53. Bölüm İhanet

2.8K 106 13
                                    

İlsa'dan

Doğaç son üç günün her gecesinde yanımdan çıkıp gidiyordu. İlk başlarda asla kötü düşünmesem de her seferinde eve gelip duş alması beni öldürüyordu. Bana hiçbir şey söylemiyordu, bir şey anlatmıyordu. Böyle şeyler düşünmemin tek suçlusu kendisiydi.

Ensemden öpüp arkasını döndü. Karanlık odayı aydınlatan gecenin ışığıyla üstünün ne kadar dağınık olduğunu gördüm. Hıçkırarak ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

İki sabahtır sorsamda 'güzel kadını mı izleyip bebeğimizi seviyorum' geceleri diyordu. Gözlerimde ki yaşlar bir bir akarken düşünüyordum. Yetersizmiydim? Yada artık hamile olduğum için istemiyormuydu beni? Şüphelenmemek için elimden geleni yapmıştım ama olmamıştı. Ondan tek beklediğim artık bana bir şeyleri itiraf etmesiydi. Ben herşeyin farkındaydım...

Ağlarken suyun kapanma sesini duydum. Anında gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım 3 gecedir yaptığım gibi. Adım seslerini duyarken birden üzerimde ağırlık hissettim. Bana giydirdiği beyaz kilotsuz iç gösteren geceliğin eteklerini sıyırıyordu elleriyle.

"Sevgilim hadi kalk. Sana acıktım."

Hala ağlarken omuzlarımı öpmeye elini de bacak aramda gezdirmeye başladı. Daha az önce başkasından gelmişti bana nasıl bu kadar midesiz olabiliyordu! Kalbimi sıkıştırıyordu başka kadına elini sürdüğünü düşünmek, ona kendisini açtığını bilmek. Erkekliğini hissederken daha çok ağladım. Birden durup yüzümü sarstı.

"İlsa kabus görüyorsun uyan güzelim."

Gözlerimi ıslak kirpiklerim arasından araladım. Birden sarıldı. Azrail kalbimi söküyormuş gibi hissediyordum.

"Şşşh güzelim ne gördün anlat bana."

Titreyen sesimle beni göğüsüne yatırdı.

"Çok kötü. Anlatması bile zor."

Saçlarımı öptü. Elimi karnıma attım

"Özür dilerim annecim. Sana söz veriyorum seni koruyacağım. Senin için ayakta durucak, senin için yaşayacağım birtanem."

Dedim içimden sızlanırken. Eli belimi okşarken tiksindim ondan, dudaklarından, vücudundan, başkasına değen ellerinden, başkasına bakan gözlerinden. Bunu hayal ettiğim gibi midem ağzıma gelmişti. Elimle ağzımı kapatırken banyoya koştum. Kapıyı kilitlerken peşimden koştu. Öğürerek kusarken sesini duyuyordum.

"İlsa neden kilitliyorsun şu kapıyı? Aç!"

Sessiz sessiz ağlarken dizlerimin üzerine çöktüm.

"Miden bulanmasın"

Dedim soğuk sesimle. Havluyu ağzıma kapatırken delicesine ağladım, içimde kopan çığlıkların yanında bu havluya çıkan ses neydi ki? Kendimi bi kaşık suda boğup öldürmek istiyordum. Karnımda bir can taşıyorken bu düşüncelerimin hiçbir manası yoktu. Onu bu pis dünyada, böylesine cani bi adamla başbaşa bırakamazdım. Ben Doğaçı asla tanımamıştım. Her bir olayda gözünde farklı birini görüyordum, her seferinde değişiyordu, o, gözleri, hareketleri. Doğaç çözülemeyecek kadar zor bir adamdı. Her gözlerine baktığımda sanki kendimi içinde kaybediyordum. Her seferinde susuz, aç çölde dolaşıyor gibi hissediyordum. Şimdi daha iyi anlıyordum, bizim aramızda ki yalandan başka bir şey değildi. Bunca şey yaşamıştı ve karşısına çıkan ilk kadına aşık olmuştu, oldum sanmıştı. Ben onun sevebileceği türden kadınlardan değildim. Bunu son üç gecedir daha iyi anlıyordum. Ben karı koca olmayı bile Doğaç'tan öğrenmişken onun bu koca siyah dünyasında ben küçücük beyaz bir noktaydım ve siyah beyaza tutuklu olmayacak kadar kibirliydi...

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin