"Flash Disk'deki bilgilerin ne olduğunu rahatlıkla anlayabiliyorum Jen. Buna inanamayacaksın."
John beynindeki yeni bilgilerden dolayı dehşete düşmüştü. Eğer bu bilgiler doğruysa dünyayı büyük bir tehlike bekliyordu.
"Tsar bombasını biliyor musun Jen?"
"Biraz bekle" dedikten sonra elindeki şeffaf tablet benzeri alete bir şeyler tuşlayan Jen, ekrana çıkanlara baktıktan sonra, "1961 de Rusya'nın denediği 50MegaTonluk (50 milyon dinamite eş değer) bir bombaymış. Şimdiye kadar Dünya üzerinde patlatılan en büyük güce sahip bombayı neden sordun?"
"Seth'in bilgilerini incelerken yeni bir bomba üzerinde çalıştığını fark ettim. Eğer başarırsa, Tsar bombası yeni bomba yanında çatapat gibi kalacak."
Jen o kadar endişeli görünmüyordu. "Bu kadar güçlü bomba yapacak teknolojiniz yok ki John, neden endişe ediyorsun?"
"Anlamıyorsun Jen, dünyada bu teknoloji yok ama düşman uzaylılardan yardım aldıklarını düşünüyorum. Hidrojen bombasından kat kat güçlü bu bomba için dünya üzerinde bulunmayan elementler kullanacaklar."
Jen işin ciddiyetini anlamıştı. "Düşmanla işbirliği yaparlarsa bu mümkün ama bombanın tamamlanması ve denenmesi aşamasında hükümet geri adım atacaktır. Hiçbir yerde bu bombayı güvenle deneyemezsin."
"Biliyorum fakat düşmanlar gelmeden uzayda patlatmayı düşünüyorlar. Çoktan kılıfını hazırlamışlar bile, uzaylıların dünyayı istilasına karşı önlem amaçlı uzayda patlatılırsa, dünyaya zararı olmayacağını hükümete garanti etmişler."
John'u dehşete düşüren asıl şey hükümeti ikna edebilmeleri için lobicilik yapacak düşman ajanlarının, çoktan içlerine sızmış olmalarıydı.
Uzayın neresinde patlatırlarsa patlatsınlar, dünya bu nükleer serpintiden olumsuz etkilenecekti. Atmosferi kaplayacak serpinti yüzünden, onlarca yıl yeryüzünde yaşam imkânsızlaşacaktı.
"Buna izin veremeyiz Jen, General'e gerçekleri anlatıp bir an önce Seth'i ve yardımcılarını tutuklatmamız lazım."
"Bir düşünsene John, adam hükümetten onay aldığı bir proje üzerinde çalışıyor. Senin sözünü dinlemeyeceklerdir. Önce kanıt bulman gerek, sonra da seni destekleyecek yetkilileri ikna edecek teknik açıklamalar yapmalısın."
John işin düşündüğünden daha karışık olacağını anlamıştı. Tsar bombasından sonra elli küsur yıl geçmişti. Amerika ve Rusya'nın elinde onbinlerce megatonluk nükleer bomba vardı. Olası bir nükleer savaşta dünyanın yok olması kaçınılmazdı.
Seth'in yapmayı planladığı bombayı uzaylılar ele geçirirse, dünyanın yok olması kaçınılmaz olacaktı.
"Dünya'yı yok etmeyi neden istesinler ki, ele geçirip kaynaklarımızı kullanmak istemeleri mantıklı olmaz mı?"
"Haklısın John, kaynaklarınız için geldiklerini biliyoruz fakat dünyada ummadıkları bir dirençle karşılaşırlarsa bu bombayı kullanıp tehdit edebilirler."
"Yani kendi elimizle uzaylılara koz hazırlıyoruz öyle mi?"
"Evet, özellikle o adamı durduramazsan, bizim desteğimiz bile işe yaramayacak."
John, Seth'in yapmayı planladığı hainlik için karşı plan yapmaya başlamıştı bile. General'e ön bilgi verip Seth'i gözaltında tutması gerektiğine ikna edecekti. Hükümetten güvendiği kişilere gerçekleri anlatması için basit bir sunum hazırlayıp General'e ulaştıracaktı.
Bu süre zarfında süper zekâsını kullanıp, bombayı sabote edecek bir yöntem düşünecekti. Hank'in yardımına ihtiyacı olacaktı. Aldığı hızlandırılmış kurs ile Seth'den daha çok bilgisi olmuştu. Belki yardım ediyor gibi gözüküp projeyi manipüle edebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOZA - Dünya'nın İstilası (SY)
خيال علميDost uzaylılar ve düşman uzaylılar arasında kalan bir doktor. Tırtıllar üzerinde deney yaparken gizli bir askeri tesise davet edilir. Muhteşem güzellikte bir asistanı ve genetiği değiştirilmiş hayvanlarla yaşantısı kendisini harikalar diyarında hiss...