76. Bölüm Çok Bekledim Seni

2.1K 81 26
                                    

Doğaç'tan

Şirkette haber bekliyordum. Aslanın kaçırılıp bindirildiği arabayı çoktan bulmuştum. Yakılmış halde ormanlık alana atılmış hurdaya dönmüş şekildeydi.

Başıma giren ağrıları kendime ceza olarak veriyordum ilaçları içmiyordum. Kafasızlığımın cezasıydı bu.

Telefon çalınca arayana baktım.

Ahmet Arıyor...

"Evet!"

"Abi yenge-"

"Ne oldu İlsaya?"

"Abi dışarı çıkmak istedi zorlayınca açtım kapıları. Gecelikleriyle, çıplak ayaklarla yürüyor abi yağmurun altında. Takip ediyoruz."

Yuktundum. Titreyen sesimi yok sayarak kapattım telefonu. Şirketten koşarak çıkıp arabaya bindim.

Gönderilen: Ahmet

"Konum at"

.....

Beş dakika içinde konuma gelmiştim. İlsa yürüyor peşinden de şemsiyelerle adamlar gidiyordu. Gözlerimden yaşlar akarken arabayı bırakıp aşağı indim.

"İLSA"

Dönüp bakmadı bile. Hızla arkasından sarıldım. İlk başta kendini geri çekse de

"Benim bebeğim."

Deyince durdu. Islak saçlarını öptüm.

"Nereye gidiyorsun güzelim?"

Dedim sıkı sıkı sararken ıslak küçük bedeni.

"B-bilmiyorum."

Dedi. Omuzunu öptüm defalarca.

"Evimize gidelim mi?"

"Aslan hala-"

Kendime çevirip özlediğim dudakları öperek susturdum.

"Bulacağım bebeğim. Yine gelecek kucağına yine koklayacaksın o küçük boynunu..."

Başını salladı. Üzerimize tutulan şemsiye sayesinde ıslanmazken kucağıma alıp evin girişine kadar taşıdım. Karanlık olsada büyük villayı aydınlatan ışıklar görsel şölen sunuyordu bu koca bahçeye.

Başını göğüsüme yaslamış yerini bulmuşken kapının dibinde duran pusete baktım yerimde dururken, Ahmet anında yanıma gelirken

"Bakın"

Dedim soğuk tok sesimle. İlsa okyanuslarını zifirilerimde gezdirdi benim gibi puseti gördükten sonra.

İlsa'dan

Göğüsüm daralırken üşümem çoğalmıştı sanki. Ahmet kapıya yaklaşırken biz bekliyorduk birkaç metre uzakta.

Pusetin örtüsünü açar açmaz ağlama sesi duyuldu. Doğaçın kucağından kendimi indirirken gözlerim kocaman olmuş oraya odaklı gidiyordum.

Bu, bu benim oğlumun sesiydi. Ahmet umutla gözlerime bakıp Doğaça döndü. Başıyla onaylarken

"Abi, Aslan Bey"

Dedi. Dizlerimin bağı çözülmüş zor ayakta duruyordum. Pusetin dibine çöküp siyah gözlere baktım. Aslanımın esmer teni beyaz ışıkla parlarken yerinden kucağıma alıp boyuma yatırdım hıçkırarak ağlarken.

"Oğlum, Aslanım... Çok bekledim seni bebeğim.."

Sesi kesilirken kokusunu içime çektim doyasıya. Küçük sırtını elimle severken geri çekip tekrar baktım özlediğim o surata. Siyah saçlarını öptüm. Yüzünü, boynunu. Doğaç hemen önüme otururken Aslanı kucağımdan alıp sarıldı, doyasıya öptü. Ağlama seslerini dinlerken sarıldım koca bedene Aslan aramızda kalırken.

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin