. Aynadan kendine bakarken koca adam kaşları çatık arkasından sarıldı. Elleri açıkta kalan göğüs çatalında dolaşıyordu.

"Çıkar İlsam bunu, böyle giyinmene izin veremem"

İlsa gözlerini kısarak

"Sen ne-"

"İlsa aşağıda herkes bizi bekliyor seni asla aşağı indirmem bu elbiseyle."

Deyip belindeki kuşağı açtı usulca. Küçük kız karşı çıkmadı acıkmıştı bi hayli. Koca adam elbiseyi çıkartıp yerine yeşil uzun daha kapalı elbiseyi giydirdi küçüğüne.

İlsa'nın boynuna bıraktığı morluklar da kapanmıştı.

"Bu mükemmel oldu bence!"

Küçük kız gözlerini devirip ayakkabılarını giydi.

Doğaç üzerini hızla değiştirip siyah takım giydi. Kapının kilidini açıp ellerini eline kenetledi İlsa'nın. Gülüyordu yüzü. İlsa daha fazla dayanamayınca

"Fikirlerim değişmedi hala. Beni al-"

"İlsa yeter artık sus. İnanmıyorsun, dinlemiyorsun bari keyfimi kaçırma."

Merdivenlerden aşağı inip kahvaltı eden aileye baktılar. Azat hariç herkes bakıp "günaydın" dedi yakışan çifte. Babaannesi tükürerek konuştu

"Tü tü tü tü maşallah gelinime."

Acaba oğlunun katilinin kızı olduğunu öğrenince de bu tepkiyi verecekmiydi içinde kin biriktirmiş kadın? O katilin ailesinin herkes olduğunu sanıyordu. Ya Feza? Birde torunları yaşıyordu. Ya Atlas torunlarıyla evliydi. Bunlar çok uzun işlerdi Doğaç şimdilik susacaktı.

Küçük kız başını eğerek gülümsedi. Allahtan boynu kapalıydı da morluklar gün yüzünde değildi. Doğaçla yan yana Azatın tam karşısına oturdular.

Azat bir kez bile bakmamıştı yengesine. Bakarsa ne denli tutulduğunu hatırlayıp o gözle bakacaktı, bu onların kitabın da ihanet demekti, ölüm demekti.

Herkes kahvaltı ederken yengesi Ayşe hanım konuştu.

"Doğaç nerde tanıştınız nasıl evlendiniz bu kadar çabuk? Hem kızım senin yaşın kaç?"

Ardı ardına sorduğu sorulara sinirlenmişti Koca adam. Dizini masanın altın da sektirip titretiyordu.

"Kaza yaptık, tanıştık. Sevdalandık ve evlendik. On sekiz yaşında karım."

İlsa kocasının neden doğruları söylemediğini anlamamıştı. Doğaç kaşını kaldırıp 'sus' der gibi kadınına baktı. Enis yerinde kıpırdanınca küçük kız açık olan ağzını kapattı. Kahvaltı ederken aklına dank etti herşey. İçinden

"Tabi ya. Babam onun babasını öldürdü. Ailesi bunu bilmiyor. Benim onun kızı olduğumu, aynı kanı taşıdığımı..."

Diye geçirdi. Bu onun son çıkış yoluydu. Bunu söylerse onu kovmaktan beter ederlerdi böylelikle göçüp giderdi buralardan. Ne kadar kendini bu sabah ona bırakmış olsa da o geceler aklına geldikçe yutkunup ağlama isteğini geri çeviriyordu.

"Eee kızım nerlerdensin annem baban kardeşin varmıdır?"

Doğaç başını salladı.

"Yok babaanne ölmüşler."

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin