Anlaşmalı Arkadaş - Yarı Texting

BÖLÜM 86

 Beğenirseniz oylamayı ve görüşlerinizi belirtmeyi unutmayınız. Keyifli okumalar. 

🌼🌼🌼

Türbülansa girmiş gibi sallana sallana bir otobüs yolculuğu geçirdikten sonra, içim dışıma çıkmış bir şekilde Halil'in evine varmıştım. Daha önce kapısına kadar gelmiştim bu evin sadece. Siteye girmek için ilerlerken Mihre Hanım'ı karşımda görünce şaşırmıştım. 

"Hoş geldin Feride." dedi her zaman ki gülümsemesiyle. 

"Hoş bulduk." dedim baş selamı vererek. "Bir yere mi gidiyorsunuz?"

Kafasını iki yana sallayıp yanıma geldi. "Seni karşılamak için çıktım, Halil geleceğini söylemişti." 

Elini omzuma koyarak beş katlı binayı gösterdi. İlerlerken "Demek Halil için çok endişelendin ha, hemen koşup gelmişsin." dedi göz kırparak. 

Sadece güldüm dediklerine. Endişelenmiştim elbette ki. Binaya giriş yaptığımızda asansöre doğru ilerledik. "En üst kattayız." dedi Mihre Hanım. 

Düğmeye basıp hareket ettiğimizde aynadan kendime baktım. Otobüs yolculuğu biraz bozmuştu beni. Elimle saçlarım şekil vermeye çalışırken Mihre Hanım kulağıma doğru eğildi. "Korkma, Halil her türlü beğenir seni." 

Bu kadın gerçekten deliydi. Sadece saçımı düzeltmek istemiştim, onu bile Halil'e bağlayabiliyordu. Aslında bakılırsa beni rahatsız bile edebilirdi bu söylemleri ama Mihre Hanımın niyetinin iyi olduğunu da biliyordum. Bu yüzden çoğu zaman sevimli geliyordu. 

Asansör kapısı açılınca ikimiz de dışarı çıktık. Mihre Hanım anahtarını çıkarıp kapıyı açtı. Evden çok güzel bir koku geliyordu. Ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Geniş, ferah bir evdi. 

"Şöyle gel." diyerek koridor sonundaki odaya götürdü beni. "Burası Halil'in odası. Pek kalkmıyor yerinden ayağı ağrıyor diye, sen içeri geç şimdi. Biz Talip'le içeride oturuyoruz. Eğer bir şey lazım olursa seslenirsiniz." 

Başımı sallayarak onayladıktan sonra Mihre Hanım yanımdan giderken, ben de Halil'in kapısını tıklattım. İçeriden girebilirsin dediğini duyunca yavaşça araladım kapısını. Kafamı içeri soktuğumda Halil'le göz göze geldik. 

"Feride." dedi kocaman gülerek. Tamamen içeri girip kapıyı kapattım. "Halil'im." diyerek hızla yanına gittim. 

Yattığı yerden biraz doğrulup yatakta oturur pozisyona geldi. Yatağının kenarına oturup kollarımı boynuna doladım. "Halil'im nasılsın, ağrıyor mu hala?" dedim yanağını okşayarak. Halil hemen yanağını elime yaslandı. 

"Çok ağrı çekiyorum Feride, ayağımın üzerinden dozer geçmiş gibi." diye mırıldandı kısık sesle. 

Boşta duran elimle kafasına hafifçe vurdum. "Az at Halil, az at. Zaten yanında olmaya geldim ilgi vereceğim sana." 

Halil elime yaslı duran başını kaldırıp sırıttı. Kollarını tekrar bana sarıp sarıldı sımsıkı. "İyi ki geldin." dedi geri çekilirken. Gülümseyip yanaklarını sıktım. Çantam hala omzumda asılıydı. Ayağa kalkıp etrafa bakındım. Geniş bir odası vardı Halil'in. Çantamı ve kabanımı çıkarıp kenardaki koltuğun üzerine bıraktım. Halil'e döndüğümde beni izliyordu. "Yemek yedin mi?" diye sordum. 

Başını aşağı yukarı salladı. Biraz kenara kayıp yatağın boş tarafına vurdu eliyle. "Ayakta niye duruyorsun, gel böyle." 

Gösterdiği yere gidip oturduğumda gözüm ayağına takıldı. Kenarı şişmiş görünüyordu. "Merhem sürdün değil mi?" diye sordum emin olmak için.