Anlaşmalı Arkadaş - Yarı Texting

BÖLÜM 72

Feride: Halil 

Feride: Şulenin evi sana yakın mı 

Halil: Evet aynı sitede oturuyoruz biz

Halil: Ne oldu ki gece vakti soruyorsun 

Feride: kıza yaz yarın okula beraber gidelim yürüyerek 

Feride: Geçen karşılaştığımız yerde beklerim sizi gelirsiniz 

Halil: olur

Halil: O da genelde yürüyor zaten 

Halil: Akşam konuştuklarımızı mı soracaksın 

Feride: Aynen öyle yapacağım 

Feride: Şimdi yatıyorum görüşürüz. 

Halil: Görüşürüz 🖐️

🌼🌼🌼🌼

Sabah vakti Halil ben ve Şule yan yana yürüyorduk. Şule ile az önce bir tanışmıştık ve anladığım kadarıyla Halil gibi birisiydi. Güzel, ve sevimli bir kızdı. Benden biraz çekinmişti ama yardımcı da olacak gibi duruyordu. 

"Şule." dedi Halil kuzenine bakarak. Şule hemen gülümseyerek baktı Halile. 

"Geçen sana Feride ile aramızda olanları anlattım ya, sen bunu başka birinin yanında konuştun mu hiç?" 

Şule kaşlarını çatıp biraz düşündükten sonra cevap verdi. "Hayır abi, niye senin özelini başka birine anlatayım ki?" 

Halil bana döndü ne yapacağız der gibi bakarak. "Halil abin merak etmiş Şule, bugünlerde bizimle uğraşan birisi var da." dedim konuyu anlaması için. 

Şule şaşırarak yürümeyi bırakıp durdu. "Nasıl uğraşıyor?" diye sordu merakla. 

"Bana mesaj atıp hakaret ediyor, ve bizim ilişkimiz hakkında çoğu şeyi de biliyor. Feride'nin yanına yakışmıyorsun diyor bana. Balo yüzünden olan tartışmamızı da biliyor. Ama biz onu kimseye anlatamadık ki. Nereden bilebilir diye düşünüyoruz." 

Şulenin kaşları şaşkınlıkla havalandı. "Ay Halil abi emin misiniz, belki Feride ablaya aşık birisi yazıyordur onları." 

Halil başını iki yana salladı. "Feride'ye aşık birisini bilmiyorum, ama zaten olsa da o yazamaz. Çünkü bu balo konusunu ben sadece sana anlattım. Sınıftan kimse duymadı buna da eminiz. Bir tek sen ve o iki arkadaşın biliyor."

Şule daha da şaşkın bir hale büründü. " Sibel ve Naz'dan mı şüphelendiniz, onlar yapmaz ki öyle şeyler. Hem senin numaranı nereden bilecek? " dedi. Büyük ihtimalle imkansız olduğunu düşünüyordu. 

"Senin telefonundan almış olabilir mi birisi?" diye sordum. 

Şule dudağını ısırıp biraz düşündü. "Biz birbirimizin telefonlarını çok alırız oyun veya sosyal medyaya için. Ama gizli gizli karıştırıp numara alamazlar ki. İyi kızlar ikisi de." 

"Bunlar senin en yakın arkadaşların mı?" 

"Hayır." dedi Şule başını iki yana sallayarak. "Benim en yakın arkadaşım sınıfımdan başka biri. Ama onlarla da yakınım. Gerçi Sibel'le yeni tanıştık ama yakınız yine de." 

Başımı anladığımı belli ederek aşağı yukarı salladım. "Sibel nasıl birisi biraz anlatır mısın?" diye sordum onları yakından tanımak adına. 

"Ben sınıfa geldiğimde Sibel için biraz soğuk bir kız demişlerdi bana. İnsanlara kötü kötü bakıyormuş, aslında büyük bir yaş bizden. Ama sınıfta kaldığı için tekrar okuyor. İlk başta hiç konuşmuyormuş sınıftakilerle. Ama ben okula gelince kendi konuştu benimle. Aslında samimi birisi olduğunu fark ettim." 

Büyük ihtimalle bir yaş büyük olduğu için, kendini sınıftakilerle konuşmaması gereken bir patron ilan eden klasik bir ergendi. Ama neden Şule gibi tatlı bir kızla arkadaş olmayı tercih etmişti ki? 

Bunu sonra düşünecektim. "Naz nasıl birisi peki?"

Şule sorumla birlikte gülümsedi. "O çok tatlı ya, arkamda oturuyor, kantinde param çıkmamıştı yanlış hesap yaptım diye. Üstünü ödemişti öyle tanıştık. Çok seviyorum ben onu." 

"Hımm." diye mırıldandım.  "Demek kızıl güzellik böyle birisiymiş." 

"Kızıl olduğunu nereden bildin abla?" diye sordu Şule meraklı bir ifade ile. 

Yarım ağız sırıttım. "Halil abin belirtti." diye yanıtlayınca Halil utanarak bakışlarını kaçırdı. 

Gülüp koluna vurdum hafifçe. "Tamam tamam bir şey demedim." 

Şule kıkırdamaya başlamıştı fakat Halil kızarmıştı çoktan. Tekrar okula yürümeye başladık. Bakalım bu gizli numara kimmiş?