63. Bölüm Meyhanede Dökülenler

2.7K 95 16
                                    

Doğaç zeybek oynarken havaya ateş edilmesine sinirlenmiş Ahmete göz işaretiyle durdurmuştu. Gözü küçüğüne kayınca aniden durdu. Aklından tek geçen kurşunlardan birinin sevdiği kadının başına isabet etmesiydi. O durunca Topraklarda durdu. Hepsi İlsaya bakınca büyük çığlıklar koptu.

Berfin yengesinin kanayan başını görünce ortalığı velveleye vermişti. Onun gibi çoğu misafir bağırıyordu.

"Ambulans"

Diye. Doğaç yutkunurken gözleri dolu dolu aşık olduğu, bebeklerinin annesine baktı doyasıya. Dişleri birbirini ezerken etraftan gelen uğultuları duymuyordu bile.

Toprak Doğacı sarsarken kendine gelmesi için uğraşlar veriyordu. Doğaç elini saçlarının arasına geçirdi. Gözünden akan iki damla yaşı silecekken İlsanın ayakta zor durduğunu hatta her an düşecek gibi olmasını fark edince koşarak yanına gitti. İlsa anında kendini bırakırken Doğaç bağırdı.

"İlsam, bırakma kendini. Hadi bebeğim bir şey olmayacak."

İlsa kararan gözleriyle zor açık tutuyordu bilincini. Göz kapakları kaç kiloysa kapanmak için direniyordu İlsaya. Doğaç kucağına aldığı karısını hızla arabasına bindirdi. Şoför koltuğuna kendisi geçince hızlandı. Ağlıyordu çocuk gibi. Karısına bir şey olacak düşüncesi bile göğüs kafesine ağırlık yapıyordu.

İlsa kanayan başını tuttu. Güldü seslice o kadar kötü değildi.

Beş dakika kadar önce

İlsa masanın altına düşen telefonunu almak için eğilmişti. Silah seslerini duyunca panik yapmış aniden başını kaldırmıştı Doğaça bir şey oldu düşüncesiyle. Masaya sertçe çarpan başı anında kanamaya başlamıştı. Bu vuruş başının dönmesine yetmişti.

Gözlerini iki kez açıp kapattıktan sonra tam alnıyla saçını birleştiği sağ tarafında ki ıslaklığı hissetti. Elini götürüp oluk oluk akan kana baktı. Gözleri dolarken zar zor çektiği sandalyenin peşi sıra gün yüzüne çıktı. Sonrası malümdu arabada hastaneye gidiyordu.

İçine kaçmış sesiyle

"Sakin ol bir şey yok."

Dedi. Doğaç küçüğünün konuşmasına bile şaşırırken titrek sesiyle

"Na-nasıl sakin ol vurul-"

"Vurulmadım."

Kaşlarını çatan Doğaç dikiz aynasından karısına baktı. İlsa ciddiyetli suratıyla

"Başımı vurdum masaya."

Doğaç ağlamasını durdururken derin derin nefes alıp kalbini tuttu eliyle. Direksiyona kaç kez vurdu bilmiyordu ama bu seferki sinirden değil mutluluktandı. Sesini çıkartmadı. Nasıl korkmuştu başından vuruldu senaryosuyla. Nasıl nefessiz kalmıştı o anlar. Dudaklarını ısırdı gülerken.

"Elinle bastır güzelim."

İlsa eliyle açık yaraya baskı yaparken kolu kan içinde kalmıştı. Nasıl acıyordu bi o bilirdj birde Allah. Gözlerinden yaşlar istemsizce akarken hastaneye varmışlardı bile. Doğaç arabadan hızla inip karısını kucağına aldı.

Kapıda bekleyen önceden haber verilmiş doktorlara baktı. Sedyeye bıraktığı karısının elini tutarak destek olmaya çalışıyordu.

"Vurlumamış"

Dedi doktor yarayı giderayak incelerken.

"Başını çarpmış masaya." Dedi Doğaç.

Doktor tanıdıktı çoktan anlamıştı koca bi yanlış anlaşılmayı. Hastanenin müdahale odasına girip hemen müdahele etti yaraya.

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin