BÖLÜM 49

14.9K 979 11
                                    




🌼🌼🌼


Bir ders insanın başını ne kadar ağrıtabilirdi? Kafamın içini açıp gösterebilsem beynim çığlık atıyor olurdu. Ağrı göz kapaklarıma kadar iniyor, sanki birisi kafamı iki yandan eziyormuş gibi hissettiriyordu. Buna karşılık teneffüste sırama yatıp dinlenme hayalimi, cırtlak sesiyle mahveden kız asla susmuyordu. Yarım saattir bağıra bağıra anlattığı şeyden, kızın sıra arkadaşı Ozan'ın Esra diye birini aldattığını duymuştum. Kız bizim sınıftan da değildi aslında, bizim sınıftan birinin yanına gelip dedikodu anlatıyordu. Halil de kuzeni Şule'nin yanına gitmişti bir şey vermek için.

Başımı sıradan kaldırıp kıza baktım. "Başım çok fena ağrıyor, sessiz olur musun biraz?" dedim istemsizce soğuk çıkan sesimle.

Şu ağrıyla ılımlı olamıyordum açıkçası. Sinirim tepeme çıkmıştı. Kız bana bakıp başıyla onaylandıktan sonra önüne döndü.

Bir ya da iki dakika sessizleşse de yine eski haline dönünce bu sefer daha büyük bir gerginlikler baktım ona. "Kardeşim az önce bir şey rica ettim, başım ağrıyor dedim, sessiz olacak mısın artık?"

Kız yüzünü buruşturup "E daha ne kadar sessiz olabilirim acaba?" deyince sinirle baktım ona.

"Ben sana gösteririm istersen ne kadar daha sessiz olabileceğini."

Bizim sınıfta ki arkadaşı ayağa kalkıp kolumu tuttu. "Feride tamam kusura bakma, sakin ol" dedi ılımlı yaklaşarak. Büşra sakin bir kızdı zaten, olgun bir duruşu vardı.

Ama arkadaşı Büşra'nın tam zıttıydı. Ayağa kalkıp karşıma dikildi. "Bırak Büşra ya, bakalım nasıl kısacakmış sesimi."

Büşra kıza dönüp "Saçmalama geri zekalı dayak yiyeceksin." derken çok haklıydı.

"Bana bak." dedim Büşra'yı biraz kenara iterek. "Hoparlör mü yutmuşsun bilmiyorum ama, insana saygın yok belli ki. Sana burada adam gibi ricada bulunduk boş boş konuşuyorsun. Küçüksün daha kavgaya girmek istemiyorum ama sınırları zorlama. Saçma dedikodunu başka yerde anlat."

Söylediklerim komik gelmiş olacak ki histerik bir gülüş sundu ortaya. "Gitmiyorum ne yapacaksın, bağırıp duracağım, çok sıkıldıysan sen kalk git buradan. " deyince şalterlerim iyice atmıştı. Anında elimi çenesine atıp sıkarken iyice arkasındaki sıraya yaslanmıştı. Büşra beni tutmaya çalışırken bir hışımla ona dönüp tüm sinirimi çıkarak şekilde bağırdım "Bırak!" diye.

Büşra irkilirken etraftakilerin gözünü üzerimde hissediyordum. Çenesini sıktığım kız iri gözleriyle bana bakıyordu. Daha çok sıkıp yüzümü yüzüne yaklaştırdım. "Bağır bakayım!" diye gürledim. Öyle öfkeliyim ki sesimi kontrol edemiyordum. "Bağırsana lan, saygısız."

Kız diğer elini saçıma atıp çekmeye çalışınca çenesini bırakıp elini tuttum. Tuttuğum gibi çevirmem de bir oldu. Büşra aramıza girerken diğerleri de beni tutmaya çalışıyordu. Gözüm ona vuracak kadar dönmemişti. Açıkçası  kendimden güçsüz biriyle kavga etmeye içim gitmiyordu. Ona da vurmayacaktım ama öyle saygısızdı ki baş ağrımın verdiği tüm siniri ondan çıkarmak istemiştim. O ise hala bana saldıracak gücü varmış gibi "Bırakın beni bırakın" diye söyleniyordu.

Aniden "Ne oluyor burada?" diye gürleyen sesle hepimiz yerimizde zıpladık. Alışık olduğum görüntünün devamını biliyordum. Yine Feride Gülbahar, yine müdürün odası ve yine nedeni kavga... 

Anlaşmalı Arkadaş - Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin