3. Bölüm İlk Heyecan

13.1K 311 32
                                    

İlsa'dan

Sırtımda hissettiğim sıcaklık ile belime sarılı olan bir çift el olduğunu fark ettim. Bu irkilmeme sebep olmuştu. Arkamı döndüğümde siyah iki gözün gözlerimin içine baktığını gördüğümde korktum. Geri çekilmeye çalıştım. Belimi o kadar sıkı sarmıştı ki çıkamadım, ne kadar uğraşırsam o daha çok sıkıyordu. Tam konuşacakken sağ göğsünün üzerinde yazan rakamlar dikkatimi çekti. "1215281". Hiç umrumda olmadan yüzüne tekrar baktım simsiyah saçları alnının üzerine düşmüş, sakalları yanaklarını yalarken dudakları oldukça güzel ve her kadının isteyebileceği gibi kırmızıydı. Burnu şekilli ve gözleri, işte gözleri karanlık bakan kaşlarını bana doğru çatan koca bi adamdı. İçinde olduğum durumdan kurtulmak için şaşkınca yorgun bakan gözlerimle,

"Bırak beni! Sen kimsin de bana dokunuyorsun?"

Aniden kaşlarını çatıp konuştu o zifiri karanlık olan gözleriyle,

"Cehennemin"

Dediklerini anlamasamda tekrar kendimi geri çektim bu sırada yüzümdeki acıyı hissettim, sonra dün olanların hepsi aklımın bi ucundan çıkıp gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Etrafima bakınmaya başladım, bütün oda özellikle yapılmış gibi siyah ve gri tonlarındaydı, yattığım tarafta kocaman bi giyinme odası, yatağın hemen önünde siyah bir kapı, sağı ve solu ise modern ışıklar ile süslenmişti. Neresiydi burası? Nerdeydim ben ? Kimdi bu oldukça sinirli bakan koca adam? Ne istemişti benim ailemden? Kendimi geri çekince beni bırakıp ayağa kalktı. Tekrar sordum,

"Lütfen bırak beni. Neden ailemi öldürdün ne istedin onlardan?"

Sözümü oldukça ciddi ve sinirli bi ses kesmişti. Bana doğru ilerleyip kolumu sıkıca tuttu,

"Sen benim cehennemimin esirisin küçüğüm. Burdan çıkış yok. Ailene gelirsek yavaş yavaş öğreneceksin "

Kaşlarım çatılınca elimi çekmeye çalışırken bağırdım,

"Manyak mısın sen? Ne yaşıyorsun? Beni kaçırıp saçma sapan şeyler söy-"

Tekrar sözümü kesip beni sertçe yatağa itti,

"Sakın bana bir daha bağırmaya kalkma! Seni buna pişman ederim, canını öyle yakarım ki konuşmaya cüret edemezsin. Seni dünde uyardım bu son oldu!"

Derken ayağa kalktı ve tekrar devam etti

"Burdan sakın kaçmaya çalışma, artık burda kalacaksın sen artık buraya aitsin küçüğüm, şimdi ayağa kalk ve önüme düş"

Dedi umursamaz gibi. Hala neler olduğunu anlamamıştım neden beni kaçırmıştı? Neden canımı yakacağından bahsedip duruyordu? Yanağımı tuttum. Kadınlara bile acımayan şizofrenin tekiydi. Ne istiyordu benden? Söylediği son sözlere inat hayır anlamında kafamı salladım. Gözlerinden ateş çıkarırken saçlarıma yapıştı, acıyla bağırırken tekrar o tok ve huysuz sesini duydum. Gözelerimden akan yaşlara engel olamıyordum,

"Sana söylediklerimi beni tekrar etmeden dinleyeceksin,yeni öğreniyorsun ama seni mahvederim anlıyor musun beni küçüğüm?"

Bağıra bağıra konuşması beni oldukça korkutmuştu kalbim hızla atarken kafamı yukarıdan aşağı iki kez salladım, daha sinirlenmiş olacaktıki saçımı daha hızlı çekti,

"Bana cevap ver küçüğüm kafa sallama çok çabuk unutuyorsun."

Sesi daha şiddetli çıkarken korktum

"An-Anladım tamam"

Saçımdan elini çekince gözümden yaşlar gökyüzünden sular boşalırmışçasına aktı, hemen ayağa kalkıp yanına gittim. Kolumdan sıkı sıkı tutarak beni kocaman bi hole çıkardı sonra sola dönüp merdivenlerden çekiştire çekiştire 2 kat aşağı indirdi. Üçüncü kapıyı açıp beni içeri fırlattı odanın ne bir camı vardı nede ışığı karanlık ve kötü kokuyordu, korkuyla

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin