56. Bölüm Adsayoğlu Gelini

2.8K 92 5
                                    

İbrahim Ağa torununa bakıyordu çatık kaşlarla. Kimdi bu yanında ki küçük kızcağız diye geçirdi içinden.

Babaannesi Berivan, anlamıştı gelini olduğunu. Söyle bi süzdü İlsa'yı. 'Maşallah' dedi 'güzelsin maşallah.' Tekrar edip tükürükler yolladı terastan aşağı.

Amcası Fikret karısıyla olan biteni izlemekle yetiniyordu.

Berfin yengesine bakıp 'ne kadar güzel.' Diye söyleniyordu sessizce evin hizmeltileriyle izlerken.

Doğaç gülümsedi karısına, ardından sıkı sıkıya tuttuğu ellerini havaya kaldırdı.

"KARIM İLSA ADSAYOĞLU"

İbrahim Beye bu isim tanıdık gelse de çıkartmadı onun gibi kimse hatırlayamamıştı. Duymuşlardı oğullarının katilinin ailesini, akrabasını. Kim kondururdu ki Doğaça bunu?

İlsa ağzını açacağı sırada Doğaç sessizce söylendi.

"Sakın İlsa. Sakın."

Küçük kız anında kapattı ağzını. Doğaç ikinci müjdeyi verdi.

"İLSA ÜÇ AYLIK HAMİLE"

Berivan babaanne hizmetlilere göz işareti yapınca bütün konağı zılgıt sesleri doldurdu. Uzun sürdü bu. Genç kız kulaklarını omuzlarına çekmişken bitti bu işkence.

Doğaç onu gençken kaldığı odasına götürmek üzre çekiştirmeye başladı.

"Bırak beni Doğaç. Bırak dedim sana."

Herkes şaşıp kalmıştı İlsa'nın böyle asi böyle sinirli olmasına. Evin hanımı babaannesi durdurdu torununu.

"Ne oluyor oğul bu kız neden gelmek istemiyor seninle"

Doğaç susması için elini sıktı küçük kızın. İlsa acıyla bir şey diyemezken

"Kavga ettik babaanne."

Deyip tekrar çekiştirmeye başladı küçüğünü. Odasına gelince kapıyı açıp içeriye girdi. Hala eskisi gibiydi tek bir şey yer değiştirmemişti. Gülümseyip içeri soktuktan sonra kapıyı kilitledi.

İlsa sıkılan elini tutmuş ovuyordu. Doğaç yanına gidip ellerini karnına koydu. İlsa çekilecekti ama onunda çocuğuydu yapacağı hiçbir şey yoktu. Doğaç ellerini karısının karnında gezdirip öptü uzunca ardından İlsaya baktı.

"Ben seni aldatmadım."

Genç kız dikleşmeye hazırdı, gözleri dolu dolu

"Şahit oldum. Aldattın"

Genç adam dudaklarını büzüp küçüğünün bir nefes kadar uzağına girdi.

"Nerde şahit oldun."

İlsa bu yakınlıktan şikayetçi değildi öpse karışlık vermeye hazırdı.

"Her gece kalkıp gidiyordun yanımdan sabaha karşı gelince duş alıyordun. Utanmadan bana sarılıp uyuyordun. İğreniyorum senden."

Koca adam güldü. Sinirlenmemek için kendini zor tutuyordu. Karnında onun çocuğu varken İlsa'nın ağzına yakıştırmıyordu iğreniyorum kelimesini. Sövüyordu kendine. Kolunu tuttu, yavaşça burnunu burnuna sürttü.

"Utanılacak bir şey yapmadım. Hem benden iğrenmiyorsun bana sevdalısın"

Güldü genç kız. Dudakları birbirlerine değerken

"İstemiyorum seni."

Koca adam birden küçüğünü tuttuğu kolundan yatağa yatırmıştı. Üzerine uzanırken

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin