BÖLÜM 52

15.1K 995 33
                                    


🌼🌼🌼


Doğum günüm için arkadaşlarımın ayarladığı kafe de tek yaptığım oturup onları izlemekti. Ecrin şişirdiği balonun ucunu iki yandan çekip kötü bir ses çıkarıyor, Ziya elindeki şişeden köpük çıkarıp etraftakileri rahatsız ediyor, Emine sevgiliyle konuşuyor ve diğerleri de hazırlık yapıyordu. Ne gerek vardı bu kadar süse hiç bilmiyordum. Bir pasta alıp mumu üfleyecektim bitecekti işte. Ziya benim yanıma gelip çıkardığı baloncukları üstüme salınca kafamı geriye çekip kaçmaya çalıştım.

"Feride dur kız, köpükler patlatıyorsun."

Ayağa kalkıp ensesine yavaşça vurdum. "Bir rahat dur." dedim tekrar otururken.

"Amaan ben de başkasını bulurum." dedi yüzünü buruşturarak. Sonra kapıya çevirdi bakışlarını. "Bak buldum bile, şu çocuğa köpük şovu yapacağım."

Kimden bahsettiğini anlamak için kafamı kapıya çevirdiğimde gülerek bana doğru gelen Halil'i gördüm. El sallayınca ben de gülümseyerek el salladım. Ona doğru ilerlerken o da bana doğru geliyordu fakat bir an da önüne düşen kocaman baloncuklarla korkup geriye sıçradı. Ulan Ziya, rahat durmaz mısın sen amk. 

Halil kaşlarını çatıp köpüğün kaynağına baktığına da şaşırmışa benziyordu. Hızlıca yanına gidip koluna girdim. Birden gülmeye başladı.

"Feride, gördün mü köpükleri." diyerek Ziya'yı gösterdi. "Şu küçük çocuk yapıyor."

"E ebenin a*mı ama." diye isyan etti Ziya. "Boyumuz uzamadı diye çocuk da ettiniz beni. Kardeşim on yedi yaşındayım, boyum bir altmış iki sadece. Tabii bebeksi bir yüzüm de var."

Halil gözlerini büyütüp bir bana bir de Ziya'ya baktı. "Ben özür dilerim, bilerek yapmadım." dedi mahcup olduğu her halinden belli olan bir ses tonuyla konuşarak.

"Halil o benim arkadaşım ortaokuldan." diyerek Ziya'yı tanıyınca Halil elini uzatarak onunla el sıkıştı.

"Bu da Halil, sevgilim." dediğim an da Ziya öyle yüksek bir sesle 'ooooooo' diye bağırdı ki, bütün arkadaşlarım bize döndü.

"Çocuklar Feride'nin sevgilisi gelmiş." diye bağırmasıyla da hepsi yanımıza geldi.

Ziya bana hayatımın sonuna kadar bekar kalacağımı ve kimseyi beğenmeyeceğimi söylemişti eskiden. Erkeklerden nefret ettiğimi bile düşünürdü. Şimdi Halil'i görünce şaşırmıştı.

Halil ise sevimli sevimli bakınıyordu öyle. Arkadaşlarım yanımıza geldiğinde hepsiyle tek tek el sıkışıp selamlaştı kibarca. Biraz sonra da ayakta kaldığımız fark ederek hazırladığımız masaya geçtik. Ortam da on iki kişiydik. Halil benim yanıma oturmuştu. Ziya da direkt Halil'in karşısına geçmişti. Eniştesini tanıyacaktı kızıl kafa.

Merve, bana kaş göz yaparken Ziya lafa girdi. "Eeee enişte, söyle bakalım kimlerdensin. Annen baban ne iş yapar?"

Sorduğu soruya göz devirdim. Kendini babam sanıyordu şu an. Halil utangaç bir gülümseme ile bana bakıp Ziya'yı cevapladı.

"Halil Beste ben, Annem avukat, babam ticaretle uğraşıyor. " diye açıkladı kendini.

Ziya'nın hemen gözleri açıldı. "Yani enişte sen bayağı zenginsin?" dedi soru sorar gibi.

Halil ne diyeceğini bilmeyince bana baktı. "He Ziya, öyle Ziya ne yapacaksın bu bilgiyi ?" dedim araya girerek.

"Bir şey yok ya." diye söylendi Ziya kaşlarını çatarak. Biraz sonra masada eğilerek Halil'e doğru yaklaştı. "Enişte bana bir telefon alsana, benimki pert oldu."

Halil ile birlikte diğerleri de gülmeye başladığında, Ziya yerine oturmadan kafasına geçirdim bir tane. "Hayır kurumumu lan çocuk, saçma sapan konuşma."

Ziya yüzünü buruşturup arkasına yaslandı. "Telefonum bozuldu ne yapayım?" deyince ben de güldüm istemsizce.

"Halil'le nasıl tanıştınız?" diye sordu Ecrin.

Halil gülerek yerinde toparlandı. Çok istediği bölümü anlatacaktım şimdi. "Sınıfta tanıştık. Sıra arkadaşıydım Halil'in, sonra da duygular değişti tabii. Halil çok güzel bir insan. Tanıdığım kimseye benzemiyor. Çok saf temiz birisi, birkaç aydır da çıkıyoruz." diye kısaca özet geçtim.

Halil'e baktığımda memnun görünmüyordu. Yandan bir bakış attı bana "Bu nasıl anlatmak."

Ecrin "O zaman sen anlat Halil, bir de senden dinleyelim." deyince gözleri parladı.

"Tamam." diyerek yaslandığın yerden doğruldu. "Feride ilk bizim sınıfa geldiğinde ben uyuyordum aslında, bakmamıştım kim olduğuna. Ben biraz asosyal biriyimdir de, öyle dersleri pek sevmem. Hep uyurum." deyince Mert "Aha benden bir tane daha." diyerek heyecanla Halil'imi gösterdi.

Halil gülümsedikten sonra devam etti konuşmaya. "Feride sonra geldi yanıma oturdu. Benimle konuşmaya çalıştı ama ben istemedim. Keşke isteseymişim ama neyse. İşte sonra beni derste rahatsız etmeye başladı, bir de mesaj atıyordu sürekli." deyince rezil olduğumu hissettim.

Ortamdan 'Ooooo' nidaları yükselirken "Kız sen ne çıktın be." dedi Ziya işaret parmağını bana doğru gülerken sallarken.

"Rahatsız etmeye başladı derken, öyle kötü bir şey demedi yani. Sınıfta kimseyi sevmemişti, benimle arkadaş olabileceğini düşündüğü için yazıyordu bana. Ben çekingendim diye istemiyordum."

Halil'in açıklaması üzerine kendimi biraz kötü hissetmiştim. O zamanlar Halil'e böyle söylüyordum. Anlaşmadan haberi olmamalıydı. Ama anlaşma işi benim için o kadar kısa sürmüştü ki, bir hafta sonra gerçekten arkadaş olmak istemiştim.

"Feride kız, sen yapmazdın böyle şeyler hayırdır?" deyip göz kırptı Birkan.

Halil o an bir şey fark etmiş gibi yerinde doğruldu. "Aa sen şey değil misin, basketbolcu olan?"

Birkan biraz şaşırarak "Evet de sen nereden biliyorsun ki? " diye sordu.

"Ben Feride'yi senin ve kardeşinin fotoğrafını beğenirken görmüştüm. Sanmıştım ki Feride basketçileri beğeniyor, gidip basket oynamıştım ilk defa." dedi ve sonra elini ağzına kapatıp utangaç bir halde gülmeye başladı.

Birkan gür bir kahkaha atarken diğerleri de kıkırdıyordu. "Feride bu çocuk sana çok aşık ha." dedi Birkan.

"Öyleyim." diye mırıldandı Halil.

Sonra Ecrinin ısrarıyla tekrar anlatmaya başladı. "İlk başta pek sevmesem de tanıdıkça çok sevdim Feride'yi. Bana çok iyi davranıyordu, çok iyi birisiydi o. Ben daha önce hiç aşık olmamıştım. Feride hayatıma girdiği için çok mutluyum o yüzden. İlk başta olmadı aslında, Feride beni arkadaştan öte de görmüyordu. Ama sonra o da hislerini fark etti. Şimdi de böyleyiz işte." dedi son cümlede omuzlarını kaldırıp indirirken. Çok tatlı görünüyordu.

Ortamda küçük bir alkış yankılanırken bir an da gürültü koptu ve müzik çalmaya başladı. Tuvalete gittiğini iddia eden Nisan, elinde Pasta ile gelirken birileri de konfeti patlatmıştı. Sanırsın evleniyorum amk.

Pasta önüme gelirken hep bir ağızdan doğum günü şarkısını söylemeye başladılar. Bir dilek dilememi isteyen arkadaşlarım karşısında gözlerimi yumarak zengin olmayı diledim ve yanan mumu üfleyerek söndürdüm.

Tekrar bir alkış koparken Halil kulağıma doğru eğilip "İyi ki doğdun Feride'm." dedikten sonra geri çekilmeden önce yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. İşte doğum günüm şimdi güzelleşmişti. 



Bu bölümün altına kitaplarım veya benim hakkımda merak ettiğiniz bir şey varsa sorabilirsiniz. Bölüme olan görüşlerinizi de bildirirseniz çok mutlu edersiniz beni. Teşekkürler 🌼🌼🌼

Anlaşmalı Arkadaş - Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin