🌼🌼🌼❤️
Okul çıkışı Halil'le yürümeye karar vermiştik. Onun evi benimkinden de uzak olsa da dolmuşa binmeyi tercih etmemişti. Sibel konusunu konuşmak istiyordu o da. Okul çıkışı olduğundan etraf öğrencilerle doluydu bu sokakta. "Feride biz şimdi ne yapalım." dedi Halil bana dönerek.
Benim için cevap basitti. "Annene söyleyelim Halil." dedim rahat bir tavırla.
Halil bunalmış bir şekilde ofladı. "Annem olmaz Feride anlamıyor musun? Sen tanımıyorsun onu, bu konuyu çok büyütür. Kızı okuldan attırma, ya da beni başka okula aldırma gibi şeyler yapabilir o. Annem çok evhamlıdır biz halledelim."
Sıkıntıyla ofladım. "Annenin konuyu büyütmesi lazım ya zaten. Sana aşık, ama sırf benden ayrılman için sana hakaret ederek kendini kötü hissetmeni sağlayan birisi var. Takıntılı resmen. Belki o kız, bu olayı sadece aşık olduğu çocuğu elde etmek için uğraşmak olarak görüyor olabilir ama bu bir takıntı. Ruh hastası bu kız."
Halil'in iyice yüzü düştü. "Demek okulda beni seven birisi varmış, hiç bilmiyordum." dedi omuz silkerek.
"Nereden bileceksin, bir seferinde bir kız yazmış sana seviyorum diye engellemişsin."
Halil kaşlarını çattı. "Sen nereden biliyorsun?" diye sordu şaşırarak.
Dudağım kıvrılırken "Ben bilirim." diye cevap verdim.
Halil dudağını ısırarak kendi içinde bir muhasebe yapmaya başlayınca omuzuna vurdum sırıtarak. "Düşüneceğine cevap ver bana, niye engelledin ki kızı?"
Kızaran yanakları biraz utandığını belli ediyordu. Ne diyeceğini bilemezmiş gibi oraya buraya bakındı. "İlk defa öyle bir mesaj geliyordu." dedi kısık sesiyle. Yüzüne eee dercesine baktım.
"İşte utandım engelledim ne yapayım?" dedi bana bakmazken. Şimdi anlıyorum neden kızardığını. "Hem sonra arkadaşı gelip dedi ki, kendini bir şey sanmışsın iddiaya girmiştik ondan yazdı kız."
Yüzümü buruşturdum söylediklerine. Bu taktik hala var mıydı ya?
"Ben de dedim ki tamam." deyince aniden bir gülme tuttu. Çok net bir cevap olmuştu. Elimi omuzuna koyup sıvazladım. "Halil, kız sen engelleyince geri vites yapmış bence. Ama düzgünce reddetseydin de olurdu yani. Kırılmıştır."
Halil üzgünce dudağını büzdü. "Ayıp ettim evet." dedi başını eğerek. Gülüp saçlarını okşadım. "Boş ver şimdi geçti bitti. Başka şeyler düşün, bunlar eski." dedim rahatlaması için.
Halil hafifçe tebessüm etti. O sırada okul formasında karın boşluğunun üzerinde bir toz gördüm. Elimi getirip silmek için dokunduğum an da Halil geriye fırladı. Tikini unutmuştum. "Halil'im iyi misin?" dedim gülüşümü gizlemeye çalışırken.
Halil karnını okşarken "İyiyim." diye mırıldandı. Ona yaklaşıp karnının üstündeki elini çektim. "Bana pek iyi gelmiyorsun bir bakayım ben." diyerek karnını gıdıklamaya çalışınca irkilerek hemen geri kaçtı.
"Feride dur, ne yapıyorsun?" dedi şaşırmış bir şekilde.
Gülüp tekrar ona uzandım. Gıdıklamaya çalışınca Halil gülüp arkaya kaçtı. "Ben sana yapsam iyi olur muydu?" dedi çocuk azarlar gibi kaşlarını çatarak.
"Yapabiliyorsan yap." diyerek hızla koşmaya başladım. Geçen gittiğimiz parka çok az mesafedeydik. Halil'in arkamdan bağırdığını ve yakın olduğunu biliyordum ama ben çok hızlı koşardım hep. Halil arkamdan beni yakalayacağına dair sözcükleri sıralarken ben çoktan parka ulaşmıştım. Parkın içine girip gizlenebileceğim bir yer var mı diye bakındım. Pek de gizli bir yer yoktu. Çimlerin olduğu boş alana doğru koşmaya başladım. Hava soğuk olduğundan kimse yoktu, en azından bu deli ne koşuyor diye düşünen olmazdı. Kenardaki ağaçlardan birine doğru koşarken Halil neredeydi bilmiyordum. Beni kaybettiğini düşünüyordum ama. Beni yakalayamayacağını anlaması gerekirdi. Sırıtarak ağacın önüne geldim. Soluklanmak için yere oturacaktım fakat eğilmemle kalkmam bir oldu. Bir an da sırtım ağaçla birleşirken görüş açıma Halil'in sırıtan yüzü girdi.
"Halil." dedim şaşkınlıkla. Ne ara gelmişti arkama bu çocuk?
"Feride." dedi göz kırparak. "Yakalandın."
Büyük bir mutluluk vardı yüzünde. Komik gelmişti bir an. Az önce bir havalara girmiştim ki sormayın. Halil'in beni arayıp neredesin diye soracağını düşünmüştüm ama tam arkamdaymış. Tutmadım kendimi kıkırdadım. Halil de gülüyordu.
"Şimdi seni sıran." dedi yolda ona yaptığımı kastederek.
Umursamazca omuz silktim. "İstediğin kadar yap Halil, ben gıdıklanmıyorum. Yani pek de bir etkisi olmaz bu cezanın."
Halil gözlerini kısıp bir süre düşündü. Yüzüne hınzır bir gülümseme takınırken bana çevirdi bakışlarını. "O zaman başka bir ceza olsun." dedi gözlerimin içine bakarak.
Aklından ne geçtiğini bilmiyordum ama olabilecek en masum şeyi düşündüğünü tahmin ediyordum. Bu yüzden omuz silkip burun kıvırdım. "Neymiş cezamız Halil bey." dedim sanki hiç umurumda değilmiş gibi.
Halil gülerek elini yanağıma koydu ve diğer yanağıma aniden dudaklarını bastırdı. Sıkı bir öpücük kondurdu geri çekildi. İki saniye kadar bana baktıktan sonra tekrar eğildi yanağıma. Bu sefer üst üste öpücükler kondurmaya başladı. Huylandırıyordu beni, böyle ceza mı olurdu?
Halil geri çekilip sanki dünyanın en güzel şeyiymişim gibi hayranlıkla baktı suratıma. Feride yanakların çok yumuşak ve tombul. Çok tatlı." diyerek tekrar öptü.
"Halil onlar kilodan öyle." diye mırıldandım ama duyan kimdi. Beyefendi birini bırakıp diğerine geçmişti çoktan. Son öpücüğü de kondurup geri çekildi. Hala yüzlerimiz çok yakındı ama. Halil derin bir iç çekti sanki derdi varmış gibi. "Feride." diye mırıldandı.
"Hımm." diyerek karşılık verdim gözlerimi gözlerinden ayırmadan. Halil bana öyle güzel bakıyordu bakıyordu ki, bakışlarımı kaçırmak mümkün değildi.
Hafifçe yüzünü yüzüme yaklaştırdı. "Ben." deyip yutkundu. Zorlanıyor gibiydi. Nitekim ben de öyleydim. "Ben seni öpebilir miyim acaba?" diye sordu sonunda konuşarak.
İlk defa kendimi güçsüz hissediyordum. Sanki şu an Halil ne derse evet diyecekmiş gibiydim. Sorduğu soruya da cevabımı başımı aşağı yukarı sallayarak cevap verdim. Halil gözlerini kapayarak aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdi. Dudakları dudaklarıma değdiğinde ben de gözlerimi kapadım. Daha önce de yapmıştı ama böyle değildi. Bu o değildi, başkaydı. Birkaç saniye öyle durup geri çekildi, sonra beklemeden tekrar uzandı dudaklarıma. Küçük küçük öpücükler kondurmaya başladı. Son öpücüğünde geri çekilirken yanaklarına uzanıp kendime çekerek dudaklarına sıkı bir öpücük kondurdum. Ayrıldığımızda ben arkamdaki ağaca yaslanırken Halil öylece dikiliyordu. Bakışlarımız birbirimiz hariç her yerdeydi. Dudaklarımı birbirine bastırıp Halil'e baktım. Biraz şaşkın görünüyordu. Dilini dudağında gezdirirken bana baktı. Gerçekten acayip afallamış görünüyordu. Dudağının kenarı kıvrıldı biraz. Sonra biraz daha, biraz daha ve en sonunda tebessüm etti. O gülünce ben de gülümsemiştim. Hızla yanıma gelip kollarını bana doladı. Şimdi iyice mayışmıştım. "Seni çok seviyorum Feride'm." diyerek daha çok sıktı beni. Halil'in sevgisi gerçekten çok başka bir şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlaşmalı Arkadaş - Yarı Texting
RomanceSınıfın sessiz, asosyal çocuğu Halil ve Umursamaz, haşarı kızı Feride. Text-metin karışık. BU HİKAYE 13.3.2022 TARİHİNDE YAYIMLANMIŞTIR. Bölümler kısa aralıkla gelecektir.