🌼🌼🌼
Arka bahçede merdiven basamaklarına oturmuş duruyordum. Kimsenin olmaması iyi bir şanstı benim için, kafa dinlemek adına. Ders başlayalı on dakika olmuştu. Bitene kadar burada oturup dinlenmeyi düşünüyordum. Serkan varken sınıfa girmek dahi istemezdim aslında ama devamsızlık etmek de istemiyordum. Gözlerimi kapatıp başımı dizlerime yasladım. Biraz sonra telefonum titremişti. Bakmayacaktım fakat üst üste ses gelince kafamı kaldırıp elimi cebime koydum. Göz devirip ekranı açarken gelen mesajların Halil'den olduğunu anlayınca hemen toparladım.
Civciv: Neredesin şu an
Civciv: Derse gelmedin hoca seni soruyor
Civciv: Ben değil yani hoca soruyor.
Attığı mesajlar şu halimle bile gülümsetmişti yüzümü. Beni merak ediyordu da sormayı gururuna yediremiyordu. Kendince böyle bir yöntem bulmuştu işte. Elimi tuşlar üzerinde gezdirip arka bahçede olduğumu yazdım. En azından merak etmesindi.
Telefonu tekrar cebine koyup başımı korkuluğa yasladım. Aradan birkaç dakika geçtikten sonra gelen ayak sesleriyle önüme döndüğümde karşımda Halil'in olmasını beklemiyordum. Korkuluktan destek alıp ayağa kalkarken "Halil." diye fısıldadım şaşkınca bakarak.
Halil dudağını ısırıp bana bakmadan aynı basamağı diğer ucuna oturdu. Uzakta olmayı tercih etmişti. Ben de yerime otururken bakışlarım üzerinde beklentiyle geziyordu. Bir şey demesini bekliyordum. Buraya neden gelmişti ki?
"Dersten nasıl çıktın?" dedim konu açmak adına.
Umursamazca omuz silkti. "Ders boştu." dedi bana bakmadan.
Kaşlarımı çatıp dudaklarımı birbirine bastırdım. Mesajda hocanın beni sorduğunu söylemişti. Şimdi ise boş diyordu. Yine de bir şey demeyip sessiz kalmayı tercih ettim.
Halil boş boş etrafa bakınırken sonunda bana döndü. "Elin iyi mi?" diye sordu.
Elimi önüne doğru tutup sağa sola çevirdim daha iyi görmesi adına. "İyi bir şeyi yok, galiba Hilal bizi ayırırken tırnağıyla çizdi."
"Ne diye Serkan'a saldırıyorsun ki?" diye parladı birden Halil. Bu çıkışı beklemiyordum hiç.
Gözlerimi kaçırıp sessiz kaldım ama o devam etti. "Serkan doğruları söyledi belki de, o yüzden mi kızdın?"
Sinir büsbütün beni esir alırken bir hışımla ayağa kalktım. "Ne demek doğru diyordu, sen ne dediğinin farkında mısın? Bizim ilişkimiz sahte miydi Halil, duyduklarından bunu mu çıkardın da haklı buluyorsun o çocuğu?" diye bağırdım olduğumuz yeri umursamadan.
Halil başını iki yana salladı. "Senin gerçek dediğin ilişkin bir sahtelik üzerine kurulmuş zaten Feride. Baksana, annem sana benimle arkadaşlık etmeni söylemeseydi sen ve ben diye bir şey olmayacaktı. Haksız mıyım?
"Haksızsın." diye reddettim söylediklerini.
"Annen bana oğlum çok yalnız onunla arkadaşlık et dedi. Kimse bana sana aşık olmamı, seninle sevgili olmamı, seninle ilgili gelecek hayalleri kurmamı söylemedi." dedim gözlerim benden bağımsız yavaşça dolarken. Şu an buna engel olacak gücüm yoktu.
"Oğlu sürekli yalnız olan, kimi zaman da insanların saçma sözlerine maruz kalan bir annenin, oğluna arkadaşlık etmesi için seçtiği biriydim ben sadece. Ama sen sanıyorsun ki tüm ilişkin bunun üzerine kuruldu. Ben bu anlaşma dediğin şeyi daha en baştan unuttum zaten, benim tek derdim seni açmak, sosyalleştirmek olmuştu. Ve bunu annen için değil senin için yapıyordum ben. İlişkimizin ise bunlarla hiçbir alakası yok. Sok şunu kafana sahtekar değilim ben. "diye konuştum son cümlemde bağırarak.
Okul üstüme üstüme geliyordu sanki. Kontrol edemiyordum kendimi "Değilim anlıyor musun?" diye bağırırken de gözlerimden akan yaşları da kontrol edemiyordum.
Halil olduğu yerden ağzı açık bir şekilde bana bakarken hızla yerinden kalkıp yanıma geldi. Kollarını bana dolarken başım omuzuna yaslıydı. "Feride." dedi sesi titrerken. Cevap veremedim. O okulda yaşadıklarım gelmişti aklıma. O çocuğa saldırmam fiziksel olarak onu yaralasa da aslında en büyük yarayı ben almıştım. O okuldan yalancı ve kavgacı diye anılarak ayrılmıştım. Simdi ise aynı olayı yine yaşıyordum. Kavgacı olarak görünüp yalancı diye itham ediliyordum. Ama bu sefer o, bu, şu tarafından değil, en yakınım tarafından yapılıyordu bu.
Başım omzuna yaslıyken Halil elini saçlarıma koyup yavaşça okşamaya başladı. "Lütfen ağlama Feride." diye fısıldadı kulağıma. Sonra başıma bir öpücük kondurdu. Son birkaç dakika da en iyi hissettiğim andı. Öpücüklerini kesmedi Halil, saçımı okşarken ben sakinleşene kadar kondurmayı sürdürdü. Yavaş yavaş sakinleşirken istemeye istemeye Halil'den ayrılarak başımı yerden kaldırmadan geri çekildim. Elimin tersiyle hafif nemli gözlerimi sildim önce. Halil elini cebine sokup bir peçete çıkardı. Alıp önce gözlerimi sonra da burnuma sildim.
"Daha iyi misin?"
Halil'in sorduğu soruya karşı başımı salladım sadece. Hala ona bakmıyordum. Elini çeneme koyup yukarı kaldırdığında buluştu anca bakışlarımız.
"Sen ağlayınca...." dedi Halil devamında elimi alıp göğsüne koyarken. "Burası da acıyor Feride, lütfen bir daha ağlama. Ben kendimi hiç bu kadar kötü hissetmemiştim. Sevdiğim insanı nasıl ağlatırım?" dedi kendine kızar gibi.
Başımı iki yana salladım hemen. "Sen ağlatmadın beni, dolmuştum zaten." dedim rahatlaması adına.
Birkaç saniye öylece bakıştık. Sonra Halil kulağıma doğru eğilince bir şey söyleyecek sandım fakat yanağımı öpüp geri çekildi. Dudaklarımın kıvrılmasına engel olamadım.
"Gülümse lütfen, hep." diye fısıldadı Halil.
Dediğine uyarak gülümserken o da benimle birlikte tebessüm etmişti. Ama şimdi konuşmamız gereken bir şeyler vardı. "Halil." dedim ciddileşip. "İlişkimiz sahte değil, bana inan. Ben çok seviyorum seni."
Halil derin bir nefes alıp kafasını salladı. "Neden bu anlaşmayı bana sen anlatmadın Feride, neden hayal kırıklığına uğramama izin verdin?" diye sordu üzgün surat ifadesiyle.
"Haklısın." dedim uzanıp ellerini tutarken. "Çok haklısın ama biz annenle bunu söylememeye karar vermiştik. Dedim sana anlaşmayı çoktan unutmuştum ben zaten. Söylemesem de bir şey olmayacağını düşündüm."
"Ama oldu." dedi Halil.
Haklıydı, olmuştu. Hem de hiç beklemediğim şeyler olmuştu. Ellerimi yüzüme kapatıp sıvazladım. "Biz şimdi ayrıldık mı?" diye sordum umutsuzca.
Gözlerini büyütüp baktı bana. "Hayır." dedi birden. "Yani hayır ama bakacağım. Yani annemle konuşacağım akşam. Ondan da dinlemek istiyorum her şeyi. Sonra bakacağız işte."
En azından olumsuz cevap vermemişti. Şu an için tek yapacağım şey yarını sabredip beklemek olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlaşmalı Arkadaş - Yarı Texting
RomanceSınıfın sessiz, asosyal çocuğu Halil ve Umursamaz, haşarı kızı Feride. Text-metin karışık. BU HİKAYE 13.3.2022 TARİHİNDE YAYIMLANMIŞTIR. Bölümler kısa aralıkla gelecektir.