BÖLÜM 70

12.9K 973 196
                                    


🌼🌼🌼


Düz yolda sessizce ilerlerken muhtemelen ikimizde aynı şeyi düşünüyorduk. Halil zaten benden çekindiğini her halinden belli ediyordu. Ellerini cebine sokmuş bana bakmayacak diye başını yere eğmiş, yere bakarak yürüyordu. Bazen arkamda kalsa da genelde yan yana yürüdüğümüz yolda nereye gittiğimizi merak ettiğini biliyordum. Ama yolda konuşmayacaktık. Sakince oturup açılacaktık birbirimize. 

Halil yine biraz arkamda kalmışken adımlarımı yavaşlatacaktım fakat Halil'den çıkan acı dolu inlemeyle durmak zorunda kaldım. Arkamı döndüğümde Halil bir direğin arkasında duruyordu ve eliyle kafasını tutuyordu. 

"Halil." diyerek yanına koştum. "Ne oldu?" 

Halil acıyan yerine ovarak bana baktı. "Feride direğe çarptım." dedi kısık sesle. 

Elim Halil'e uzanmak istedi fakat gelen gülme krizimle bunu başaramadım sadece direğe tutunarak gülmeye başladım. Gelen kıkırtılardan Halil'in de güldüğünü anlamıştım. Sokak ortasında durmuş iki genç neye gülüyor diye düşünebilirdi yanımızdan geçen insanlar. Fakat sabahtan beri yere bakmayı tercih eden Halil'in direğe çarpmasına gülmeme gibi bir durum söz konusun olamazdı benim adıma. 

Ben durulunca Halil de sessizleşmişti. "Acıdı." dedi kafasını işaret ederek. Elimi uzatıp acıyan yerini okşadım. Halil'in dudakları çok hafif kıvrıldı. "Geçer birazdan gel oturalım." dedim parkı işaret ederek. Halil başını sallayarak takip etti beni. Parka ulaştığımızda kimseler yoktu etrafta. Boş olan çardağa oturdum. Halil de karşıma geçecekti fakat elimle yan tarafıma iki kere vurunca, gelip yanıma oturdu. Hava sabah saatleri olmasından dolayı normalden biraz daha soğuktu. Ama yine de serin hava iyi gelmişti. Derin bir nefes çektim içime. Gözlerimi kapayıp arkama yaslandım. Birkaç saniye sonra açıp yan tarafa bakınca Halil'in doğrudan beni izlediğini gördüm. 

"Çok bakma aşık olursun." dedim gülsün diye. 

Halil ise surat ifadesi değişmeden başını eğip kendine kendine mırıldandı. "Zaten oldum." 

"Hımm." diye mırıldandım tamamen ona dönerek. "Bana aşık olduğunu hatırlıyorsun demek, peki neden ayrılmak ister gibi davranıyorsun Halil?" diye sordum sakin çıkmaya zorlandığım sesimle. 

Halil bakışlarını kaçırıp sağa sola baktı. Ağzını açıp bir şeyler söylemek istedi ama konuşmadı. Sessiz kaldı öylece. Onun yerine ben konuştum yine. 

"Son günlerde ne oluyor sana Halil, seni üzen şeyleri ne zamandan beri saklar oldun benden? Ben senin sevgilin ve aynı zamanda en yakın arkadaşınsam neden canını sıkan şeyleri söylemiyorsun bana? " 

Halil bu sefer başını kaldırıp bana odaklandı. Yüzünde mahcup bir ifade görünüyordu. "Feride ben seni üzmek istemiyorum." dedi omuzlarını düşürerek. 

Kaşlarımı çattım. "Üzüyorsun ama." 

"Biliyorum." dedi kısık sesle. "Sence de biz..... çok farklı değil miyiz?" 

Başımla onayladım onu. "Farklıyız tabii, mesela sen çok iyi kalpli saf birisin. İyiyi kötüyü ayırt edemezsin, herkesi kendin gibi sanırsın. Ama ben öyle miyim, bir bakışta anlarım adamın niyetini, senin kadar iyi birisi olduğumu da düşünmüyorum. Öyle kafamdan saf düşünceler falan da geçmez. Her türlü tilkiyi döndürürüm. Ha! Kötü anlamda mı hayır. Ben bana dokunmayana bulaşmam, ikimizin ortak yanı da bu zaten. İyi niyetliyiz. "

Halil söylediklerime şaşırmış görünüyordu. Galiba onu kötülememi beklemişti. Eliyle saçlarını düzeltip bana yaklaştı. "Sen kendini niye böyle anlattın ki? Hem farklıyız derken, ben farklıyım anlamında söylemiştim." 

Anlaşmalı Arkadaş - Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin