Anlaşmalı Arkadaş - Yarı Texting

ÖZEL BÖLÜM 2

Herkese merhaba, özel bölüm bekleyenler el kaldırsın 🖐️

🌼🌼🌼

Feride: Pişşt yakışıklı

Halil: Evet, benim

Feride: Hadi hazırlan hemen aşağı gel.

Halil: Aşağı mı geleyim?

Halil: Yoksa beni mi kaçıracaksın?

Halil: O işler akşam olmaz mıydı ya?

Halil: Neyse dur da bohçamı hazırlayayım bari

Feride: Güzel hayal Halil'im ama sadece dışarı çıkacağız, akşam evine bırakacağım seni maalesef.

Halil: Hayallerim suya düştü 🙁

Feride: Seni bir yerim görürsün ha

Feride: Çabuk hadi hazırlan gel.

Halil: Tamam 🤭

Sitenin girişinde Halil'i beklerken duyduğum araba sesiyle gözümü yola çevirdim. Gri arabayı gördüğümde Mihre Hanım'ın geldiğini anlamıştım. Arabayı park edip kapısını açtığında şık kıyafetleri ve topuklularıyla çıktı içeriden. Beni görünce gülümseyerek yanıma geldi.

"Feride'ciğim, sen de mi buradaydın. Halil nerede?"

"Halil'i bekliyorum, dışarı çıkacağız."

Gözlerini kısıp elini omuzuma attı. "E gelsene eve, neden dışarıda bekliyorsun?"

"Yok sağ olun, Halil şimdi gelmek üzeredir zaten." dedim gülümseyerek.

Tam o sırada kapıdan çıkan Halil de sözümü doğrulamıştı. Üzerine beyaz bir tişört ve altına da siyah şort giymişti. Başına da fötr bir şapka takmıştı. Çok tatlı olmuştu.

"Feride." diyerek yanıma geldi ve sıkıca sarıldı. Ellerimi beline koyup ben de ona sarıldım. Ayrıldığımızda Mihre Hanım bize bakıyordu.

"Oğlum görende kırk yıldır ayrısınız sanacak." dedi oğlunun haline gülerken.

Halil elini omuzuma atıp kendine çekti beni. "Ben onu her dakika özlüyorum anneciğim."

Mihre Hanım bize gözleri parlayarak bakarken ben de biraz utanmıştım. "O zaman biz gidelim artık, iyi günler size." dedim.

Mihre Hanım, elini sallayarak iyi günler diledikten sonra eve girerken biz de Halil'le yürümeye başlamıştık. Elini omuzumdan çekip elimi tuttu. "Nereye gidelim çiçeğim?" diye sordu.

Bana bazen çiçeğim diyordu ve zaten çok tatlıyken daha da tatlı oluyordu. "Sahile gidelim Halil'im, bu güzel havada kapalı yerde oturulmaz şimdi."

Halil "Olur." diyerek onayladı beni.

Biraz yürüdükten sonra sahile varmıştık. Çardaklar yerine daha az insanın olduğu ağaçların altında kalan çimlere oturduk. Halil sırtını ağaca yaslayıp şapkasını çıkardı.