50. bölüm Ölü Yıkıntı

2.5K 94 8
                                    

İki gün sonra

O gece abimle kalmıştım. Ona destek olmak istemiştim. Şirkete uğramıyordu iki gündür. Fezanın kaybolmasının üzerinden o geceyi saymadığım takdirde 48 saat geçmişti. Bu gün üçüncü gün olacaktı. Hiç bir haber yoktu. İki gün boyunca gündüz vakitleri akşama kadar abimin yanında kalmıştım sadece akşamları eve gitmiştim. Doğaç koltukta uyuyorken ben yatak odasında uyudum iki gece. Sabahın ilk saatlerinde abimin yanına gidiyordum. Çok kötüydü ve gerçekten birinin onun yanında olması gerekiyordu. Bu süreçte Doğaçla hiçbir şekilde muhattap olmamış hatta hiç konuşmamıştık. Birbirimizin yüzüne bile bakmıyorduk. Abim bitmişti iki gün içinde eriyordu gözümün önünde her geçen saniyede sanki. Hamileydim ve herşey benim için çok daha zordu. Kendimden başka herkes için çırpınırken kimsenin benim yanımda olmaması morelimi sıfıra indiriyordu.

Beş dakika önce abimin yanından ayrılmıştım saat akşam altı sularıydı. Telefonum çalınca arayanın ismine bakmadan açtım. Ben konuşmadan karşı taraftan bi kadın konuştu.

"İlsa"

"Evet benim"

Kahkaha sesi geldi.

"Nasılsın görmeyeli?"

"Sen kimsin?"

"Aaa üç şirketten kovduğun kadını bu kadar çabuk mu unuttun?"

Az buçuk tanıdık bir ses olduğunu anlamıştım ama söyleyince daha iyi anımsadım.

"Kes sesini senle uğraşmak istemiyorum."

Tam kulağımdan çekecekken Fezanın sessini duydum.

"İlsaaaaa"

Çığlık atar gibi çıkmıştı sesi.

"Feza."

Anında arabayı sağa çektim. Kulağımdaki telefona baktım. Bilinmeyen numara yazıyordu. Tekrar kulağıma koydum. Bu sefer başka tanıdık erkek sesi geliyordu. Anımsıyor gibi oluyordum ama çıkaramıyordum.

"Şimdi küçük kız, dur dur yada küçüğüm mü demeliyim? Neyse sikimde değil sana hitap etme şeklim, hesabındaki bütün parayı bana getireceksin küçük sürtük yada o küçük servetime kıyamam dersen burdaki sürtük ölür. "

Her şey benim yaptığım hatalar yüzünden olmuştu birde abimin karısının, sevdiğim adamın kardeşinin benim için ölmesini kaldıramazdım.

"T-Tamam nereye getireceğim?"

"Eğer polis veya eşin öğrenirse bunu fark ettiğim an beynini dağıtırım yanımda uslu bir kız gibi oturan kahpeyi."

"Tamam, tamam yeterki ona gram zarar gelmesin istediğini yapıcam paranı getiricem."

"Öncelikle bi an önce bankadan parayı nakite çevir"

"Bu saatte bankalar kapalıdır."

"Koskocaman İlsa Adsayoğlu bi bankayı açtırır heralde. Banka gözlenecek en ufak hatanda her şey biter."

"Sonra?"

"Ben seni arayacağım şimdi hızlı ol"

Deyip suratıma kapandı telefon. Gözyaşlarımı elimle sildim. Yaklaşık beş dakika sonra telefonuma mesaj geldi. Gelen fotoğrafla yutkunmuştum. Feza eli kolu bağlı oldukça hırpalanmış halde bir sandalyeye bağlı oturur halde duruyordu. Tekrar ağlarken elimle tuttum ağzımı.

Kendimi toparlamaya çalışarak eve sürdüm arabayı. Elim ayağım titriyordu ona zarar gelecek korkusuyla. Nasıl yapacaktım benden istenen bunca şeyi? Birkaç dakika düşündükten sonra bankanın açılması için bana yardım edeceğini düşündüğüm Elifi aradım.

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin