43. Bölüm Benimsedim Paylaşamam!

3.8K 110 1
                                    

İlsa'dan

Gözlerimi yavaşça araladım. Kokusu burnuma dolarken üstünde yattığımı fark ettim. Hiç çıkmasaydım burdan bir ömür hayatımızda hiçbir heyecan, macera olmadan yaşasaydık burda...

Karnımda sıcaklık ile gülümsedim. Eli orda duruyor sahibiymiş gibi çekmiyordu. Dün yaşadıklarımı düşündüm. Aniden gözlerim kararınca yere düştüğümü hatırladım sonrası hastanede hamile olduğumu öğrenmiştim. Bi bebeğimiz olacaktı. Ne kadar hazır hissetmesemde huzur veriyordu bu bana. Hazır hissetmiyordum ama asla bi cana kıyamazdım. Onu tabiki istiyordum ama korkuyordum. Sürekli kavgalarımıza şahit olmasından, düzensiz bi hayata sahip olmasından en çokta sevgimizi ona gösterememekten.

Kendimi yavaşça yana çekip oturur hale geldim. Ne çok özlemiştim kokusunu, bu yatakta beraber yatmayı. Doğrularak banyoya girdim. Yüzümü yıkayıp çıktım. Kıyafet odasına girip üzerime bol gri tişört aldım dizlerimin üzerinde kalıyordu. Üzerine altın rengi zarif bi kolye takıp ayak bileklerime kadar uzanan uzun gri hırka giydim. Gri ipli spor ayakkabılarımı da altına uydurdum. Saçlarımı tarayıp şekil verdikten sonra odadan çıktım. Saat sabahın erken saatleriydi. Aşağı inerken Şerife ablanın biri ile konuştuğunu duydum.Masada kahvaltı hazırdı. Çok acıkmıştım, günlerdir düşünmekten kusmaktan mideme gram doğru dürüst yemek girmemişti. Biraz daha aşağı inince Fezanın şerife ablayla sohbet ettiğini gördüm. Gülümsedim. Onlara doğru giderken Feza beni fark edip sarıldı.

"Seni çok merak ettik. Atlas çok kötü."

Yutkundum. Doğaca olan bütün öfkemi ondan çıkartmıştım. Bi yandan haklı olsamda bunu haketmemişti.

"Üzgünüm."

Ayrıldıktan sonra elimi tuttu.

"Bana bilerek zarar vermedi vermezde. Çok sinirliydi kavga ediyorduk. Kolumu tutunca bu hale geldi. Benim yüzümden ona böyle davranmanı istemiyorum."

Baş salladım, bu gün yanına gidip konuşup gönlünü alacaktım.

"Nerde?"

"Şirkete gitti. Dağınık halde."

"Kahvaltı edelim sonra çıkarız. Yanına gidicem bu gün."

Feza onayladıktan sonra masaya geçtik. Canım bir şey istemiyorken deli gibi açlık hissediyordum. Portakal suyu içerken koca adamın kokusunu duydum. Kafamı merdivenlere çevrirince göz göze geldik. Yüzünde bi hüzünle bana doğru geliyordu. O saçları, esmer teni, dolgun dudakları nasılda güzeldi. Üzerinde ki takımı ona çok yakışmıştı. Anında kafamı çevirip önüme baktım. Yanıma gelip alnımdan öptü. Feza gülümseyerek kahvaltı ediyordu.

"Hoşgeldin Feza"

"Hoşbulduk abi"

Feza'nın ilk kez abi deyişini duyuyordum. Çok değişik gelmişti. Gülümseyip masanın başına oturdu. Tabağımda bir şey olmadığını görünce eline ne geldiyse doldurdu. Ne kadar aç olsamda yiyesim gelmiyordu. Bir süre tabakla bakışdıktan sonra ayağa kalkmaya çalıştım. Kolumdan tutup yerime geri oturttu. Fezanın telefonu çalınca ters duran telefonu eliyle döndürüp

"Atlas"

Deyip kalktı masadan. Doğaç bana bakıyordu.

"Güzelim tabağındakileri bitir. Bebeğimize iyi bakman gerekiyor."

Bi anda aklıma hamile olduğum geldi. Elime çatalı alıp yavaş yavaş bir şeyler yemeye başladım. Bir kaç dakika sonra Feza geldi.

"Benim acil şirkete geçmem gerekiyor gidelim mi İlsa?"

Tamam diyecekken koca adam benden önce davranıp

"Ben bırakırım sen git Feza."

Feza başını sallayıp çıktı evden. Çatalı tabağa bırakıp ayağa kalktım. Benimle birlikte Doğaçta kalktı.

Karanlığın Küçüğü (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin