K.K2 243 Gün Bölüm 1

1.9K 58 21
                                    

Yazar'dan

İlsa terk edilmişliğin en dibini yaşıyordu. Gözleri beş dakikadır okuduğu mektupta dolanıyor tekrar tekrar okuyordu Doğaçın el yazısıyla yazılmış her bir cümleyi. Mektup elinden kayıp düşerken dolu gözlerini silip büyük bir hıçkırık bıraktı. Bağıra bağıra ağlıyordu İlsa. Geçirdi ellerini her seferinde yere. Her elini yere vurduğunda daha büyük çığlık bıraktı. Nefesi tükenmişken ıslaklıktan yüzüne yapışan sarı saçlarını çekti elinin tersiyle. Derince nefes alıp gözlerini kapattı. İçindeki cehennemin baş düşmanıydı kocası. Olgunca düşünmeye çalışıyordu İlsa. Masa da duran telefonunu avuçlayıp Doğaçın numarasını tuşladı.

"Böyle bi numara kullanılmamaktadır."

Hıçkırdı İlsa tekrar tekrar. Aklı sanki ona oyun oynuyordu. Doğaçla yaşadığı her anı sanki evin her bir yanına dağılmış İlsa her birini tek tek izliyordu. Yutkundu Doğaçla sarılarak uyuduğunu görürken.

Az önce elinde olan telefonu tekrar yaşlı gözlerinin önüne getirip bu sefer rehberden aradı kocasını. Aynı ses doldu kulağına.

"Böyle bi numara kullanılmamaktadır."

Titredi elleri daha çok. Telefon yerle bir olurken sandalyeye tutundu acıyla İlsa. Sabahtan beri kendine inandıramadığı terk edilmek kelimesinin anlamını, acısını hissediyordu en derinlerinde. Anlıyordu artık bu acıyla dolu rüya gibi bir hikayenin burda sona erdiğini.

Boşta kalan eli ağzına kapandı sesli bağırışlarını bitirmek adına.

"Bana bunu yapamazsın!"

Diyebildi İlsa olduğu yere çökerken. Çöküşünün hızıyla dizlerindeki acıyı yüreğine basılan közlerin acısından hissetmemişti bile.

Boğazına sarılan dikenli teller konuşmasına izin vermiyordu sanki. Çığlıklar atmak istiyordu sesi çıkmıyordu. Daralan göğüsüyle derin nefesler almaya çalıştı genç kadın. Her alışında daha çok batıyordu göğüsünün tam ortasına o koca hançer. Bulanık gözleri telaşla ona yaklaşan Şerfie hanımı çevreledi.

"İlsa Hanım?"

Zar zor çıkan sesiyle konuştu İlsa.

"Odam, odama çıkartın beni"

Kolundan tutulunca çınlayan kulakları artık duymuyordu. Karanlık inen gözleri dünyayla ilişkisini kesti. Şerife Hanım hızla eğildiği yerden kapıya koşup Ahmete seslenmişti.

"AHMET BEY İLSA HANIM İYİ DEĞİL ODASINA ÇIKMAK İSTİYOR!"

Ahmet elinde ki sıcak çay bardağını yere gelişi güzel atarken Doğaçın söylediği cümleler yankılandı aklında.

"Onu koru Ahmet, başına bir şey gelirse seninde başına bir şey gelir."

Ahmet telaşla büyük kapıdan girerken yerde hareketsiz yatan küçük kızın yanına eğildi. Kucakladığı gibi merdivenlerden odasına çıkarttı İlsa'yı.

∆~∆

Gökyüzü mavisi gözlerini aralamıştı İlsa. Aklı yerine gelirken yaşadığı şeyleri hatırladı. Tek temennisi herşeyin koca bir kabus olmasıydı. Çalan kapısına karşılık yutkundu. Sesini çıkaramıyordu çünkü her ne kadar kabus olsun desede gerçekleri adı kadar iyi biliyordu. Odaya Hazer girince şaşkınca bakakaldı İlsa.

"İlsa?"

"Hazer ne işin var burda?"

Hayatında hiçbir yeri olmayan bu adamın her seferinde ordan burdan İlsa'nın karşısına çıkması pek bi şaşırtıcıydı artık küçük kız için.

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin