BÖLÜM 33

18.8K 1.1K 47
                                    



🌼🌼🌼


1 Hafta sonra... 


Tam bir hafta... Bir hafta geçmişti ve bugünle beraber diğer günlerim de bok gibiydi. Sınıftakilerle pek yakınlık kurmamıştım geldiğim günden beri. Daha çok Halil ile arkadaş olma çabasında olmuştum. Daha sonra da başka kimseye ihtiyaç duymamıştım. O zamanlar fark etmemiştim ama şimdi anlıyordum, benim günlerim okul ev ve Halil arasında geçiyordu resmen. Bu yüzden bir haftadır yokluğunu tüm saatlerimde hissediyordum. Dahası onu çokça özlemiştim. Artık arkadaş kalamayız derken ciddiydi biliyordum ama bu kadarını beklemezdim. Sınıfa giriyor bana günaydın diyor ve yerine oturuyordu. Kafasını sırasına koyup uyumuyor, dersi dinliyordu. Bunlar beni mutlu etmekle beraber şaşırtmıştı. Ama asıl şaşırtan teneffüs aralarında birisiyle konuşmasıydı. Halil teneffüsü çıkıyor, bir kız ile konuşuyor ve kız nedense hep gülüyordu. Yeni bir arkadaş mı bulmuştu kendine bilmiyordum. Bu kadar hızlı olacağına da ihtimal vermiyordum. Halil asosyalliğini aşıp arkadaş buluyorsa bu güzel bir şeydi. Ama bu kıza ne diyordu da bu kadar gülüyordu anlamıyordum. Benim bir haftadır yüzüm gülmemişti. Benden hoşlanan Halil'ken dert sahibi olan ben olmuştum. Tripli desen değildi, mutsuz desen yüzü gülüyordu, yalnız desem kendi gibi bir civciv bulmuş konuşuyordu. Yani burada terk dertlenen ben miydim amk? 


Elime aldığım bisküvi ile dudağımı kemire kemire sınıfa doğru yürüyordum. Kantin kalabalığından zor sıvışıp almıştım bu bisküviyi. Bu yüzden gururluydum ama sınıf girişinde gördüğüm bedenlerle keşke sınıftan çıkmasaydım dedim. Halil gene o kızlaydı. Bu sefer herhalde fıkra anlatıyordu. Çünkü kız bayağı bir gülüyor bir de lüle lüle saçlarıyla oynuyordu. Bu kızı daha önce görmemiştim okulda. İlk defa Halil'in yanında görmüştüm. Halil ellerini cebine sokmuş tatlı tatlı gülümsüyordu. Kız biraz küçük duruyordu ama bu boyundan kaynaklıydı büyük ihtimalle. Minyon, sarışın, mavi gözlü, lüle saçlı bir kızdı. Ulan bayağı güzeldi bu kız. Halil'e de benziyordu biraz. Onun gibi sevimli bir tipi vardı. Fark etmeden çattığım kaşlarım ve sıktığım dişlerimle Halil'in yanından hızla geçip sınıfa girdim. Sert adımlarla sırama otururken neye sinirlendiğimi bile bilmiyordum. Ben Halil ile konuşmak için çok çabalamıştım. Sürekli mesaj atmış, onu her gördüğüm yerde konuşmaya çalışıp almıştım gönlünü. Biraz fazla almışım ama olsun.  

Bu kız birkaç güne nasıl samimi olmuştu benim Halil'imle anlamıyordum. Bu çocuk asosyal diye anası benimle konuşmuştu. Bu kadar kolay nasıl gülüşebiliyordu insanlarla. Dün gece annesi de bana yazmıştı, olay hakkında konuşmuştuk. Anlaşma  fes olmuştu ama bana hala arkamda olacağını söylemişti. Buna  sevinememiştim bile. Kafam tamamen Halil'in duygularıyla doluydu. Güzel çocuk tüm ayarlarımı alt üst edip gitmişti. Ona kızamıyordum bile çünkü bende onun gibi yapardım. Yapmacık olmak istememişti o. Ya ak ya kara olmak istemişti. Ama çok üzülüyorum işte. Onu özlüyorum, hemde çok. Zaten havalar soğudukça okula burnu kırmızı geliyordu. Burnunu ısırırım senin dememek için zor duruyordum. Ya o kız diyorsa? 

Oflamaktan başka çare kalmıyordu bana. Halil sınıfa girip sırasına oturunca da bir şeye yapamadım. Bisküvimi açıp içinden bir tane aldıktan sonra ona da uzattım. Sadece elime bakıp kafasını iki yana sallayarak " Hayır teşekkürler." dedi. 

Sinirlenip ağzına tıkasım vardı bisküviyi. Onun yerine kendi ağzıma tıktım tüm paketi. Halil kendi gibi bir civcivle gülüşürken bana sadece bu kalıyordu zaten. 

Anlaşmalı Arkadaş - Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin