K.K2 243 Gün Bölüm 3

1.9K 58 20
                                    

İlsa hastanede araladı yorgun gözlerini. Üzeri değiştirilmiş siyah eşofman takımı vardı. Deli gibi ağrıyan başını tuttu.

"Abi?"

Aklına Atlas gelince yerinde sıçramıştı. Kolunda ki bitmiş serumu çekti hızla. Minik kan kütleleri kolundan süzülürken yalınayak çıktı odadan. Hol bomboş birkaç oturan insanla doluydu. İlsa gözleri dolu dolu danışmaya doğru ilerledi.

"Buyrun efendim"

Dedi esmer bayan.

"B-ben At-Atlas A-Akel'in yerini öğrenmek istiyorum y-yani durumunu, odasını"

Öldü mü diye sormaya korkuyordu İlsa. Kadın gülümseyip bilgisayarda birşeyler yaptı.

"Dördüncü kat yoğun bakımda kendisi efendim."

İlsa başıyla onaylayıp ona bakan insanları aldırmadan çıplak ayaklarıyla asansöre binip dördüncü kata bastı. Kendisi 6. Kattaydı duvardaki yazılardan görmüştü. Asansör iki kat indikten sonra duvarda ki ok işaretiyle yoğun bakım yazan yere doğru ilerledi küçük adımlarla İlsa.

Büyük deri koltuklarda Barlas Fezayı teselli edip sarılırken Enisle Toprak endişelice bekliyordu ayakta.

"Yenge"

Diye seslenince Toprak herkes İlsaya döndü. Küçük kız göz yaşlarını salmış olumlu haberi bekliyordu.

"A-abim iyi değil mi?"

Feza ayaklanınca Barlasta kalktı. Açtığı kollara koştu İlsa.

"İyi, ameliyattan iki saat önce çıktı. Sabaha uyanabileceğini söyledi doktor."

İlsa iç çekti ağlarken.

"Çok korktum Feza. Onu ikinci defa kaybediyorum diye çok korktum."

Feza başını sallarken ayrıldı kollarından.

"Eve git İlsa Aslanı kimse susturamıyor saatlerdir. Duş al kendini toparla öyle gel"

İlsa olumsuzca sallandı.

"Ben onu burda tek baş-"

"Biz burdayız İlsa. Aslanla ilgilen sana çok ihtiyacı var. Enis geri getirecek seni tekrar. Lütfen İlsa."

İlsa yorgun ruhu, yorgun bedeniyle daha fazla ısrar etmedi Fezaya.

∆~∆

Aslan saatlerdir iç çekerek sessiz sessiz ağlıyordu. Ne Andrew ne Berfin ne de Asya susturabiliyordu küçük devi. İlsayla Enis eve geldikleri gibi yukarı çıkmıştı İlsa.

"Oğlumm"

Diye açtığı kapıdan kucakladı oğlunu. Berfinle Asya derin nefes alırken uyuyup kalmış Andrew koltukta oturarak yatıyordu hala.

"Susturamadık canım, iyi ki geldin."

Atlastan her an hayırlı haberleri aldıkları için kimseyi soru yağmuruna tutmuyorlardı. İlsa Aslanı boynuna yatırır yatırmaz susmuştu küçük yaramaz.

İlsa oğlunun başını öptü defalarca.

"Niye ağlıyorsun annecim bak ben çok iyiyim dayımız çok iyi. Neden ortalığı velveleye veriyorsun küçük bey."

Alnını bir kez öpünce tekrar tekrar öptü. Yanıyordu bu çocuk ateşler içinde.

"Asya"

"İlsacım?"

"Aslanın ateşimi var?"

Asya elini anında küçük devin alnına götürüp arkadaşının yüzüne özür diler gibi baktı.

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin