73. Bölüm Ufak Tefek Olaylar

2.2K 79 40
                                    

Evde olan 'Enisi, Bedirhan, İbrahim bey, Toprak, Levent bey' hiçbir erkeği aldırmadan üzerimde ki kısa açık gecelikle ayaklarımı vura vura hızla merdivenlerden indim. Berfin ayaklanırken

"Yenge" Dedi.

Üzerime baktı imayla. Umurumda olmamıştı. Herşeyden önce Filizin ne işi vardı bu evde? Benim akrabam değildi! Doğaçın akrabası değildi? Benim bebeğimi görmeye hatta kucağına almaya hakkı bile yoktu onun. Nasıl utanmadan gelmişti onuda anlamıyordum. Aslanı kucağından narince alıp bonyuma doğru yatırdım.

Aslan ellerini omzuma dümdüz ileri koyarken imayla Ayşe Hanıma ve Filize baktım.

"Ne işin var senin benim evimde?"

Ayşe hanım pişmiş kelle gibi gülerken Filize baktım tekrar.

"Şey ben sadece"

Birde masum ayaklarına yatıyordu. Sinirlerim tepemdeyken Doğaç üzerime Aslanın mavi battaniyesini attı. Kolumu tuttu.

"Ne yapıyorsun İlsa çık yukarı."

'Bebeğimizi elin şırfıntısına verirken iyiydi!'

Kolumu çektim sertçe. Acımıştı. Bütün herkes beni izliyordu.

"Bir dakika Doğaç önemli bir şey söylemem gerekiyor."

Tek kaşını kaldırdı

"Çık üstüne düzgün bir şeyler giy İlsa"

İki adım geri çıktım. Ayşe Hanımın 'önemli bir şey söylemem gerekiyor' dediğimi duyunca yüzü mosmor olmuştu.

'Dünürleri burdaydı tabi rezil olacaktı.'

Ailesi zaten ölmemi isterdi de bakalım Suna hanıma rezil olmak nasıl bir duyguydu.

Suna Sultan yanıma geldi. Kimsenin yapamadığı anneliği yapıyordu bana...

"Gel kızım hem oğlun acıkmıştır."

Filize baktım.

"Çık evimden!"

Ya o çıkacaktı yada ben delirecektim şurda.

"Ne bekliyorsun çık diyorum."

Eliyle ağzını tutarak çıkıp gitti. Derin nefes alıp Doğaça baktım. Sinir küpü olmuş hala çıplak bacaklarıma bakıyordu. Arkamı döndüğüm gibi dibimde bitti. Arkamdan beni takip ederken yatak odasına girip yattığım yere uzandırdım kucağımda ki yakışıklıyı.

"Bebeğim, oğlum boşveriyoruz o pis cadıyı bana odaklanıyoruz."

Elleri sallanıyorken üzerini düzeltip beni izleyen zifiri siyahlara baktım.

"Ne yapmaya çalışıyorsun sen İlsa"

Sinirli sesi toktu.

"Oğlumu elin şırfıntısının eline verirken sen ne yapmaya çalışıyordun Doğaç! Bir kere o kadının benim evimde ne işi var, ben anlamıyorum beni delirtmek için falan mı yapıyorsun!"

Yanıma yaklaşıp belimi sıktı iki eliyle kavrarken

"Ben seni anlamıyorum bilerek mi yapıyorsun, aşağıda binlerce erkek var ve sen bu halde aşağı iniyorsun! Sorunun ne İlsa"

Dudaklarımı ısırdım.

"Beni uyandırıp haber verseydin böyle olmazdı, şimdi bırak canımı yakıyorsun."

Birden dudaklarıma yapışıp ısırarak dişleri arasında ezmeye başladı. Bağırışlarım ağzında biterken kendimi zorla geri çektim.

"Bırak Aslan huysuzlanıyor emziricem"

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin