35-Dromonits'ler

2.9K 288 38
                                    

Tırtıllar bir süredir telepatik imgeler gönderiyordu, John bu imgeleri kendi mantığıyla yorumlayıp bir karara varıyordu.

Acaba tırtılların bir plan yapacak kadar zekâ sahibi olmaları gerçekten mümkün müydü? Belki de içgüdüsel olarak hissettikleri durumlara göre de imgeler gönderiyor olabilirlerdi.

John, Seth'in tavsiyesiyle çalışma yönünü değiştirmeye karar verince, tırtıllardan olumlu imgeler gelmişti.

Yüksek ısıyı absorbe etmek yerine yansıtabilmek için kristalimsi bir yapıya ihtiyacı olacaktı. Tırtılların genleri ile oynayıp ürettikleri ipeğe, kristal yapısı kazandırmak ilk önceliği olmalıydı.

Bu yönde çalışmalara başlayacaklarını ekip arkadaşlarına bildirdi. Angela kendi alanı ile ilgili araştırmalara başladı.

Helena, John'un kendisinden istediği makaleler ve araştırmalar üzerine yoğunlaştı. Hank direk olarak John ile birlikte deneylerde yer alacaktı.

Tüm ekip iş bölümü yaptıktan sonra çalışırken, Jen'den bir çağrı geldi. John tuvalete giderek ışınlanmaya hazır olduğunu bildirdi.

Birkaç saniye sonra Jen'in gemisine ışınlanmış ve Pladd tarafından karşılanmıştı. Jen'in kendisini odasında beklediğini öğrenince doğrudan yanına gitti.

"Hoş geldin John."

"Hoş buldum Jen, bir sorun mu var?"

"Seni her zaman bir sorun olduğu için çağırdığımı düşünürsek, pekte haksız sayılmazsın."

"Düşman ile ilgili bir bilgi mi edindin?"

Jen normalden daha yorgun gözlerle John'a baktı. "hastayken beni iyileştirdiğinde, sana bir şeyler söylediğimi hatırlıyor musun?"

John kısa bir süre düşündü, "evet, hatırlıyorum. Geliyorlar demiştin."

"Son zamanlarda her gece rüyalarıma giriyorlar, kimin gelmekte olduğunu sana söylemek istiyorum."

John merakla beklemeye başladı.

"Dromonits'ler geliyor John."

Daha önce bu adı hiç duymadığı için John bir tepki vermedi ama Jen'in kaygılı bakışına göre gelenlerin hayra alamet olmayacağını düşündü.

"Kim bunlar Jen?"

"Bunlar bizim bile boy ölçüşemeyeceğimiz bir ırk. Mısır'daki piramitlere yardım edenler onlardı. O zamanlar biz de teknolojik olarak çok ileri değildik. Henüz uzaya çıkma çalışmalarına başlamamıştık bile."

Jen'in ırkı daha emekleme dönemindeyken, uzayda gezen bu Dromonits'lerin teknolojileri, şimdilerde olağanüstü olmalıydı.

"Peki bu seni neden endişelendiriyor?"

"Çünkü dünyaya yaptıkları teknolojik katkıların sonucunu görmek için geri gelecekleri yazıtlarda vardı. Fakat bu dönüş süreci belirsiz bir zamandaydı.

Ruhum bedenimden ayrılınca, bazı gelişkin ruhlar tarafından uyarılmıştım. Bu uyarının gerçekliğinden emin olmadığım için sana yalan söyledim."

"Demek o yüzdendi, benden bir şey sakladığını hissetmeme rağmen, gerçekten sayıkladığını düşünüp üstelememiştim."

"John, bu ırkın geri dönmesi bizim için iyi mi yoksa kötü mü tam emin olamıyorum. Efsanelerde bu ırkın yardım ettiği gezegenlere müdahale eden diğer ırklara karşı, acımasız oldukları belirtiliyordu."

John şimdi konuyu anlamıştı, Jen'in ırkı, insanlara müdahale ettiği için, onlarda bu ırkın hedefi olabilirlerdi.

"Peki rüyalarında ne görüyorsun da seni bu konuda endişelendiriyor?"

"Dünya'nın yörüngesinde patlayan uzay gemileri görüyorum, içten patlayan, kâğıt gibi ikiye ayrılan dev gemiler görüyorum."

"Hepsi sizin gemileriniz mi?"

"Değişik ırklara ait gemilerdi, sanki tüm medeniyetler bir araya gelmiş büyük bir meydan muharebesi yapıyorlar gibiydi."

Dünya'nın böyle bir tehlike altında olması John için kaygı vericiydi. Zaten sömürgeci bir uzaylı ırkı dünyaya doğru gelmekteydi, bir de üstüne Dromonits'ler de gelirse dünyanın hali ne olurdu?

"Onlarla temasa geçme yolu var mı Jen?"

"Hayır, bildiğim kadarıyla yok. Zaten efsaneler haricinde, onlar hakkında duyduklarımız çok az."

"Belki de sadece efsanedirler, aslında gerçekten var olmayabilirler."

Jen doktor kadar iyimser değildi, "sence piramitleri insanlar tek başına mı yaptılar? Binlerce yıl öncesinden kalan pile ne demeli?"

Jen'in dikkat çektiği noktaya bakınca sadece efsaneden ibaret olmaları mümkün değildi.

"Peki ne zaman geleceklerini bilmediğimiz uzaylılar hakkında bu kadar endişelenmek yerine, yaklaştıklarına kesin emin olduğumuz düşmanlar hakkında düşünsek daha iyi olmaz mı?"

"Anlamıyorsun John, eğer Dromonits'ler gerçekten gelirlerse, bizi de, onları da yok ederler. Üstelik nereye kaçarsak kaçalım, ana gezegenimizi bile ortadan kaldırabilirler. Üstelik teknolojileri bizden ileri olduğu için hangi hızda gelebileceklerini de kestiremiyoruz."

 Jen'in endişelerini daha iyi anlamaya başlayan John, süper beyni ile çözüm bulması gerektiğine karar verdi.

"Merak etme Jen, ben bir çözüm yolu düşüneceğim. Bize yapmış olduğunuz iyiliklerin karşılığını vereceğim."

Jen tam olarak rahatlamasa da John'un güven verici sözleri karşısında gülümsedi.

"Annen senin bu halini görse gurur duyardı."

Annesinden söz edilince duraksayan John, kararlı bir şekilde başını kaldırdı.

"Beni terk eden bir anneye ihtiyacım yok."

"Bir gün anneni affedeceksin ama dua et de o zaman senin için çok geç olmasın."

John müsaade isteyerek gezegene ışınlanmak için güverteye döndü. Pladd'ın emriyle geldiği yere, yani tuvalete ışınlandı.

Kapıdan çıktığında Helena'nın kapıda beklediğini görünce şaşırdı.

"Sen burada ne yapıyorsun canım?"

"Seni bekliyordum, artık ne zaman gerçekten ihtiyaç için mi, yoksa yukarı çıkmak için mi tuvalete gittiğini anlayabiliyorum."

"Senden gerçekten korkulur" diyen John, kıza sevgiyle sarıldı. "Jen'in anlattıklarını seninle paylaşmak istiyorum, gece odamda buluşalım."

  "Sadece konuşacak mıyız?" diye cilve yapan kıza gülümseyen John, "istersen başka şeyler de yaparız ama önce olayın ciddiyetini anlaman lazım."

Adamın beklemediği derecede ciddi olduğunu anlayan Helena hemen toparlandı. "Sorun gerçekten büyük olmalı."

"Jen'in tüm ırkı tehlike içinde olabilir ve ben bu duruma çözüm bulmak zorundayım."

"Eminim bulursun canım, sana güveniyorum."

"Teşekkürler, şimdi askerlerin dikkatini çok fazla çekmeden yerimize dönelim."

Kızın elini tutup koridorda ilerleyen John, bir yandan bu kadar karmaşık hayatı olduğu için kendi kendine hayıflanıyordu.

-DEVAM EDECEK-

Yayımlanma tarihi: 10.05.2015

Y.N: Bölümü beğendiyseniz oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen.

KOZA - Dünya'nın İstilası (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin