49. Bölüm Kayıp 2

2.7K 94 5
                                    

İlsa'dan

Bu ciddi ciddi Mertti! Şirkete gelebileceğini düşünmemiştim. Aklımdan bin bir türlü kanlı senaryolar geçiyordu. Doğaçın yüzü herşeyi anlatırken ne kadar sinirli olduğunu fark ediyordum. Biraz olsun sakinleşmesi adına elini tuttum.

"Doğaç lütfen sakin ol"

Beni pekte dinlemişe benzemiyordu. Elimi eline kenetleyip ayağa kalkıp kapının kilidini açtı. Mert şaşkınca bize bakıyordu. Ortalık karışmadan Doğaçı sakinleştirmem gerekiyordu.

"Hoşgeldin Mert"

Başını salladı. Ne yapacaktım? Odaya almasam kaba olacaktım alsam Doğaçla aram bozulacaktı. Bize doğru Fezanın geldiğini gördüm. Tam bu anda hayatımı kurtarabilirdi. Gözümle işaret yapıp olayı anlatmaya çalıştım. Doğaç tam lafa girecekken Feza geldi.

"Aaa Mert hoşgeldin. (Elindeki poşetlere baktı) Odama gelsene? Benimde karnım açtı zaten bir şeyler yeriz işler hakkında konuşuruz?"

Feza büyük bir felaketin sesi olan Mertin sesini kesmişti. Nasıl teşekkür edeceğimi düşünüyordum Fezaya. Derin bi nefes aldım, Doğaç sinirle elimi sıkıyordu.

"Elim acıyor Doğaç"

Dedikten sonra elimi saldı. Odanın kapısını yüzüme çarpar gibi kapatıp kapısını kilitledi. Beni kapıya sertçe çarpıp dudaklarımı ısırarak öpmeye başladı. Canım yanıyordu. Kendimi ayırmaya çalışsam da bırakmadı. Sinirliydi ve sinirini benden almaya çalışıyordu. Nefessiz kalınca geri çekti kendini.

"Doğaç canımı yaktın."

"O adam senin yüzünden buraya geldi."

Bir kere yemek yemiş olmam onu buraya çağırmam anlamına gelmiyordu.

"Ben çagırma-"

"Sen, onunla yemek yediğin için geldi İlsa."

Nasıl sakinleşecekti hiçbir fikrim yoktu. Belimden kendine doğru çekip bütün vücuduyla bir etti beni.

"Benimsin İlsa"

Başımı salladım. Unutmuştum sinir oluyordu sorduğu şeye cevap alamayınca

"Cevap. Ver. Bana."

"Seninim."

"Seninim İlsa"

"Benimsin"

Dedikten sonra elimi esmer teninde gezdirdim. Yüzündeki sinir gitmiş gibiydi. Dudaklarımı ufak ufak öptü. Boynuma inecekken

"Olmaz Doğaç şirketteyiz!"

Yüzüme bakıp tekrar devam etti.

"O zaman evimize gideriz"

Deyip kapının kilidini açtı.

"İşlerim var Doğaç,"

"Seni her an özlüyorken, her gördüğümde arzuluyorken, hep yanımda ol istiyorken iş deme bana İlsa."

"Evimize gidelim!"

Dedim. Ateşimi arttırmıştı bu adam. Zaten öyle bir vücudu vardı ki her gören ateşleniyordu. Şirketten hızla çıktıktan sonra arabaya bindik. Bitmek tükenmek bilmeyen aşkımızın bizi bir gram saniye libidosuz bırakmamasından oluyordu bunların hepsi.

Kısa süre sonra evin demir kapılarından içeri girmiştik. Elimi sıkıca tutup evin kapısını açtı, açtığı gibide dudağıma yapıştı. Kapıyı ayağıyla itip beni kucağına aldı.

"Doğaç şerife Ab-"

"Evde kimse yok"

Deyip devam etti. Hem merdivenlerden çıkıyor hemde öpüşüyorduk. Bacaklarım beline bağlanmış kendimi ona sürtüyordum. Erkeksi hırıltıları beni yıkıyordu. Sertliğini hissedebiliyordum.

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin