BÖLÜM 28

20K 1.2K 114
                                    



🌼🌼🌼


Sırada oturup beklerken gözüm kapıdaydı. Halil'i bekliyordum. Sonunda kapı eşiğinde göründüğünde gülümsedim. Saçlarını karıştırarak geliyordu ve çok tatlıydı. Kafasını kaldırıp beni gördüğünde kısa bir an duraksadı. Ayağa kalkıp sırasına geçmesi için yer açarken elindeki kekleri yeni fark ediyordum. Zaten oturur oturmaz birini önüme bıraktı. 

"Limonlu aldım bu sefer sana, severim bunu."

Gözleri bir oraya bir buraya bakıyor, tam bana dönecekken yine kaçırıyordu bakışlarını. Utanmıştı. Elimi saçlarına atıp geriye doğru yatırdım. Biraz dağınık olan saçlarına elimle gelişigüzel bir şekil verdikten sonra gülümseyerek yüzüne baktım. 

"Utanıyor musun sen?" diye sordum kekimi açarken. 

"Biraz." diye yanıtladı. 

Kıkırdayarak "Çok tatlısın." dedim. 

Dudaklarını birbirine bastırıp ellerini yanaklarına koydu. Kızarmıştı yine. "Yine kızardım kesin." dedi halinin de farkında olaraktan. 

Başımı sallarken gülüyordum. "Olsun sana kırmızı çok yakışıyor merak etme." 

"Öyle mi?" diye sordu çocuksu bir heyecanla. 

"Tabii, hem benim en sevdiğim renktir kırmızı." 

"O zaman beni çok seversin çünkü ben her an kırmızıyım." dedi gülerek. 

"Ben zaten seni çok seviyorum." dedim kekimin son lokmasını da ağzıma atarken. Çöpünü top yapıp sıranın altına koyarken bakışlarım Halil ile kesişti. Ağzı açık bana bakıyordu. 

Kaşlarımı çattım. "Ne oldu?" 

"Hiç." dedi omuz silkip. "Sadece söylediğin şey çok hoşuma gitti." 

"Ne dedim ki?" diye sordum anlamayarak.

Halil gözlerini kaçırdı. "Dedin ya işte... Çok seviyorum diye."  

Büyük bir utangaçlık halinde anlattığı şeyle aydınlandım. Deli çocuk her dediğime böyle tepkiler veriyordu. "Arkadaşlar birbirini sever Halil, sevmiyorsam neden arkadaşlık edeyim. Sen beni sevmiyor musun mesela?" 

Dudağını ısırıp "Seviyorum." dedi tam gözlerimin içine bakarak. Halil'in gözleri de çok güzeldi. Aslında farklı bir yanı yoktu. Yeşil veya mavi değildi. Kahverengi göz ve kaşı vardı. Uzun kirpikler veya badem göz de yoktu onda. Ama onu güzel yapan bakışlarıydı sanki. O kadar güzel bakıyordu ki insanın oturup izleyesi geliyordu. 

Öylece birbirimize bakarken sınıfta düşen sıra sesi ile ikimizde irkildik. Sınıf sınıf değil ahırdı mübarek. 

"Ulan at mı yarıştırıyorsunuz, sesiniz ta koridorda." diyerek içeri giren Serkan ile sınıfın bakışları ona döndü. Birkaç saniye sonra herkes önüne dönerken benim gözüm onda kalmıştı. Çünkü üzerinde kıpkırmızı bir sweatshirt vardı. Az önce kırmızı sevdiğimi söylemem ve Serkan'ın öyle gelmiş olması anlamsız bir tesadüftü. Halil'e döndüğümde göz göze geldik. 

"Hiç de yakışmamış." dedi Serkan'a bakarak. "Tamam biraz yakışmış ama okulda yasak." diyerek devam etti. 

Ani bir gülme krizi gelirken kendimi zor tuttum. Bir gülmeye başlarsam duramazdın eminim. 



🌼🌼🌼


Halil💖💝💓💞💗💕💘

Anlaşmalı Arkadaş - Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin