16. Bölüm Ne Duydun?

6.9K 197 2
                                    

İlsa'dan

Yanaklarıma değen elleriyle irkildim. Sanki vücudum alev topuna dönmüştü. Yanaklarımın deli gibi kızardığını hissettim. Ceketini üzerine giyerken gözlerinin içine baktım bi cesaretle. Bana bakıp alay eder gibi gülümseyip çıktı. Bu gün şirketine gitmek istemiştim. Bir şeyler çeviriyordu ama çözemiyordum. İntikamından vazgeçip bana böyle davranması, beni bunları düşünmeye itiyordu. Ailemi öldürmesi, bana ettiği eziyetler...

Hızlıca üst kata çıkıp üzerime oldukça çekici siyah sol ve sağ kalçaya doğru açık olan suit body giydim. Onu delirtmek istemiştim tabi evden Doğaçı kimse aramadan çıkabilmem mümkün olursa. Altına açık renkli bi kot giydim. Üstüme krem rengi trençkot alıp siyah postallarımla birlikte merdivenlere yöneldim.

Dış kapıya gelmeden önce saçlarımı ellerimle düzelttim. Duştan çıkarken fön çekip dalgalı bi şekil vermiştim zaten. Kapıyı açınca uzaktan bana doğru gelen bi adam gördüm.

"Günaydın yenge. Kesin emir var dışarı çıkman kesinlikle yasak."

Elimi uzatıp adını sordum elimi tutmasada

"Ahmet yenge"

Elimi indirip konuştum. Ne yenge deyip duruyordu, yaşlı gibi hissediyordum.

"Öncelikle Ahmetçiğim dışarı değil ko- yani Doğaç'ın yanına gidecektim. Ayrıca yenge deyipte durma adım İlsa"

"Ama yen-"

"Aması yok şirkete gitmek istiyorum."

Bana biraz baktıktan sonra elini cebine götürdü. Doğaça haber vereceğini anlayınca

"Hayır hayır sakın arama baskın yapmak istiyorum anlarsın ya. Gerçekten geçenki gibi bir şey olmayacak."

Birde baskın yapmak istiyorum demiştim sanki normal evli çiftler gibi. Utancımdan yerin dibine girmeme sebep olan bi gülüş attı.

"Peki yenge buyur"

Deyip ilerdeki arabayı gösterdi. Kafamla onyalayıp arabaya bindim. Geçtiğimiz yolları öylece iç geçirerek izliyordum. Oldukça zengin görünen sokaklardan geçiyorduk.Durduğumuzda geldiğimizi anladım.

"Geldik yenge beşinci Kat Doğaç Beye ait. Sanırım toplantı odasındaymış. "

"Teşekkürler Ahmet"

Teşekkür ettikten sonra şirkete doğru yol aldım, peşimden geliyorlardı. İçeri girince kapıda durdular. Ahmetin sesini duydum.

"Bütün çıkışlara iki adam dik hadi."

Serserice gülümsedim. Hâlâ kaçıçam diye korkuyorlardı. Kaçmak isteyişim nedense Koca adam beni öptükten sonra yok olmuştu. Asansöre binip beşinci katta indim. Asansöre binmeden önce bakmıştımda şirket çok güzeldi. Herkes bana bakmıştı utansamda asansöre binmiştim. İndiğimde oldukça iyi bakışlarını hissettiğim kadın yanıma doğru adımladı.

"Buyrun nasıl yardımcı olabilirim?"

"Ben Doğaç için geldim."

"Kusura bakmayın şu anda toplantıda. Çıkınca emin olun haber veririm kimdiniz?"

Kocaman gülümseyip

"Ben İlsa Adsayoğlu Akel Karısıyım!"

Kadın şaşırmış gözlerle bana bakarken sağdaki geniş kapıdan 6 kişinin çıktığını gördüm. Demek toplantı odası orasıydı.

"Efendim sizi tanımıyordum kusura bakmayın Doğaç Bey toplantı odasında."

Tamam der gibi gözlerimle onaylayıp üstümdeki trençkotu çıkardım. Bana onca yaptıkları beni dün gece izinsiz ikinci defa öpüşü bunların acısını yavaş yavaş çıkaracaktım. Ne kadar yaramazlık yapsamda bir yanım hep ağlıyordu, ailem her aklıma geldiğinde bana her dokunduğu aklıma geldiğinde kendimden iğreniyordum. Toplantı odasına doğru ilerlerken içeriden çıkan adamların gözleri üzerimdeydi. Üstümde veya yüzümde bi gariplik mi vardı anlayamamıştım.

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin