K.K2 243 Gün Bölüm 4

1.4K 56 14
                                    

Hikayeye ilk başladığımda öylesineydi. Daha sonra yayınlamaya karar vermiştim. Öyle pekte umudum yoktu. Yüz kişi okusa şükür diyordum ama şimdi 100.000'e doğru gidiyoruz. Hepinize teşekkür ediyorum🤍🖤.

Uzuuuun zaman geçti farkındayım.. Uzun bir aradan sonra tekrar başlamak farklı bir heyecan hissettirdi. Umarım beklentilerinizi karşılarım. Şimdi yeni bölümün tadını çıkarın. Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin. Sizi seviyorum..

¶×¶×¶×¶×¶


Ellerim tir tir titrerken 'vasiyetname' dosyasını açtım. Girişte kocaman siyah bir ekranda panel çıkarken parmak izimi okuttuğum kısım bilgisayardan tekrar çıkmıştı.

"İlsa Adsayoğlu Giriş Onaylandı"

Açılan beyaz sayfayla beraber yutkunmuştum. Okuduklarım her seferinde beni daha beter ederken hıçkırıklarım istemsizce kaçmıştı ağzımdan.

"Ölmüş olamazsın"

Defalarca sesli tekrar etmiştim bunu. Vasiyetnamesi beni terk ettiği gün yürürlüğe girmiş gözüküyordu.

"Yapma bunu"

Sesim fazlasıyla acınası çıkmıştı.Ellerimi saçlarıma geçirmişken nefes almaya çalıştım. Ağrıyan başıma defalarca daha darbe almış gibiydim. Kendimi toparlamaya çalışırken kaşlarım çatıldı.

"Elif Kartal, Elif!"

O dosyayı ne kadar açmaya çalışsamda hiçbir şekilde olmamıştı. Ne güvenlik ne İtalya Ortigia dosyaları hiçbir şekilde açılmamıştı. Sağlık dosyasında şansımı denerken hissettiğim sancıyla karnımı kavradım.

"İlsa Adsayoğlu Giriş Onaylandı"

Ağrıları takmamaya çalışırken gördüğüm yazılarla öylece kaldım. Bir insanın canını bir iki cümle bu kadar acıtıp bu kadar sızlatabilir miydi?

Her nefes almaya çalıştığımda bu oda bana dahada dar gelmişti. Başım sebepsizce dönmeye başlarken ayağa kalkıp odadan çıktım. İndiğim merdivenlerle beraber bütün evi çalkalayan sesimle bir yandan Ahmet'e bir yandan Şerife ablaya sesleniyordum.

"Ahmet ben iyi değilim."

Bağırışlarım boşa çıkarken evin bu kadar sessiz olması bütün bedenimi tedirgin etmişti. Kendimi salmamak adına bir o kadar uğraş verirken kusmamak için kendimi zor tutuyordum. Aslanın odasına girer girmez bağırmıştım.

"Şerife Abla"

Bütün ev sanki bana yalnızlığımı sunuyor gibiydi. Alnım boncuk boncuk terlerken duvarlardan tutuna tutuna alt kata indim. Karnıma her seferinde giren şiddetli ağrılar artık kendini iyice gösteriyordu. Çığlık atmamla beraber karşımda ki giriş kapısı büyük bir sesle açılmıştı. Kendimi yere bırakırken bacaklarımdan akan kanlarla yüzleşti gözlerim. Dudaklarım tek kelam etmeye cesaret edemezken dizlerim üzerine çöküp kaldım.

"İlsa Hanım"

Dolu gözlerim Elif'i zor görüyordu. Gözlerimiz birbirine baktığı gibi aynı anda yere bakmıştık.

"E-elif bebeklerim"

Elif'in elleri yüzümdeki saçları çekerken artık kendimi kaybediyordum. Elini kulağına koyup konuşmuştu Elif.

"Herşeyi hazırlayın oraya geliyoruz."

Karnıma giren her sancıyla daha şiddetli çığlık atıp tırnaklarımı avuç içlerime batırıyordum. Artık ellerim özgürlüğünü ilan etmişken gözlerim karanlığa teslim oldu.

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin